Kusura bakmayın dostlar!

xxx11

Kendimizden bahsetmek ve dertlerimizle sizleri meşgul etmek hiç hoşumuza gitmeyen bir durum!

Ama kusura bakmayın dostlar, bugün biraz kendimizden ve dertlerimizden söz edeceğiz!

Söz edeceğiz çünkü biz burada yazmazsak sizler telefon ve e-mailleriniz ile merakınızı gidermeye çalışacaksınız!

Yaklaşık otuz yıldır bu köşede yazan biri olarak ilk defa sansüre tabii tutulduk ve yazılarımız yayınlanmadı!

Yazılarımız yayınlanmayınca biz de yazmamayı tercih ettik!

Ve sizlerle kısa süreli bir ayrılık yaşadık!

Bu durumdan biz ne kadar rahatsız olduysak, yazılarımıza sansür uygulayan dostumuz da rahatsız olmuş olacak ki bir gece yarısı telefonu ile gönlümüzü almaya çalıştı!

Ve neden yazılarımızı yayınlamadığını izaha uğraştı!

Eleştirilerimize karşı olmadığını ama üslubumuzun çok sert olduğunu bu yüzden yazılarımızı koymadığını ifade etti!

Tamam, üslubumuz sert!

Biz de bunu kabul ediyoruz!

Ama arkadaş bizim canımız çok yanıyor!

Hem nasırımıza basılıyor hem de can havliyle sesimizi yükselttiğimiz zaman niye bağırıyorsunuz deniliyor!

Kongre haftasına girdiğimiz günden itibaren yazdıklarımız hep bir uyarı niteliğindeydi!

Yapılan yanlışları göz önüne sermekten başka bir şey yapmış değiliz!

Eleştirilerimizin üslubuna takılacaklarına içeriğine göz atmış, kulak vermiş olsalardı belki bugün pek çok sorun yaşanmıyor olacaktı!

Biz kimseye düşman değiliz!

Maksadımız "Dost acı söyler" atasözünden yola çıkarak aynı çatı altında birlikte bulunduğumuz insanların yanlış yapmalarının önüne geçmeye çalışmaktan başka bir şey değil!

Ne var ki, yıkama yağlama istasyonu gibi çalışan kalem erbabının etkisi altında kalan çevrelere yazılarımızın ağır geldiğini görüyoruz!

Günlerdir bir şikayeti dile getiriyoruz, bir sıkıntıyı kağıda döküyoruz şikayetçi olduklarımız, dertlendiklerimiz lutfedip(!) "Yahu siz ne istiyorsunuz?" deme nezaketini göstermiyorlar!

Onlar ilgisiz görünüyorlar ama yakın çevreleri gelip gidiyor!

Ve konuşmaya başladığımız zaman "Haklısın, hatta yüzde yüz haklısın abi" gibi ifadelerle dediklerimizi onaylıyorlar!

Evet, yazılarımız sansürlendi ve bir-iki gün köşemiz boş kaldı!

Ama biz bu sorunu sansürcümüz ile aramızda halletmiş durumdayız!

Helalleşip yola devam dedik!

Bundan sonra ne olur?

Yazabildiğimiz kadar bu köşede, yazamadığımız noktada başka ortamlarda meramımızı dile getirmeye çalışırız!

Hiç mi yazacak yer bulamadık o zaman da yollara dökülüp dostlarımızla birebir görüşerek doğru bildiklerimizi paylaşmaya devam ederiz.