Kurt Medeniyet

xxx43

Fiyatı oldukça pahalı ama o balık çok lezzetlidir. Bütçem müsaittir, alıp afiyetle yiyeyim... Sakın ha alma alma!.. O bir derin su balığıdır ve etinde aşırı miktarda kurşun, cıva ve kadmiyum vardır.

Şu fırından çıkmış çıtır çıtır mis gibi ekmek ne kadar iştiha verici... Dikkat dikkat!.. O ekmekte tam dört tür kimyevî madde vardır, seni peyderpey zehirler.

Meyveler ne kadar güzel görünüyor... Güzelliğine güzeldirler ama hormonludur, kimyevî gübrelidir, haşarata karşı ilaçlıdır.

Bütün yediklerimizde (yekun olarak AB normlarına göre 300 çeşit) kimyevî madde, koruyucu, aroma, renklendirici mevcuttur. Bunlar hemen öldürmez, uzun vadeli öldürür. Hasta eder, süründürür.

Portatif telefonlar ceplerimizde birer bombadır. Bütün elektrikli ve elektronik cihazlar sağlığa zararlı elektro-manyetik alanlar meydana getirir.

İlaçlar başlı başına birer felakettir. Kaşığıyla yedirir, sapıyla göz çıkartır.

Büyük şehirlerde egzoz gazları hemen boğup öldürmez, yavaş yavaş zehirler.

Sularda ne kadar çok klor var.

Evlerimizdeki, işyerlerimizdeki bütün boyalar, cilalı parkeler, sun'î maddeler hep zehir saçar.

Öyle bir hayata çatmışız ki, hayata kurmuş pusu.

Bugünkü medeniyet hayata, tabiata, fıtrata savaş ilan etmiştir.

Dünyayı ve insanlığı bin kere tahrip edecek nükleer silah birikimi varmış.

Dünyanın nimetleri, adil şekilde paylaşılsa ve kanaatle yaşansa herkese yeter ama şu anda milyarlarca insan aç, sefalet içinde.

Meksika körfezinin dibindeki petrol borularından biri patladı, o kocaman körfez mahvoldu.

Yeryüzünde ne kadar çok savaş var.

Ne kadar kan ve gözyaşı dökülüyor.

İnsanlığın bir kısmı şenlik yapıp eğlenirken, öbür kısmı sürünüyor, inliyor, ağlıyor.

Niçin barış yok dünyamızda? Niçin adalet ve insaf yok? Niçin merhamet yok?

Bütün bu kötülüklerin, acıların sebebi nedir?

Kurt insanlardır... Kurt medeniyettir...

Keşke elektrik icat edilmemiş olsaydı. Keşke kara trenlerle İstanbul'dan Ankara'ya 12 saatte, yandan çarklı vapurlarla İzmir'e 2,5 günde gidilseydi. Keşke uçaklar, füzeler, atom bombaları olmasaydı.

Soruyorum: ABD'deki Amişler gibi yaşasaydık da, insanlığı tehdit eden bugünkü tahribat olmasaydı daha iyi olmaz mıydı?

Kutuplardaki buzlar erimeseydi, denizler kirlenmeseydi, sular ve toprak zehirlenmeseydi. Keşke kimya sanayi bu kadar ilerlemeseydi.

Keşke bu kadar çok otomobil olmasaydı. Keşke insanlar para kazanmak için deliler gibi çırpınmasaydı.

Keşke bina ve zina bu kadar yaygın, yoğun olmasaydı.

Elektrik ampulü veya gaz lambası, önemi yok... Önemli olan barıştır, eşitliktir, kardeşliktir, güven ve adalettir, mutluluktur.

İstanbuldan uçağa biniyorsun, 12 saat sonra New York'tasın... Benim çocukluğumda Amerikaya gemilerle on günde gidilirdi...

Hız mı önemli mutluluk, adalet, güven, kardeşlik, eşitlik mi?

Medeniyet ve teknik dünyayı ve insanlığı batırıp öldürecekse ne yapayım ben öyle medeniyet ve tekniği?

Üzerinde çalışılıyor, onu da icat edeceklerdir, öyle cep telefonları yapacaklar ki, zili çalacak, düğmesine basacaksın, konuşan karşında üç boyutlu bir hologram şeklinde zuhur edecek. Aman ne teknik, aman ne medeniyet...

Medeniyet öyle ilerleyecek, öyle güçlenecek ki, günün birinde üçüncü dünya savaşı patladığında Arz üzerinde taş üstünde taş, gövde üstünde baş kalmayacak. Her yer, her şey tahrip edilecek, dünya yangın yerine, virâneye dönecek.

İnsanlar savaşı atom silahlarıyla yapacak, sonra savaş bitecek, yeni bir taş devri başlayacak.

Dördüncü dünya savaşı taşlarla sopalarla yapılacak.

