Tüm dönemleri katarak söylüyorum; Kâbe’nin anahtarını "ehildir" diye müşrik şahsa veren Peygamberin çocukları yıllarca bu bizim cemaatten, bu bizim tarikattan, bu bizim partiden bu bizim dergahtan, bu bizim asistan, bu bizim piyanist bu bizim siyonist vs diyerek bir sürü beceriksize anahtar ve koltuk teslim edip durdu maalesef…
İşin bir acı tarafı daha bir zamanlar şu malum şahsın arkasında “Muhterem muhterem” diye gezenler şimdilerde yalandan bir ihtida merasimi yapmışlar sabah akşam bir zamanlar kutsadıkları o şahsa tabiri caizse ana avrat sövüyorlar. Bu sövmelerinden mütevellid olsa gerek, Devletimiz bunların eski yağdanlıklarını unutmuş olmalı ki yine bu yanar döner takıma terfi verip duruyor…Hayatımızın hiçbir döneminde hardal tanesi kadar leke olmayan bizi de oradan oraya gezdiriyorlar maşallah…
Halbuki bizim ne eskiden ne yeniden kutsama filan yaptığımız zinhar olmadı….Olmadığı gibi faturasını da çok ağır ödediğim şekliyle ağır yazılar da yazdım. Hem de usturalarının çift taraflı kestiği dönemde…Şimdilerde korkularından sözde hidayete ermiş görünen münafık tabiatlılar gibi de değil….Hakkımızı ukbada hem onlardan hem de onları mütemadiyen terfi ettirip bize cefa çektirenlerden kat kat alacağız….Allah adil-i mutlaktır.
Bir bakıyorsun eski bir “muhteremci” bir yere genel müdür olmuş, bir bakıyorsun kadim bir Pensilvanya borazanı bir yere daire başkanı, karısının abla olduğunu herkesin bildiği bir diğeri büyük bir şehirde valilik yapıyor, eskiden de genel müdürü olduğu yerde kurumunu maklube yurduna döndürmesine rağmen…
Çok uzağa gitmeden yine bir bakıyoruz, dinler arası diyalog programlarının fatihi durumunda olan şahsı bırakınız merkeze almayı Türkiye’nin en büyük 8 vilayetinden birinin başına il müdürü olarak atıyorlar, sonra çok tepki gelince sınıf arkadaşı ayağından daha küçük bir vilayete alıyorlar….
Diğer taraftan tüm maklubeci bürokratları roket hızıyla terfi ettirip merkeze dolduran ve hemşehrileri kalkındırmada tüm ahlak kurallarını çiğneyen âdemin uzun yıllar her türlü hileyi yapmasına müsaade ediliyor, yakınlarının terfi etmesi için özel yönetmelik çıkaran bu kural tanımazlara sonralarda hesap sorulmaması hala içeride bazı hamiler mi var diye aklımıza bin bir suali getirmiyor değil.
Torpil ve iltimas olaylarının boyutunu göz önüne aldığımızda daha geçenlerde bir rektörün eşini enstitü müdürü olarak tayin etmesi gelen tepki üstüne de istifa ettirtmesi kul hakkının ne kadar pervasızca yenildiği noktasında ne durumda olduğumuzun tezahürü maalesef…
Görürüz ki şimdilerde de benzer haksızlıklar deveran etmekte.... O zaman fetöcülere verilen koltuklar şimdilerde atıyorum metöcülere veriliyor. Az da olsa ehil insanlarımızı tenzih ediyorum. Yani yine millilik ve liyakat gözetiliyor gibi gelmiyor bana…Yağma Hasan böreği anlayacağınız…Ama tekrar söylüyorum tüm bu özensiz ve liyakatsiz atamalar uzun vadede mülkün çökmesine sebep olacaktır….Allah muhafaza
Kuran Yarışmalarıyla ve Merasimleri ile Üstü Örtülen Kuran Ahkâmı
"EMANETLERİ EHLİNE VERİNİZ" , “Adâleti ayakta tutunuz” Yetimin Hakkını haksızca yemeyin” bu ve buna benzerce yüzlerce Kuran ayetinin hükümlerinin büyük ölçüde hayatın dışına atıldığı ülkemde dünyevileşmenin tekmilen kucağına oturtulan “Kur’an Yarışmasıyla” toplumumuz biraz daha derin uykulara daldırılmaktadır….
Halbuki toplumun hiç vakit kaybetmeden Yüce kitabı okuyup hayatına onu uygulaması, üretmesi gerekmektedir.
Uyuşturucu tüketim yaşının 10’lu yaşlara düştüğü, helal lokma anlayışının sürgüne gönderildiği dolayısıyla büyük bir ahlaki dejenerasyonun yaşandığı toplumuzda Kuran yarışmalarıyla hiçbir mülkü selamete erdiremezsiniz.....Ne kadar da güzel bir sesten Kuran dinlemeyi sevsem de durum değişmez.....
Kur’an sahne kitabı değil hayat kitabıdır...
Magazinel bir formatla arz-ı endam ettirilen bir yarışma içeriği ne denlü yüksek siklette olursa olsun reyting dışında manevi bir kazanım tesis etmeyecektir. Reyting uğruna tamamen şarkı yarışmalarına özenilerek yapılan bu yarışma Kuranın itibarsızlaştırılmasıdır.
Kur’anın yukarıdaki EMANETLER ile hükmünü seraser tüm ülkede hakim kılmamak, Onun tüm çağlara kurtuluş reçetesi olan ahkâmını hayatınıza sokmamak suretiyle ki; bu saygısızlıklar yetmiyor gibi bir de olayı vitrinsel şovlara döndürmek, hulasa; her geçen gün tüm değerlerimizi ayağa düşürmek, hele bunu devlet eliyle yapmak ciddi anlamda gayretullaha dokunmaktdır…
Biz dad harfinin ya da ayn harfinin mahreci ile uğraşırken koca bir Türk Gençliği ahlaken çöküyor, haberiniz olsun.
Adnan Zeki Bıyık
Kırklareli Müftü Yardımcısı