3-İÇ GÜDÜ
وَمَا أُبَرِّئُ نَفْسِي إِنَّ النَّفْسَ لأَمَّارَةٌ بِالسُّوءِ إِلاَّ مَا رَحِمَ رَبِّيَ إِنَّ رَبِّي غَفُورٌ رَّحِيمٌ Elmalılı Orijinal: Nefsimi tebrie de etmiyorum, çünkü nefis [iç güdüsel dürtüler ] cidden emmaredir fenayı emreder meğer ki rabbım rahmetiyle yargılaya çünkü rabbım gafur rahîmdir
"(Yine de) Ben nefsimi temize çıkaramam. Çünkü gerçekten nefis [iç güdüsel dürtüler], -Rabbimin kendisini esirgediği dışında- var gücüyle kötülüğü emredendir. Şüphesiz, benim Rabbim, bağışlayandır, esirgeyendir."
(NÂZİÂT suresi 40. ayet)
İÇ GÜDÜ
وَأَمَّا مَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ وَنَهَى النَّفْسَ عَنِ الْهَ وَى Elmalılı Orijinal: Herkim de rabbının makamından korkmuş ve nefsi (iç güdüsel dürtülerini) hevadan (gayr-i meşru isteklerden) nehy eylemiş ise
(TEĞÂBÜN suresi 16. ayet)
İÇ GÜDÜ
فَاتَّقُوا اللَّهَ مَا اسْتَطَعْتُمْ وَاسْمَعُوا وَأَطِيعُوا وَأَنفِقُوا خَيْرًا لِّأَنفُسِكُمْ وَمَن يُوقَ شُحَّ نَفْسِهِ فَأُوْلَئِكَ هُمُ الْمُفْلِحُونَElmalılı Orijinal: Onun için gücünüz yettiği kadar Allaha korunun, dinleyin, itaat edin, infak edin, nefisleriniz (kendileriniz için) hayır yapın, her kim de nefsinin hırsından (iç güdülerinin hırsından) korunursa işte onlar felâh bulanlardır
(KAF suresi 16. ayet)
İÇ GÜDÜ
وَلَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ وَنَعْلَمُ مَا تُوَسْوِسُ بِهِ نَفْسُهُ وَنَحْنُ أَقْرَبُ إِلَيْهِ مِنْ حَبْلِ الْوَرِيدِ Elmalılı Orijinal Hem şanıma kasem ederim ki hakıkat insanı biz yarattık ve biliriz: nefsi [iç güdüsü ] onu ne ile vesveselendirir ve biz ona «habli verîd» den daha yakınızdır
(BAKARA suresi 54. ayet)
İÇ GÜDÜ
وَإِذْ قَالَ مُوسَى لِقَوْمِهِ يَا قَوْمِ إِنَّكُمْ ظَلَمْتُمْ أَنفُسَكُمْ بِاتِّخَاذِكُمُ الْعِجْلَ فَتُوبُواْ إِلَى بَارِئِكُمْ فَاقْتُلُواْ أَنفُسَكُمْ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ عِندَ بَارِئِكُمْ فَتَابَ عَلَيْكُمْ إِنَّهُ هُوَ التَّوَّابُ الرَّحِيمُElmalılı Orijinal: Ve bir vakit Musa kavmine dedi ki: «Ey kavmim cidden siz o danaya tutulmanızla kendinize zulmettiniz gelin bârinize (yaradanınıza) dönün, tevbe edin de nefislerinizi [gayr-i meşru arzularınızı ] öldürün, böyle yapmanız bâriniz yanında sizin için hayırlıdır» bu suretle tevbenizi kabul buyurdu. Filhakika o, öyle tevvab öyle rahîmdir
(TÂHÂ suresi 67. ayet)
4-İÇiNDE
فَأَوْجَسَ فِي نَفْسِهِ خِيفَةً مُّوسَى Elmalılı Orijinal:Birdenbire Musâ nefsinde (içinde) bir nevi' korku duydu
(YÛSUF suresi 77. ayet)
قَالُوا اِنْ يَسْرِقْ فَقَدْ سَرَقَ اَخٌ لَهُ مِنْ قَبْلُ فَاَسَرَّهَا يُوسُفُ فٖى نَفْسِهٖ وَلَمْ يُبْدِهَا لَهُمْ قَالَ اَنْتُمْ شَرٌّ مَكَانًا وَاللّٰهُ اَعْلَمُ بِمَا تَصِفُونَ Elmalılı Orj. Eğer dediler: o çalmış bulunuyorsa bundan evvel bir kardeşi de çalmıştı, o vakıt Yusüf bunu nefsinde (içinde) gizledi ve onlara belli etmedi, siz dedi: fena bir mevkı'desiniz ve Allah, pekâlâ biliyor: Ne isnad ediyorsunuz?
