Yıllar önce o sıralar adı çok sık geçen akademisyen kökenli bir politikacının evine gittiğimde duvarları boydan boya kaplayan kitaplar karşılamıştı beni. Müthiş etkilendiğimi saklamayacağım. Daha önce iki liderin evinde masa üstünde korunan kitaplarla karşılaşmış, yıllar sonra gittiğimde de aynı kitapları aynı yerde görünce hayal kırıklığına uğramıştım.
Biraz yakından baktığımda akademisyen kökenli politikacının kitaplığının bir özelliği dikkatimi çekti: 1980'li yılların başıydı, ama kitaplıktaki en yeni İngilizce kitap 1960 öncesine aitti. Belli ki, o yıllarda yaşadığı yabancı ülkede biriktirdiği kitapları sonradan yenileyememişti politikacı dostum.
Şimdi öyle değil. ABD'de veya İngiltere'de bugün çıkan kitabı iki gün içerisinde kapınıza teslim ediyorlar. Hani kitapları elleyip koklamaktan ayrı bir zevk almasam, yurtdışına gidişlerimde boş valizle dönebilirim. Kapıya kadar teslimi üstelik kitabın üzeri fiyatından yapıyorlar.
Dünyanın yüzyıllar boyunca kaydettiği kültürel kazanımı raflarında koruyan, sergileyen ve isteyen okurun hizmetine sunan dev kütüphaneler var bugün. Harvard'a ilk gidişimde Widener Library'nin 11 milyon kitaba evsahipliği ettiğini duyduğumda inanmamıştım; rafları arasında dolaşınca birkaç ay önce Türkiye'de çıkmış kitapları kataloglayıp raflara yerleştirdiklerini gördüm ve pes ettim. Widener'in Türkçe kitaplar servisinin şefi anlatmıştı: 'Elif Kitabevi' Harvard'ın önemseyeceği kitapları biriktirir iki ayda bir gönderirmiş...
Şimdi isterseniz her çıkan kitabı daha raflara yerleştirilmeden aynı gün okumanız mümkün. Hem de dünyanın neresinde yaşıyor olursanız olun, bunu yapabilirsiniz. Üzeri değerinin yarı fiyatına... Bütün yapacağınız en ünlüsü 'Amazon' olan bir sanal kitapçıya erişip kredi kartı bilginizi sunarak kitabı internetten indirmekten ibaret...
Amazon 'Kindle' adıyla yeni bir aygıt çıkardı. Kitap okuma aygıtı denebilir buna. Belleğinde 200 kadar kitabı tutabiliyor aygıt ve istediğiniz kitabı bıraktığınız yerden yeniden okuma fırsatı veriyor. Şimdilik yalnızca ABD'de satışa sunulan Kindle, kendiliğinden internete ücretsiz bağlanıp parasını ödediğiniz kitabı belleğine kaydediyor.
Akıl alır gibi değil. Bazı evlerde 20 kitabı barındıran bir kitaplık olmadığını düşünürseniz, küçücük bir aygıtta depolu o kadar kitap koca bir kütüphane demek.
Yıllar önce Abdülhak Şinasi Hisar'ın bir eserinde hesap olarak karşıma çıkmıştı. Onun hesabını unuttum, ama kendi hesabımı sunabilirim: Bir insan 70 yaşına kadar yaşasa ve ömrünün her günü hiç ihmal etmeden 200 sayfalık bir kitap okusa, doğduğu günden öldüğü güne kadar kaç kitap bitirir dersiniz? Hepsi 25 bin kadar kitap..
Günler az, kitaplar çok, doğru seçimler yapmamız gerekiyor.
Kitapçı dükkanlarında 'Ölmeden önce okumanız gereken 1000 kitap' veya 'Görmeden ölmemeniz gereken 1000 film' türü kitaplar satılıyor. Bence sayıyı biraz daha mütevazı (mesela 100 kitapla sınırlı) tutarak herkes kendisine ait bir liste yapmalı. Sadece kendisine ait bir liste ve listedeki kitapları şimdiden bir yere toplamalı.
İzlenmesi gereken filmler için de kolaylıklar fazla. DVD teknolojisinin yerini çok daha net sonuç veren BlueRay teknolojisi alıyor. Bugün ABD'de veya Fransa'da DVD'si çıkan filmleri Türkçe dublaj veya altyazıyla ülkemizde de bulabiliyorsunuz. Dil bilenler bu hafta gösterime giren filmleri sanal dükkandan satın alıp evinde hemen izleyebiliyor.
Bundan on yıl önce düşünülmesi bile imkansız bir kolaylık bu.
Amazon, Movielink, CinemaNow, Netflix ve itunes gibi servisler şu anda gösterime girmiş filmleri kiralama imkanı sağlıyor. 2 ila 4 dolar arası bir para ödeyerek istediğiniz filmi bilgisayarınıza indiriyorsunuz. İndirme işlemi yarım saat sürse de siz beş dakika sonra filmi izlemeye başlıyorsunuz. Bir ay içinde bitireceğiniz varsayılıyor ve sonrasında izlenemez oluyor film.
Akıl almaz kolaylıklar bunlar.
Mahremiyetiniz de teknoloji yüzünden tehdit altında. Bir teknoloji dergisinde gördüm, bayağı yüklü görüntülü kayıt yapma özelliğine sahip bir aygıtı kemer tokası haline getirmişler. Her haliyle kemere ait gibi duran belinizdeki toka aslında gizli bir kamera ve teyp. Akıl alır gibi değil.
Aynı dergide mahremiyetimize tecavüze yeltenenlere karşı mücadelede ne kullandığına dair bir dedektife yöneltilmiş bir soru da vardı; kadın dedektif 150 dolara aldığı bir dedektörün aygıtları bulmaya yeterli olduğunu söylüyordu.
Herhalde dikkat etmişsinizdir: Teknolojide kaydedilen ilerlemeler kitaplara olan ihtiyacı ortadan kaldırmıyor; tam tersine, kitaba erişimi ve okumayı kolaylaştırıyor.