Türkiye’de ‘Milli Günler’ akıl ve mantık çerçevesinde konuşulamaz ve yazılamaz hale geldi. Evet, konuşamazsınız ve yazamazsınız, dikenli telle çevrilmiş mayınlı bölge!..
İktidar ve Ana Muhalefet Partisi marifetiyle tamamen subjektif, büyük ölçüde kutsanmış, tamamen ideolojik ve tamamen provakatif bir hale gelen Milli Günler hakkında kim oturup da aklı başında bir şeyler konuşabilir ya da yazabilir? Misal, 29 Ekim ve 10 Kasım hakkında kim yüzde yüz bilimsel bir analiz yapılabilir mi? Yapılamaz. Yapılırsa birine göre 'Atatürk ve Cumhuriyet Düşmanı' ilan edilirsiniz, diğerine göre de 'Allah'sız' ilan edilirsiniz.
İktidar kendince kutsuyor, ana muhalefet de kendince kutsuyor ve tabulaştırıyor. Sonra da Karagöz-Hacivat misali, meydanlarda, televizyonlarda sahne alıp ikisi birbiriyle kavga ediyor. Birisi Köylü Cumhuriyetçi, diğeri –aklınca- Şehirli Cumhuriyetçi!.. İkisi de Milli Günlerden oy devşirme telaşında, birbirinden menfaatçi!.. Gariban vatandaş ise iş derdini, aş derdini bir kenara bırakmış, bu tuhaf illüzyon gösterisine seyirci!
NOT: RapTİye, Perşembe gününden itibaren İbrahim KONURALAP'in köşesinde çerçeve bölüm olarak yayınına devam edecektir.