(A'RAF suresi 205. ayet)
İÇİNDEN
وَاذْكُر رَّبَّكَ فِي نَفْسِكَ تَضَرُّعاً وَخِيفَةً وَدُونَ الْجَهْرِ مِنَ الْقَوْلِ بِالْغُدُوِّ وَالآصَالِ وَلاَ تَكُن مِّنَ الْغَافِلِينَElmalılı Orijinal: Hem de sabahleyin ve akşamları nefsinde (içinden) tazarru' ile gizlice ve cehrin mâdunu sesle rabbını zikret de gafillerden olma
(BAKARA suresi 235. ayet)
İÇ , GÖNÜL
وَلاَ جُنَاحَ عَلَيْكُمْ فِيمَا عَرَّضْتُم بِهِ مِنْ خِطْبَةِ النِّسَاء أَوْ أَكْنَنتُمْ فِي أَنفُسِكُمْ عَلِمَ اللّهُ أَنَّكُمْ سَتَذْكُرُونَهُنَّ وَلَـكِن لاَّ تُوَاعِدُوهُنَّ سِرًّا إِلاَّ أَن تَقُولُواْ قَوْلاً مَّعْرُوفًا وَلاَ تَعْزِمُواْ عُقْدَةَ النِّكَاحِ حَتَّىَ يَبْلُغَ الْكِتَابُ أَجَلَهُ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ يَعْلَمُ مَا فِي أَنفُسِكُمْ فَاحْذَرُوهُ وَاعْلَمُواْ أَنَّ اللّهَ غَفُورٌ حَلِيمٌElmalılı Orijinal: Kadınlara namzedliği çıtlatmanızda veya nefislerinizde (içinizde, gönüllerinizde) gizli tutmanızda da size bir beis yoktur, Allah biliyor ki siz onları mutlaka anacaksınız, ancak kendileriyle bir gizliye va'dleşmeyin yalnız meşru' bir söz söylemeniz başka, Farzolan ıddet sonunu bulamadıkça da nikâhın akdine azmetmeyin, muhakkak Allah nefislerinizde (gönüllerinizde) ne varsa bilir, bunu bilin de ondan hazer edin, Hem de bilin ki Allah gafur, halîmdir
(BAKARA suresi 284. ayet)
KALB, İÇ
لِّلَّهِ ما فِي السَّمَاواتِ وَمَا فِي الأَرْضِ وَإِن تُبْدُواْ مَا فِي أَنفُسِكُمْ أَوْ تُخْفُوهُ يُحَاسِبْكُم بِهِ اللّهُ فَيَغْفِرُ لِمَن يَشَاء وَيُعَذِّبُ مَن يَشَاء وَاللّهُ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌElmalılı Orijinal: Allahındır hep Göklerdeki ve Yerdeki, siz nefislerinizdekini [içinizdekini] açsanız da gizlesiniz de Allah onunla sizi hisaba çeker sonra dilediğine mağfiret eyler dilediğine de azab, ve Allah her şey'e kadîrdir
(NİSA suresi 65. ayet)
İÇ, KALB
فَلاَ وَرَبِّكَ لاَ يُؤْمِنُونَ حَتَّىَ يُحَكِّمُوكَ فِيمَا شَجَرَ بَيْنَهُمْ ثُمَّ لاَ يَجِدُواْ فِي أَنفُسِهِمْ حَرَجًا مِّمَّا قَضَيْتَ وَيُسَلِّمُواْ تَسْلِيمًاElmalılı Orijinal: Yok, yok rabbına kasem ederim ki onlar aralarında çıkan çapraşık işlerde seni hakem yapıb sonra da verdiğin hukümden nefislerinden [içlerinden] hiç bir darlık duymaksızın tam bir teslimiyyetle teslim olmadıkça iyman etmiş olmazlar