* (İkinci yazı)

Dinimizi Nasıl Öğrenip Anlamalıyız?

Şuurlu (bilinçli) Müslümanlar için en önemli konu ve değer nedir? Zerre kadar şüphe yoktur ki, dindir. Çünkü bize varlığımızın sırrını, ebedî mutluluğumuzu din bildirmektedir.Biz insanlar yaratığız, Yaratanımızı bize din öğretmektedir. Dünya hayatı bir imtihandır, bu sınavı nasıl başaracağımızın yollarını bize din göstermektedir. Din bizi aydınlatmakta, din bize iyi insan, iyi vatandaş olmayı öğretmekte, din bize doğruyu yanlışı, iyiyi kötüyü, güzeli çirkini bildirmektedir.

Dinimizi nasıl öğrenmeli, nasıl anlamalı, nasıl yorumlamalıyız?.. İşte asıl mesele budur. Zamanımızda İslam'ı bozmak, tahrif etmek, insanlara yanlış öğretmek için seferber olmuş şer ve fesat çeteleri vardır. Bunların tuzaklarından nasıl kurtulacağız?

İslam'ı Allah'ın rızasına uygun şekilde anlamak ve öğrenmek için Peygambere tâbi olmamız gerekir. Bu konuda ona nasıl tâbi olacağız?

Çarşıya çıkıp rastgele bir Kur'an tercümesi, bir de birkaç bin hadîs ihtiva eden bir kitap alıp okumakla bu konuda başarılı olabilir miyiz?

Olamayız. Peygamberin vekillerine, vârislerine, halifelerine tâbi olmamız, din derslerini onlardan almamız gerekir.

Onlar kimlerdir?

1. İcazetli Ehl-i Sünnet ulemasıdır.

2. İcazetli Ehl-i Sünnet fukahasıdır.

3. Şeriata ve dinin zâhirine sımsıkı bağlı icazetli meşayihtir.

İcazetli olmayanlardan din dersi alırsak sapıtmak, yanılmak, şaşırmak ihtimali büyüktür.

Şu dünyada her işte, her konuda ehliyet, liyakat, icazet gerekir. Fırına gidersin ekmek alırsın, fırıncının belediyeden alınmış ruhsatı vardır. Doktora gidersin, tıp fakültesinden alınmış diploması ve Tabipler Odasından verilmiş doktorluk yapma ruhsatı vardır. Her iş böyledir.

En önemli iş olan din hizmetleri ve eğitimi de ehliyetle, liyakatle, icazetle yapılır.

İşin içine ehliyetsizler, icazetsizler karışırsa bugünkü kaos, kargaşa, anarşi manzarası ortaya çıkar.

Siyonistler Müslümanları şaşırtmak istiyor.

Haçlılar Müslümanları şaşırtmak istiyor.

Masonlar, Sabataycılar, Kriptolar, Deccalistler hep şaşırtmak istiyor.

Onların içimizde ajanları, casusları, provokatörleri, yönlendiricileri vardır. Onlar Müslümanları şaşırtmak için:

Dinde reform,

Dinde yenilik,

Dinde değişim,

Herkes dinini Kur'an tercümesi okuyarak öğrensin,

Herkes ictihad yapsın,

İslam feminizmi,

Fazlurrahmancılık,

BOP'çuluk,

Ehl-i Sünnet İslam'ı Emevî dinidir, asıl İslam'ı biz anlatıyoruz,

Kemalizme uygun İslam,

Tasavvuf ve tarikatlar müşrikliktir. Tasavvuf evliyası evliyauşşeytandır,

İslam'da tesettür yoktur,

Azılı Farmason afganî büyük mürşiddir...

Ve daha bunlara benzer bir sürü aykırı cereyan çıkartmışlardır.

Akıllı, firasetli, şuurlu Müslüman bu şeytanlara uymaz.

Sahte diplomalı bir doktora gider misiniz?

Gitmezsiniz tabiî...

O halde dininizi ehliyetsiz ve icazetsiz kişilerden öğrenmeyiniz.

Herif müctehitliğini ilan ediyor ve namaz kılmıyor. Böyle birisinden din öğrenilir mi?

Herif hem din hocalığı taslıyor hem de Deccalperestlik yapıyor. Vay böylesinden din dersi alana!

İslam kâmil dindir.

İslamda reform yapılmaz.

Allah ve Resulü yanılmaz.

Dinde değişiklik ve reform isteyenler, zaruriyat-ı diniyenin bazısını inkar ediyor, kaldırmak istiyor. Bu küfürdür.

Türkiye Müslümanlarını bu konularda aydınlatmak, uyarmak bilgilendirmek, korumak için yoğun, yaygın ve etkin bir propaganda ve irşad seferberliği başlatılmalıdır.

Bu vazife üzerlerine düştüğü halde yapmayanlar büyük bir sorumluluk altındadır.