Hafta sonu yapılan Ak Parti Büyük Kongresi kamuoyu tarafından izlendiği kadar CHP ve MHP yönetimlerince de dikkate alındı mı acaba? Alınmadıysa bu iki parti gelecekte ciddi sıkıntılarla karşılaşabilir. Sebebi şu: Son kongresiyle Ak Parti siyasetin standartlarını bir başka düzeye çekti...
En önemli yönü Başbakan Tayyip Erdoğan'ın kapsamlı ve kuşatıcı konuşmasıydı o kongrenin; ancak çalışmanın bütünü ve organizasyon yanında yeni oluşan parti yönetimi de başka düzeye çekilen standartlar arasında bulunuyor. Bundan böyle, siyaset, geleneksel çizgiyi sürdürmek isteyenler için, bayağı pahalıya mal olabilecek.
Kongrenin dayadığı yeni standardı tek sözcükle ifade etmemiz gerekirse, o sözcük 'kuşatıcılık' olabilir. Ak Parti bu kongreyle kendisini geleneksel tabanından öteye taşımayı amaçlamış; söylem planında bunu başardığı görülüyor. Kongreden gazete ve ekranlara yansıyanlar Ak Parti'ye medyada biçilen yönetici ve taban görüntülerinden çok farklıydı. Parti yönetimine daha fazla sayıda kadın alındı ve yönetimden ayrılma ile içeride kalma kriterinin 'dışa açılma' ile irtibatlı olduğu görüldü.
Partiyi daha geniş kesimlere taşıyacak kişilerle ve fikirlerle yola devam edilecek...
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın konuşmasının söylemi daha da önemli. Ülkenin bütününü muhatap alan bir 'kuşatıcılık' hâkimdi o söyleme. Ülke ve insanları üzerinde iz bırakmış hemen her dini ve etnik kökenden, değişik görüşlerden kişileri çok samimi hislerle sahiplendi Başbakan Erdoğan. Etnisite farklılığı, değişik görüşlerin varlığı 'ayırıcı' birer özellik olmaktan çıktı o söylemle, 'birleştirici' birer vasıf değeri kazandı.
Muhalefetin işini hayli zorlaştıran bir 'kuşatıcı' söylemdir bu. Sadece muhalefet partilerinin değil, bugüne kadar iyi ve doğru işlerin bile gözardı edilmesi gerektiğini yaygınlaştıran bir kısım medyanın değişik semboller üzerinden yürüttüğü muhalefetin de...
Şundan dolayı: Muhalefet, bugüne kadar, Ak Parti'yi hep belli bir 'ideoloji' ile özdeşleştirme çabasını sürdürdü. Bazen karşısındakinin bir siyasi parti olduğunu ve sandıktan çıkarak iktidara eriştiğini bile görmezden gelen bir dil kullanarak... 'Gizli gündemi' vardı Ak Parti'nin ve güçlendiği noktadan itibaren o gündemi uygulamaya koyacaktı.
Son açılımlar bile, aynı dile başvuran muhalefet tarafından, 'bölücülük' olarak tanımlandı.
Oysa ne gördük? Son kongresinde Ak Parti ülkenin bütününü önceleyen, birlik ve beraberliğin önemini vurgulayan, yapılanları ulusal dayanışmayı daha da pekiştirecek tedbirler olarak sunan bir söylemi benimsedi. Ülkenin ortası kadar güneyi ve kuzeyinin de, doğusu kadar batısının da kolaylıkla kendini yansıttığını düşünebileceği bir söylemle...
Yarın muhalefet “Bunlar bölücü” dediğinde, ya da 'gericilik' veya 'irtica' edebiyatı yapmaya kalkıştığında, daha az insanı etkileyebilecek... Hele bir de, Ak Parti kongresine egemen olan söylemi günlük uygulamalarına da aynı keskinlikte yansıtırsa iktidar, muhalif dil, o söylem karşısında gülünç bile kaçabilir.
MHP ve CHP'den tanıdık sözcülerin bildik tavırlarıyla bugüne kadar ağızlarına pelesenk ettikleri eleştirilerin kolay kolay delemeyeceği bir zırh etkisi yapacaktır son kongre vatandaş üzerinde. Zırhı delemeyen eleştiri kılıcı dönüp onu sallayan silahşoru vuracaktır.
Kongre bir çok yönden salt kongre olmaktan çıktı, muhalefet için bir tuzağa dönüştü.