Kırgızistan Alatoo (Aladağ) 'ların yamaçlarında kurulmuş özgürlük tutkunu kardeşlerimizin ülkesi. Başkenti Bişkek.Diğer şehirleri kuzeyde Talas, Tokmok ve Issık Göl, güneyde ise Oş, Celalabad ve Batken. Kırgızistan'ın öne çıkan iki özelliği var. Tarihi ve tabii güzellikleri. Ülkenin büyük bir kısmı dağlar ve eteklerinde kurulu yemyesil yaylalarla çevrili. Bu özellikleriyle bu toprakları gezip görenler Avrupa'nın İsviçre'si benzetmesi yapmaktalar.Bişkek'ten Issık Göl'e kadar ki güzergahta bu güzellikleri görmek mümkün.Issık Göl ve çevresi o bölgede doğa turizminin en güzel örneği.
Issık Göl'den bir enstentane...
Aladağ eteklerinde bir yayla...
Talas ve Tokmok Türk tarihinde önemli bir yere sahip iki şehir.Tokmok, Türk edebiyatında önemli bir eser niteliğinde olan Kutadgu Bilig'in yazarı Yusuf Has Hacip'in yaşadığı topraklar. Ayrıca tarihimizde ilk müslüman Türk devleti olarak bilinen Karahanlılar Devleti'nin yönetim merkezi. Bu topraklar uzun yıllar hakimiyetleri altında kalmış.
Tokmok şehrinde Kırgızların yanında yaşan diğer bir halk da Dunganlar'dır.Babaları Arap (Sahabi), anneleri Çinli olan Dunganlar, çekik gözleri ve tevekkül gamzeli simalarıyla innaçlarından hiç bir zaman taviz vermeyen bir topluluk olarak biliniyorlar.Komünizmin en sert yaşandığı, din üzerinde büyük baskıların olduğu Sovyet döneminde bile inançlarından, ibadetlerinden ve yaşam tarzlarından taviz vermemişler.
Bir Dungan Ailesi..
İsimler bizlere çok tanıdık. Muhammed, Nesibe, Zeynep, Hüseyin, Amine, Fatıma ... Kırgızistan'da sayıları yaklaşık 60 bini buluyor. En önemli özellikleri ise dinlerine olan bağlılıkları. Atalarının sahabiler olduğunu söylüyorlar. Bugün, Kırgızistan'da yaşayan Dunganlar'ın yaklaşık yüzde 30'u, başkentin kuzeydoğusundaki bu şehirde ikâmet ediyorlar. Onlar, çalışkan, suça bulaşmamış ve komşularının kendilerinden emin olduğu bir topluluk... Nüfusun çoğunluğu ve ticaretle uğraşıyor.
Talas şehri ülkenin kuzey batısında bulunuyor. Talas denince ilk akla gelenler; meşhur Talas Savaşı, Manas Destanı'nın kahramanı, Kırgız halkının önemli devlet adamlarından Manas ve Türk ve Dünya Edebiyatı'nın önemli isimlerinden Cengiz Aytmotov'dur.
Talas Savaşı, Türk tarihinde önemli bir yere sahip.751 yılında Abbasiler döneminde müslüman Araplar ile Çinliler arasında yapılan meşhur Talas Savaşı bu bölgede meydana gelmiştir. Bu savaşta Karahanlı Devleti'ni kuran boylardan biri olan Karluk Türkleri'nin, Arap İslam ordusuna verdiği destekle Çinliler bozguna uğratılmış, savaş sonrası bu bölge, Abbasi devleti sınırlarına dahil olmuştur.Atalarımız İslamiyetle tanışmış, boylar halinde bu yeni dine girmeye başlamışlardır. Daha sonraki dönemlerde İslamiyeti kabul etme süreci daha da hız kazanmış, Araplar ile Türkler arasındaki siyasi mücadeleler ve düşmanlıklar, bu zaferden sonra yerini dostluğa bırakmıştır.Hedefi batıya açılmak olan Çinliler ise, bu bozgun neticesinde bin yıla yaklaşan bir zaman bu açılımı gerçekleştirememiştir.
Türk ve dünya edebiyatına kazandırdığı eserleriyle kültür ve edebiyat tarihine adını ön sıralarda yazdıran Cengiz Aytmatov'un da doğduğu yer Talas. Bu şehrin toprakları içersinde bulunan Şeker köyünde dünyaya gelen Aytmatov, Cemile, Elveda Gülsarı, Beyaz Gemi, Gün Olur Asra Bedel, Dişi Kurdun Rüyaları, Toprak Ana, gibi ölümsüz eserleriyle hayatı boyunca kendinizden sonraki kuşaklara huzurlu ve mutlu bir dünya bırakmanın gayret ve çabası içerisinde oldu.Günümüzde bu eserler,150 dile tecüme edilerek milyonlarca okuyucunun da tanıklığıyla dünya kültür mirası olarak tescillenmiştir.
