"Kurumsal Yönetimde Anahtar Unsurlar: Sistem mi, İnsan mı?"
Kurumsal yönetim veya bir başka deyişle kurumsallaşma gündeme geldiğinde, çoğu firma yönetimi, hemen bir sistemin kurulacağı veya dokümantasyonla işletmenin kurumsal bir şekilde yönetileceği kanaatine kapılıyor. Bu düşünce kısmen doğru olsa da, genel anlamda yanıltıcıdır.
Özellikle küçük işletmeler, kurumsallaşma çalışmalarına bir danışman veya bir danışmanlık firması aracılığıyla başladıklarında, ilk adım genellikle bir misyon ve vizyon oluşturmak, ardından bir stratejik plan hazırlamak oluyor. Bu adımlar doğru ve gerekli olmasına rağmen, işletmelerin genellikle atladığı önemli bir nokta vardır: Oluşturulan bu sistemi yönetecek, harekete geçirecek ve geliştirecek bir ekibin ve liderliğin olup olmadığıdır. Bu sorgulama aşamasında, eğer işletme sahibi, işe alınacak yeni personel ihtiyacını veya var olan personelin gelişim potansiyelini kabul ederse, bu dönüşüm için gereken hazırlıkların yapılması gerekir.
Sistem geliştirme yaklaşımının işletmelerdeki uygulaması, işletmenin büyüklüğüne bağlı olarak farklı adımlar gerektirir. Örneğin, 1-50 çalışanı olan KOBİ işletmelerinde, personel sayısı az olduğu için yoğun dokümantasyon, süreç ve stratejik plan çalışmalarına girmek, başlangıç aşamasında ideal bir yaklaşım değildir. Bu tip işletmelerde departmanlar henüz oluşmamış olabilir ve birçok fonksiyonu tek bir kişi yönetiyor olabilir. Bu durumda, oluşturulan ayrıntılı süreç dokümanları ve bürokratik belgeler, bu kişinin daha yavaşlamasına ve verimsizleşmesine yol açabilir.
Büyük işletmelerde ise durum tam tersidir. Bu tür işletmelerde, departmanlar genellikle oluşturulmuş ve sistematik bir şekilde çalıştıkları varsayılmaktadır. Bu departmanların etkin ve verimli bir şekilde çalışabilmesi için, süreç yönetimi ve dokümantasyon yönetimi, yani sistem dediğimiz yapı, kritik bir önem taşır. Dolayısıyla, yoğun süreç ve dokümantasyon çalışmaları, büyük işletmeleri güvence altına alırken, küçük işletmeleri hantallaştırabilir ve verimsizleştirebilir.
Küçük işletmelerin karşılaştığı zorluklardan biri de, personel sayısının az olmasıdır. Az sayıda personel içinde, işletmeyi büyütecek süreçleri sistematik bir çerçeve içinde takip edebilecek yetkin insanların bulunması genellikle güç olmaktadır. İşe alınacak olan dışarıdan personelin, işletme içerisindeki uyum problemleri daha belirgin hale gelir. Bu uyum problemleri, maaşla ilgili konuları da gündeme getirir. Çoğu işletmede, talep ettiğimiz yetkin ve kalifiye personelin işe alınmasının önündeki en büyük engel, halihazırda çalışan personelin yeni gelecek olan personelden daha düşük maaşta çalışıyor olması ve bu durumun olası uyumsuzluklar yaratabileceği endişesidir.
Eğer işletmeler, kurumsallaşmayı hedeflerken yapmış oldukları yatırımları, ekiplerini daha profesyonel ve kaliteli bir yapıya kavuşturmak için kullanmayı tercih ederlerse, bu durumda "kelle avcılığı" olarak bilinen işe alım yöntemlerini de tercih edebilirler. Bu yöntemler, işletmenin işe alacağı kişilerin başarı oranları ve performansları yüksek olan bireyler olmasını sağlar. Bu stratejik tercih, kurumsallaşma sürecini büyük ölçüde hızlandırır ve işleri daha da kolaylaştırır.
Sıkça karşılaştığımız yanılgılardan biri, işletmenin kurumsallaştıktan sonra büyük karlar elde edeceği ve yüksek performanslara ulaşacağı yönündedir. Kurumsallaşma, bir işletmenin uzun süre profesyonel olarak yönetilebilmesi anlamına gelir. Ancak, işletmenin iş modeli, gelir modeli ve çalışanlarının performansı yeterli değilse, bu durum, kurumsal dönüşüm dışında bir problemi gösterir. Pazarlama, satış ve satın alma, depo ve sevkiyat yönetimi gibi alanlarda problemler mevcut olabilir. Bu nedenle, bu tür problemlerin önceden tespit edilmesi ve firmanın likidite, performans ve verimlilik problemlerinin ele alması gereklidir.
Kurumsal dönüşüm veya başka bir ifadeyle sistem kurmak, tek başına insanı yönetmez. İnsan, bu sistemi kuracak, yönetecek ve geliştirecek olan en kritik unsurdur. Dolayısıyla, kurumsallaşma sürecine, insan kaynaklarını güçlendirerek, revize ederek ve yükselterek başlamak büyük önem taşır. Unutulmamalıdır ki, en etkili sistemler bile, onları yönetecek ve geliştirecek yetkin insan gücü olmadan işlevsizdir.
Dr. Ömer Yazıcı
https://www.ailesirketleri.com/