İslam'da var sanılan veya gösterilen birkaç konuya temas etmekte olduğum yazılarımda bugün kölelik meselesine geldik. Diğer konularda "yok" dediğim halde bu konuda "yok olmalıydı" dedim. Bundan maksadım şudur:
Temel kaynağımız Kitab'a ve onun açıklaması, uygulaması mahiyetinde olan sünnete baktığımda şu sonuca varıyorum: İslam gelince önce köle ve cariyelerin perişan durumları ıslah edilecek, sonra da -İslam'ın aldığı tedbirler ve yaptığı düzenlemeler sayesinde- zaman içinde İslam toplumunda köle ve cariye kalmayacaktı. Vakıa böyle oldu mu? Hayır. Peki kusur kimde, dinde mi, Müslümanım diyenlerde mi? Şüphesiz zevklerini ve menfaatlerini ilahi maksada tercih eden Müslümanlarda.
Önce temel kaynaklara göre köle ve cariye konusuna bakalım, sonra da olup bitene göz atalım.
Seyyid Sabık, Fıkhu's-sünne isimli kitabında bu konuyu olması gerektiği gibi şöyle özetlemiş:
Kur'an-ı Kerim'de köleleştirmeyi serbest bırakan bir ayet yoktur, aksine mevcut köleleri azad etmeye çağrı vardır.
Peygamberimiz'in (s.a.) herhangi bir esiri köleleştirdiği sabit değildir, aksine Mekke, Benî-Mustalık ve Huneyn esirlerini serbest bırakmıştır. Cahiliyye devrinde köleleştirilmiş kimselerden kendinde bulunanlar ile yine kendine hediye edilen köleleri azad etmiştir.
Raşid halifeler bazı esirleri misilleme sebebiyle köleleştirmişlerdir, ancak onlar da, daha önce mevcut köleleştirme şekillerini haram bilmiş, bunu yalnızca "devletin, Müslüman olmayan düşmanlarına karşı ilan ettiği meşru savaşta alınan esirler" ile sınırlamışlardır.
İslam bu sınırlama dışında mevcut kölelerin durumlarını düzeltmiş, onlara iyi davranılmasını sağlamış ve hürriyete kavuşma kapısını sonuna kadar açmıştır.
İyi davranma:
1.Allah Teala köle ve cariyelere iyi davranmayı (ihsan) emretmiştir (Nisa: 4/36).
Hz. Ali'nin naklettiğine göre Peygamberimiz (s.a.) "Köleler hakkında Allah'tan korkun" buyurmuştur.
2.Onları küçülten, kul köle olduklarını hatırlatan hitapları yasaklamış, "oğlum, kızım" diye çağrılmalarını istemiştir.
3.Şu tarihi sözler de O'na aittir: "Hizmetçileriniz sizin kardeşlerinizdir, Allah onları sizin elinize vermiştir, kimin kardeşi böyle elinin altındaysa ona kendi yediğinden yedirsin, kendi giydiğinden giydirsin, ondan gücünü aşan bir şey istemesin, isterse onlara kendisi de yardım etsin!"
4. Onlara kötü muameleyi yasaklamıştır: "Kim kölesini tokatlar veya döverse bunun günahından kurtulma yolu (keffareti) onu azad etmektir".
Bir sahâbîyi, kölesini döverken görmüş, "Allah'ın sana karşı gücü, senin bu köleye karşı gücünden büyüktür" buyurmuş, sahâbî, "Allah rızası için onu serbest bırakıyorum" deyince de "Eğer bunu yapmasaydın ateşle cezalandırılacaktın" demiştir.
5.Köle ve cariyelere eğitim ve öğretim yapılmasını emretmiş, şöyle buyurmuştur: Kimin bir cariyesi olur da onu okutur (öğretim yaptırır), iyi davranır ve onunla evlenirse dünyada ve ahrette ona iki karşılık (ödül) vardır: a) Nikahlama ve öğretim ödülü, b) Azad etme ödülü (Sahibi ile evlenen cariye hürriyet yoluna girmiş oluyor).
Yarın köle ve cariyeleri hürriyete kavuşturmanın kapısını nasıl ardına kadar açtığını anlatarak devam edelim.