Talas şehrinin diğer bir özelliği de, Kırgız Türklerinin tarihte yetiştirdiği kahraman liderlerinden biri olan Manas'ın yaşadığı topraklar oluşudur. Ayrıca o, Kırgız halkının gözünde büyük bir kahramandır.Türkler arasında sözlü edebiyat geleneğini en iyi temsil eden Kırgız Türklerinin, Kurmanbek, Er Tabıldı, Er Töştük, Kocacaş, Kebeykan, Canış-Bayış gibi destanların yanında, kadim Kırgız ruhunun zirvesi olarak nitelendirilen bir destanı daha vardır ki bu Manas Destanı’dır.
Manas Destanı, Kırgız halkının 1000 yıllık sözlü edebiyatının doruk noktasını temsil eden kahramanlığı,mertliği sembolize eden ve dünya edebiyatı tarihinde çok önemli bir yeri olan manzum bir destandır. Adını Manas'tan alan destan, hacmi bakımından da dünyanın en büyük destanı olma özelliğine sahiptir ki, İranlı Firdevsi’nin Şahnamesi’nden iki, Grek Homer’in İlyada’sından yirmi, Finlilerin Kalevala’sından kırk misli, Hintlilerin Mahabharara’sından ise dört misli daha uzundur.Dünyada şimdiye kadar Manas kadar büyük bir destan tespit edilememiştir. Bununla birlikte, İslamiyet etkisindeki Türk destanları içerisinde de hacmi, içeriği ve toplumsal etkileri açısından özel bir öneme sahiptir.Yıllar süren çalışmalar neticesinde bugün yaklaşık 500.000 mısra olarak tesbit edilen destan, bu yönüyle tartışılmaz biçimde dünyanın en uzun destanı olma özelliğini korumaktadır.
Destanın ana teması, Kırgız halkının farklı Kırgız kabilelerinin merkez otorite tarafında birlik olup,özgürlük ve bağımsızlıkları için yabancı işgalcilere karşı verdikleri mücadeledir. Manas insanlığın gelişimi için tek hazine ve kaynak olan kardeşlik, bağımsızlık ve ilerleme gibi evrensel düşünceler üzerinde yoğunlaşır. Destan, Kırgızların dilinin ve edebiyatının sadece kaynağı değil, özellikle Kırgız devletinin kültürel, ahlaki, tarihi sosyal adetlerinin temeli olarak kabul edilmektedir.
Asırlarca ağızdan ağza ifade edip günümüze ulaştırarak muhafaza edenler,'manasçılar'dır. Kırgızlar bu insanlara 'Çon Manasçı' diye hitap ederler. Manasçılar konuşma kabiliyeti yüksek ve tarih bilgisi çok olan, halk arasında özel saygı gören kimselerdir. Dolayısıyla da isimleri hafzalardan kolayca silinmez. Manas'ı gece gündüz aylar boyunca söylemelerine rağmen destanı hala bitiremeyen büyük manasçılar vardır.Bazı ünlü Manasçıların olağanüstü hafızası bulunmaktadır. Destandan 10 bin,100 bin, 200 bin, hatta 500 bine yakın mısrayı akıcı bir üslupla söyleyebilmektedirler. Manasçılar bunu söylerken bütün duygularını, hislerini coşkularını destanın içine katarlar.
Manascı..
Manas'ın mezarının bulunduğu yer "Manas Ordoo" denilen özel bir alan veya yerleşim yeri.Talas şehrine giremeden 10 km geride buluyor. Yerli ve yabancı ziyaretçilerin girebildikleri bu özel alanda ayrıca Manas'ın da müzesi var. Müzede ziyaretçiler Manas'ın doğumundan ölümüne kadar hayatının bütün dönemini yansıtan resim ve figürler görebilmekteler. Manas Destanı ile alakalı yazılmış kitap ve makalelerden oluşan bir köşe de mevcut. Ayrıca Kırgız tarihinde yaşanılan savaşlar ve o savaşlarda kullanılan silahlar da sergileniyor ziyaretçilere.
Manas, Kırgız halkıyla birlikte yaşar.
O, birlik beraberlik içinde, bağımsızlık için düşmana karşı verilen mücadelenin kahramanıdır.
Bayramın son iki gününe sığdırabildiğimiz Talas ziyaretimizde bu şehirde bulunan iki lisemizde misafir olduk. Birisi sadece kız öğrencilere eğitim veren Sebat-Meerim Kırgız Türk Kız Lisesi, diğeri ise Kırgız-Türk Erkek Lisesi. Bu iki lise de 2004 yılından beri faal halde.
Ramazan Bayramı sonrası Kırgızistan'a gönderdiğimiz kızımızı da Kurban vesilesiyle görmek nasip oldu. İki gün gibi kısa bir zaman da olsa berbar olabildik.Şimdilik hayatından memnun.
* Kırgız Dili'nde "Kurban Bayramınız Kutlu Olsun" manasınadır.