Kadın olmaktan değil, Kongo´da kadın olmaktan söz ediyorum. Ben istemem. Kim ister ki? Bugün manşetlerde ki haberi okuyunca vahşetin böylesi olamaz dedim, cidden içim sızladı. "Ölü bir farenin bile bir kadın bedeninden değeri fazla“ymış orada. Nasıl yani? Evet öyleymiş. Hatta Kongo Demokratik Cumhuriyeti'nde her yaştan kadınlarla, 6-12 yaş kız ve erkek çocuklara tecavüz yüzde 90'lar civarındaymış Ve gecenlerde 50´si çocuk olmak üzere 300 kişide tecavüze uğramış. Bir kez değil birçok kez hem de. Daha açık yazayım mı? Bu tecavüz olayı tam bir hafta devam etmiş. Soruşturma açılmış. Bu kadar!
Vahşet!
İnsanlık namına yapılan cinsel zulüm.
İnsan yapısına ters. İnsanlık dışı.
Vahşetin çoğalmasına gözyumanların sayısı çoğalıyor. Vahşetin tüm dünyayı sardığını farkedenlerin duyarsızlığı artıyor. İnsanlığa değer verilmesi gerekirken, insanlık ayaklar altına alınıyor. Kadınlar ve çocuklar tıpkı asrı saadet öncesi cahiliye devrinin ta kendisi yaşıyor. Ebu Cehil'lerin soyu tükenmedi mi halen? Ahlâkî değerlerimizi yitirdikçe çöküntüye uğruyoruz, bunu ne zaman fark edeceğiz? Değerlerimizi bilmez onlara sahip çıkmazsak, psikolojik çöküntüye uğrar ve sosyal boyutta da ahlâkî bir çöküntüye sebep oluruz. Ve nihayetinde oluyoruz da. Kadın yerini kaybetmişti. Kadın bir “hiç”ti. Hor görülen, sözü geçmeyen, insanlık haklarından mahrum edilmiş zavallıydı. Bir çok milletler kadının ne olduğunu tartışmışlardır. Fransa'da miladî 586 yılında yapılan bir toplantıda kadından bahsedilir. ,,Kadın insan mıdır, değil midir?" diye münakaşa yapılır ve nihayet kadının insan olduğuna ve fakat erkeğe hizmet etmek üzere yaratılmış bulunduğuna karar verilir. Devam edelim ve geçelim İtalya´ya. Bir vakitler Roma şehrinde büyük bir toplantı yapılır. Bu toplantıda kadın ele alınır. Kadının müzakere ve münakaşası yapılır. Sonunda şu karara varılır:
,,Kadında ruh yoktur, kadın ruhsuzdur. Ruhsuz olduğu için de ahirette dirilmeyecektir. Kadın murdardır. Et yememesi, gülmemesi, hatta konuşmaması lazımdır. O, vakitlerini hizmetçilikle geçirecektir." Konuşmaması için, kadının ağzına kilit bile vurmuşlardır. Sebep de: ,,Kadın şer aletidir. İnsanları azdırmak için, şeytan onu kullanır. Kadın şeytanın aletidir..." şeklinde düşünceleridir. Yeterli mi? Yetmez bence biraz daha devam edelim. Cahiliye devrine dönelim. Kadınların durumu içler acısıydı. Kadın şerefini ve değerini kaybetmiş, yitirmişti. Kadınlar istenildiği zaman dövülür istenildiği zaman boşanılırdı. Kimse hesap sormazdı. Kadın bir maldı. Kız yavrularına hayat hakkı bile tanılmıyordu. Bir vahşet yaşanılıyordu. Ve sonra durum yön değiştirmişti. Buna sebeb ise İslâmiyet’ti. Değer verdi kadına. Değer verdi çocuklara özellikle kız çocuklarına. Kûran kadının imdadına yetişti ve kadını koruma altına aldı.
İslam‘da kadına verilen değerler yazmakla bitmez.
Son sözüm olsun;
Dinî hayattan ve değerlerden uzak kalan millet ve cemiyetler, kadın mevkiini yitirmeye, değerini kaybetmeye ve kadını hor görmeye, mal gibi kullanmaya bundan sebebte tecavüzlerin çoğalmasına mahkum kalır, ve hali çok perişan olur. Bunun da en güzel ve canlı örneği KONGO'dur.
Muhabbetle Efendim