Bir ülkede yaşayan milletler genel anlamda birbirlerine benzerler. Etnik olarak farklı milliyetlerden gelselerde o ülkenin kanunları onlara bir şekil verir.
Kanunlar uygulamada vatandaşa istersen yap diye bir tercih bırakmaz. Yaptırır, olmazsa cezai müeyyide uygular. Çünkü yaptırım gücü, yani kolluk gücü vardır. Kanunlar ülkede yaşayan bütün vatandaşları kucaklayan ve eşit yaklaşan bir yapıda olmalıdır. Bu yüzden de genel ifadeler taşıyıp bireysel özgürlükleri adalet ölçüsüyle korumalıdır. İnsanlarının yaşam şekline müdahale eden kanun olabilir mi ? Oluyor işte. Ne giyeceğine, nasıl inanacağına müdahale eden bir Ülkemiz var. Bu müdahale topluma öyle bir şekil veriyor ki toplumun algılama ve davranış şeklini değiştiriyor. İşte yıllardır içinden çıkılamayan başörtüsüydü türbandı tartışması. Burda meselemiz Türkiyedeki günlük siyasi çekişmeleri tartışmak değil. Kanunlarımızın bireysel haklarımıza müdahalesinde nasıl içinden çıkılmaz bir tartışmanın da içine girdiğimizi göstermek.
Hayatın her alanına kanunlarla müdahale ederseniz çeşitliliği de ortadan kaldırırsınız. Bu yüzden toplum birbirini de düzeltme müdahalesi yapar. Türkiyede sağcısı da solcusu da davranış ve algılama biçiminde birbirine benzer aslında. Devletimizin kanunlarla insanların hayatlarına müdahale etme alışkanlığı bu kesimleri de aynı şekilde hareket etmeye itmiştir. Gücü elde eden diğerinin yaşam şekline müdahale ettiği yetmiyormuş gibi haddi aşarak inancına da müdahale etmiştir. İşte yüzlerce örnekten en basitleri . Kemalist idareye karşı Atatürkü sevmiyorum diyemeyeceğiniz gibi bir cematin başındaki Hocaefendinin söyledikleri yanlış diyemiyorsunuz. Birbirlerine benzerler dememdeki kasıt, yetişme tarzımızdaki tahammül ve farklılığı kabullenemiyor oluşumuzdan. Bu müdahaleci ruh öyle bir içimize yerleşmiş ki her durumda kendini gösteriyor.
Bir baba oğlunun haytına öyle müdahale ediyor ki Allahın rızası dogrultusunda hareket etse bile, çocuk kendi istediği mesleği babasının Hakkımı helal etmem dayatmasıyla yapamıyor.
Bir koca, Allahın razı gelmeyeceği yasakları koyuyor eşine. Patron iş yerinde işçisini eğitip verimini arttıracağına işten çıkarmakla tehdit edip kişilik haklarına müdahale ediyor. Öğretmen öğrencisine bilmen gerekenler bunlar. Şimdi bunları bilip bilmediğini test edelim diyeceğine. Ezberlemesinde hiçbir fayda olmayan ama lazım olduğunda nerde bulacağını gösterecegi konuları asıl bilgi gibi gösterip cocukların bilgiye bakışını derinden etkileyen yanlış müdahalesi. Kardeşlerin birbirine müdahalesi. Ve bir adam yolda hiç tanımadığı birine adam gibi yürüsene kardeşim müdahalesi yapma hakkını kendinde görüyor.
Öyle bir noktaya geliyoruz ki hiç bir işimizde Allahı hatırlamazken en basit bir işimizde bile acaba kanunlar ne der diye düşünüyoruz. Hatta bize yolda nasıl yürünmesi gerektiği hakkında kanun yazsalar da adam gibi yürüsek diye düşünüyorum. Kitabına uydurmak diye bir değim vardır bilirsiniz. Mudahale hakkını kanun kitaplarına soktukları için kitaba ters birşey görünmüyor. Al sana Kutsal kitap.
Biz de kitaplarına sövecek adam değiliz ya.
O zaman Hak Kitaba ulaşmaları için dua ederiz.
tuncer71@hotmail.com