Kurban Olayım!

Uğur CANBOLAT

Dilimize yerleşmiş en güzel deyimlerden biridir. Ya da bana öyle gelir.

Birine bunu söyleyebilmek için kendinizden vazgeçip artık o kişi olmak gerektir. Başka türlü söylemek mümkün olmaz.

Siz artık siz değilsinizdir. Kendinize ait bir varlığınız kalmamıştır. İddianız da!

Canınızı ona katarsanız ancak can bulursunuz.

‘Tek kurşunla bir bedende vurulduk’diyemeyenlerin bu sözü söyleme hakları da yoktur, imkanları da!

Yâre yakışır bir söz! Yâr ise ona canın ne gereği var. Sevdiğinin canında yaşar zaten o!

Onda nefes alır.

Onunla nefes alır.

Onda nefeslenir.

Böyle olduğuna göre o zaten cananında can bulup onun canında hayat sürmektedir.

Cananında hayat bulup yaşamanın canını canâne vermekle olabildiği sırrını kavramıştır. Varlıktan geçmiş yokluğa talip olmuştur.

Ağırlık adına ne varsa bırakmıştır, tek etmiştir. Yâre gerekmeyenin bana da gereği yok demiştir.

Nesi varsa kurban etmiştir. Onun uğrunda.

Vazgeçmiştir vazgeçmesi gerekenlerden! Tek kelime etmeden üstelik…

Aynı bedende can bulamayanlar ‘Tek kurşunla bir bedende’ nasıl vurulabilir.

Bunu başaramayanlar kurban olamazlar.

İşte bu duygularla aşık sevdiğine şöyle seslenir ve yüreğimizde yankılanır.

“Kurban olam kalem tutan ellere

Katip arzuhalim yaz yâre böyle

Şekerler ezeyim şirin dillere

Katip arzuhalim yaz yâre böyle”

Hepimizin diline düşen bir türküdür. Gönle düşmeyen dile nasıl düşer. Özlemin dayanılmaz girdaplarında azaplardan azap seçen âşık hasretini bu dizelerle yârine kurban olduğunu dile getiriyor.

Ya şimdi durum ne?

Bu soru yakıcıdır. Cevap vermek istemeyebiliriz. Bu soruya istatistiklerin diliyle bulduğumuz cevaplar ise yine bir o kadar dağlayıcıdır.

Fakat yaşadığımız çağda istenmeyen acı kurbanlarda verilir?

Savaşlar hep kurban alıyor. Her akşam haberlerde izlediğimiz ve anlam veremediğimiz kardeş kardeşe verilen kavganın kurbanlarına ne diyeceğiz?

Sağlıksız şartlarda çalıştırılarak kıt kanaat geçinen, lezzet adına bir şey tatmamış hayatı kurban vermiş kişileri de düşünmemiz gerekmez mi?

Ya da kendisini hayata kurban vermiş kişileri!

Bayramlarda trafiğe kurban giden kişiler de yine hatırımıza gelmeli. Bayram haricinde ki durum da bir o kadar önemli üstelik.

Gençliğini sonradan pişman olacağı cereyanlara kurban verenlerimiz az mı?

Değmeyenlere verdiğimiz ömür de öyle!

Kısacası şudur değerli dostlar; kurban konusu hayatımızın ekseninde aslında. Her an yüz yüze olduğumuz bir olgu. Şu günlerde konuya daha etraflıca bakmak, hayatı, kendimizi, arzularımızı, ecelimizi yeni baştan düşünmenin vaktidir.

Kurb yakınlık demek. Yakında oluş, yakın olmak, yakınlık kazanmak gibi anlamlara gelmektedir. Kurbiyet şeklinde kullandığımızda olur.

Kurb yakınlık demek olduğuna göre kurban olmayı şimdi daha iyi anlayabiliriz.

Kurban olayım diyebilmek için sevdanın közünde biraz da olsa pişmek gerekir. Kalp damarlarından kan yerine biraz da aşk cereyanı, akımı geçmeli.

Toparlayacak olursak kurbanı anlamak için sevgiyi anlamak gerek önce!

Soralım o halde! Sevmesini bilmeyen hayatta neyi bilmiş sayılır? Deyin hele!

Yâre şefkatle bakamayan göz hangi güzelliği ne kadar görebilir? Görse ne kadar zevk edebilir, gerçeğine nüfuz edebilir?

Yâre çıkmayan yollar nasıl huzura çıkabilir ki? Saadete nasıl kapı aralayabilir?

Yâre kurban olmayanın candan, canandan, aşktan, fedakarlıktan bahsetmeye hakkı olur mu?

Şifre şudur: Neyin varsa vermelisin.

Vermeyince olmaz. Yâre ulaşılmaz. Mutluluk tadılmaz. Sırrına erilmez.

Kısacası hayat kavranılamaz. Kıvam yakalanamaz.

Kurban olayım cümlesini yüreğine söyletemeyen bir kişi sizce İbrahim Halilullahı ne kadar anlayabilir?

Yakınlık anlamını idrak edebilir mi?

Kurbanın yakînlik olduğunu kavrayabilir mi?

Elbette anlayamaz.

‘Kurban olayım’ diyebilir mi?

Diyebilemez!

NOT:

Ağız tadıyla bir bayram dilerim.

Arefe’de ârif olan ve kurbanda sevgiliye yakînlik elde edilen bir bayram temennisiyle…

23.10.2012 canbolatugur@gmail.com/https://twitter.com/ugurcanbolat https://www.facebook.com/iyibakkendine7

  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (12)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.