Az önce günün ağarışını izledim. Karşıda birbirine geçmiş yemyeşil sisli dağlar.. Biraz ileride uğultuyla akan derenin sesi. Yerler hiç kesilmeyen yağmurlarla hep ıslak..
Evimizin önünden köyün yolu geçmekte. Köyde en erken uyanan Hami adlı genç olmalı. Gün ağarışıyla birlikte ilk önce yoldan o geçiyor. Biraz sonra Zeynep yenge elinde kovasıyla karşı yamaçtaki ahıra ineğini sağmaya gitti. Şimdi de koyunlar burunları yerde toplu vaziyette yürüyüşlerini gerçekleştirdiler. Komşu kadın bir tabak buğdayla civciv ve tavuklarını çağırmakta. Tavukları yemleyip bahçe kapısına yönelmişken de çalılarla örülü bahçenin kenarında kalan bir iki koyunu da uzaklaştırmaya çalıştı. Atılan taş ile ürken koyunlar can havliyle kendilerini az önce yemlenen tavuk sürüsünün içine atınca olan oldu. Beyazlı karalı tavuklar çil yavrusu gibi dağıldılar.
Köyde bir sabah böyle başlıyor işte. Sadece yaz ayında geldiğimiz bu evimize televizyon ve radyo getirmedik. Arada bir amcamgilden televizyon haberlerine de bakmasak dünyadan haberimiz olmayacak. İşte bu yüzden size gün doğumundan, dağdan bayırdan yazıyorum.
Bu gün Ramazan ayının yirmi yedinci günü. Yani Kadir gecesinin gündüzü. İnna enzelna suresi de dediğimiz Kadir suresinde şunlar anlatılmakta.
‘’Hiç şüphe yok ki biz Kur’an’ı Kadir gecesinde indirdik. Sen Kadir gecesinin ne olduğunu bilir misin? Nereden bileceksin. O bin aydan daha hayırlıdır. Melaike ve Ruh (Cebrail a.s) her iş için Rablerinin izniyle bu gecede inerler. Bu gece fecre kadar selametliktir.’’
Birkaç gündür dilime pelesenk olmuş bu ayetleri düşünüyorum. Düşünürken de bu mübarek gecede hoşlanmayacağın bir halde bulundurma Allah’ım, diye dua ediyorum. Allah indinde kulun yapacağı en kıymetli şey Rabbine ve Onun mahlukatına karşı edepli olmaktır. Belki ibadet bundan sonradır diye düşünüyorum. Elbette ki ibadeti yadsıdığım düşünülmesin. İbadetin edeple birlikte olması güzeldir diyorum.
Kadir gecesi hadis-i şeriflerde de bildirildiğine göre Ramazan ayı içinde olabilir. Hatta Ramazan’ın son on günü içinde aranması tavsiye edilmiştir. Fakat Kadir gecesinin hangi gece olduğu kesin olarak belli değildir.Senenin diğer günlerinden birinde de olabilir deniliyor. Bu yüzden atasözlerimize dahi geçmiştir:Her gördüğünü Hızır bil, Her geceni Kadir bil, diye.
Ben kendi halinde bir Müslüman olarak senenin bütün günlerinde itidalli bir kul olmayı birkaç gece sabaha kadar ibadet etmekten üstün görüyorum. Bununla birlikte Allah’ın af ve mağfireti çok geniştir; belki bir gecede yapılan ibadet ve taatten de hoşnut kalıp kulundan razı olabilir. O Allah hükmünde serbesttir ki! Takdirinde kimseyi ortak etmez. Dilediğini yapar.
İşte böyle bu gün aklımdan bunlar geçiyor. On beş haneli bu köyde hanımlarla toplanıp birkaç İslami sohbet yapabilmeyi Allah’ın izniyle en büyük kar olarak görüyorum. Belki bu gece köyden bir hanım evinde hanımlara yönelik bir ikram sofrası hazırlar. İşte bu beldelerin en güzel geleneklerinden biri de budur. Bu toplantıda Kur’an’dan ayetler okunur, Hazreti Peygamberden hadisler söylenir. Böyle giden bu devranla da Allah’ın rahmet ve bereketi üzerimizde olur inşallah.
Tenezzelül melaiketü verruhı fiha bi izni Rabbihim min külli emr. Selâm, hiye hatte metlail fecr.’’ Ayeti celilesince her yer selametlik olur. Meleklerin inişiyle yeryüzü şenlenir. Kan gölüne dönen dünya durulur, barış olur. Kurt kuzuyla dolaşırken, düşman da dost olur. Olamaz mı? Olur. Allah dilerse olur. Allah dilerse insanların yüreğine merhamet doldurur. İnsanlıktan çıkmışlarını da kahreder, dünyayı temiz insanlarla doldurur.
Rabbimizin kahır ve gazabını hiç kimse için istemeyi sevmeyiz ama. Nus ile uslanmayanı etmeli tekdir, tekdir ile uslanmayanın hakkı kötektir, demişler. Zalimler zulümlerinde ısrar ettikleri sürece kahr ve gazaba uğramaları muhtemeldir.
Bu gün yapılacak en güzel dualardan biri de yeryüzüne merhamet inmesini istemek. İnsanlar arasında sevgi ve merhamet olduğu sürece her şey güzel olur.
Kadir geceniz gerçekten mübarek olsun.