ASKON Genel Kurulu'nda konuşmalar başladı... 'Marufun Egemenliği' ana temalı toplantının açış konuşmasını ASKON Genel Başkanı Mustafa Koca yaptı, önemli mesajlar verdi: Kriz... Amerika; Amerika'da başlayan kriz... Avrupa; Avrupa'ya sıçraya kriz ve batma noktasına gelen AB ülkeleri... 'Serbest piyasa' mı, 'serkeş piyasa' mı?.. AVM'ler ve bakkallar... İşsizlik... Sivil Anayasa... Ve 'FAİZSİZ' krediler, 'FAİZSİZ' ekonomi...
Avrupa yani AB ile ilgili büyük endişeler ve vurgu yapılan altı çizilesi cümleler; EURO bu savaşta büyük yenilgiye uğrayabilir...
Ülkenin çok yönlü gelişmesine katkı veren, vergi ödeyen, askerlik yapan, reel sektörde bizatihi ter dökenlerin temsilcisi olarak, ilgili herkese haykırış: Artık milletin önüne engel çıkartmaktan vazgeçin... Birikimlerimiz heder olmasın... Bu millete yazık etmeyin... Artık sürprizler yaşamak istemiyoruz... Lütfen herkes kendi işine baksın...
Bilmek gerekir ki, bu millet su getirenle testiyi kıranları ayıracak bilgeliğe sahip...
Tüm saldırılara karşı en iyi tedbir: Direnç noktalarını tahkim etmek... Yani, maddî ve manevî değerlerimize sahip çıkalım ve bu yolda bir birlik ve beraberlik becerisi ortaya koyalım... Buna tüm kurumlar, sivil toplum kuruluşları ve siyasiler de katılsın...
Makro tabloda görülen olumsuzluklar:
- İŞSİZLİK yükselmiş, BORÇLANMA önemli oranda artmış...
- Büyüme eksilerde, doğal olarak BÜTÇE AÇIĞI yukarılara fırlamış...
- Bankaların talihsiz tutumları tüm reel sektörün not defterine kaydedilmiş...
- Çok ciddi miktarda işyeri kapanmış, nakit akış dengeleri bozulan çok sayıda firma sıkıntıda...
***
KOBİ'ler korunmalı... Yok olmalarının doğal seleksiyon olduğunu kabul etmek mümkün değil... KOBİ'ler ülkemizin bel kemiği olmaya devam edecek; etmeli...
Olumsuz etkileri ülkemizdeki her sektöre bir şekilde uzanan küresel düzeyde vahşi bir kapitalizm hüküm sürmekte ve asla namuslu falan değil...
Şehirlerin ortalarına yerleşmiş sayısız AVM'ler yapısal tahribatlara sebep olmakta, 'serbest piyasa' maalesef 'serkeş piyasa'ya dönüşmekte, ülkemizin üretim yeteneğini alıp götürmekte... Çılgın ve büyük sömürücü sermayeler her AVM'de aynı markalarla yer kapmakta ve yerel küçüklere fırsat vermemekte... Bu kadar büyük sermayelere karşı 'bakkal' normunda kalan KOBİ'ler kendi güçleriyle gerekli mücadeleyi verememekte...
Reel sektördeki fotoğraf: 2009 yılının ilk yarısında tüm şirketler küçülme yaşamış... Ancak ikinci yarısında küçükler yüzde 0,9 oranında olsa da küçülmeye devam ederken, büyükler yüzde 48 oranında büyümüş!.. Oysa istihdamın yükünü hâlâ küçükler çekmeye devam etmekte... Tablo şöyle: KOBİ'ler işletme sayısının yüzde 99'unu işgal ederken, yatırım payının yüzde 6.5 kadarını alıyor; ancak, istihdama katkıları yüzde 46, üretim payları ise yüzde 38 ve bu görüntüleri ile her türlü desteği hak ederlerken, kredilerden aldıkları pay sadece yüzde 4!!! İşte bu sebeplerden dolayı 'KOBİ Garanti Fonu'nun engelleri çözülmeli ve KOBİ'ler finansla/krediyle daha rahat buluşabilmeli; hem de 'FAİZSİZ' olarak...
İŞSİZLİĞİ yüzde 13'lerden aşağıya çok rahat bir şekilde çekemiyoruz...
Neden?..
Çünkü büyüme dönemlerinde yakaladığımız katma değeri, 'borç sarmalı' yüzünden 'yüksek FAİZ bedeli' olarak dışarıya ödüyoruz da ondan... Bu önemli handikapımızı kökten çözeceğimiz günleri hasretle bekliyoruz... Yılına göre bütçenin dörtte birini, beşte birini sadece FAİZLERE VERMEK gerçekten çok acıtıcı...