(ENBİYÂ suresi 64. ayet)
5-VİCDAN
فَرَجَعُوا إِلَى أَنفُسِهِمْ فَقَالُوا إِنَّكُمْ أَنتُمُ الظَّالِمُونَElmalılı Orijinal: Bunun üzerine nefislerine (vicdanlarına) müracaat ettiler de dediler: doğrusu siz haksızsınız
(NEML suresi 14. ayet)
VİCDAN
وَجَحَدُوا بِهَا وَاسْتَيْقَنَتْهَا أَنفُسُهُمْ ظُلْمًا وَعُلُوًّا فَانظُرْ كَيْفَ كَانَ عَاقِبَةُ الْمُفْسِدِينَ Elmalılı Orijinal: Ve nefisleri=kendileri [vicdanları] yakîn hasıl ettiği halde mücerred zulm-ü kibirden onlara cehudluk ettiler, fakat bak o müfsidlerin akıbeti nasıl oldu?
(FURKÂN suresi 68. ayet)
6-CANLI
وَالَّذِينَ لَا يَدْعُونَ مَعَ اللَّهِ إِلَهًا آخَرَ وَلَا يَقْتُلُونَ النَّفْسَ الَّتِي حَرَّمَ اللَّهُ إِلَّا بِالْحَقِّ وَلَا يَزْنُونَ وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ يَلْقَ أَثَامًاElmalılı Orijinal: Ve onlar ki Allahın beraberinde diğer bir tanrıya duâ etmezler, Allahın haram kıldığı nefsi [CANLIYI] haksız katleylemezler ve sinâ yapmazlar, her kim de bunları yaparsa ağır cezaya çarpar
(RA'D suresi 11. ayet)
7-İÇSEL DÜ لَهُ مُعَقِّبَاتٌ مِّن بَيْنِ يَدَيْهِ وَمِنْ خَلْفِهِ يَحْفَظُونَهُ مِنْ أَمْرِ اللّهِ إِنَّ اللّهَ لاَ يُغَيِّرُ مَا RTÜ بِقَوْمٍ حَتَّى يُغَيِّرُواْ مَا بِأَنْفُسِهِمْ وَإِذَا أَرَادَ اللّهُ بِقَوْمٍ سُوءًا فَلاَ مَرَدَّ لَهُ وَمَا لَهُم مِّن دُونِهِ مِن وَالٍ
Elmalılı Orijinal: Her halde Allah, bir kavme verdiğini onlar nefislerindekini bozmadıkça bozmaz, bir kavme de Allah, bir kötülük irade buyurdumu artık onun reddine çare bulunmaz, öyleya onlar için ondan başka bir vâli yok
O'nun (insanın) önünden ve arkasından izleyenleri vardır, onu Allah'ın emriyle gözetip-korumaktadırlar. Gerçekten Allah, kendi nefislerinde olanı [içsel dünyalarını yani düşünce ve yaşantı tarzlarını] değiştirip bozuncaya kadar, bir toplulukta olanı değiştirip-bozmaz. Allah bir topluluğa kötülük istedi mi, artık onu geri çevirmeye hiç bir (biçimde imkan) yoktur; onlar için O'ndan başka bir veli yoktur.
Bunların dışında kalan içinden “nefs” kelimesi geçen ayetlerin hepsinde bu kelime; “kendi, kimse, kişi” manasında kullanılmıştır.
Rabbimizin RUH kavramına yüklediği mana nettir, ayetlerin tefsirinde, bu kelimeye halkın kullanışlarına dayanarak başka manalar yüklemek bizi, Kur’ana aykırı neticelere götürür.