Takdim: Bu yazı dizisi büyük ölçüde Hamza Yusuf'un ''Purification of the Heart'' adlı kitabına dayanmaktadır, ki o kitap da İmam Mevlüd'ün Matharat al-Qulub (Kalplerin Temizliği) adlı eserinin bir tercümesi ve yorumu mahiyetindedir.
Bilim dünyasındaki genel geçer görüşe göre insanı, merkezinde beynin bulunduğu sinir sistemi kontrol eder. Halbuki artık biliyoruz ki kalp, vücudun sinir sisteminin oluşumu daha tamamlanmadan, 'kendiliğinden' atmaya başlar. Bir başka deyişle Allah tarafından başlatılır ...
Oluşumundan sonra da kalbin her zaman beyin tarafından yönlendirilmediği görülür. Kendi içinde 40 000 adet nöronla beyinle mesajlaşan, beyinden gelen mesajları alan fakat birçok zaman onlara uymayarak daha hızlı veya yavaş çarpmaya başlayan, çok kompleks, ve bilimsel olarak birçok yönü hala kavranamamış olan bir organdır kalp.
Kalp nakli sırasında olduğu gibi sinir sistemi ile bütün bağları kesildiğinde bile atmaya devam eder. Bir başka deyişle Allah tarafından durdurulana kadar ...
İşte insanoğlunda bu fiziksel kalbin içinde yer alan manevi kalp, İslami anlayışa göre insan bilincinin ve şuurunun merkezindedir. Sağlıklı olduğunda gerçekleri anlayıp idrak edebilme özelliğine sahiptir; hastalıklı olduğunda kavrayış bozuklukları baş gösterir; öldüğünde ise artık gerçekleri kavrayamaz ve insanı doğru yoldan çıkarır (Kuran 7:179).
Peki sağlıklı ve temiz bir kalp nasıl olur? Öğrenci evlerinde kalmış olanlar veya ailesinde kendinden daha titiz fertler bulunanlar, temizlik konusundaki farklı görüşlerin ne gibi sorunlara sebep olabildiğini bilirler. Kimisine göre 'düzensiz ve pis' olan bir oda, kimisine göre 'farklı bir düzene' sahiptir sadece ve 'birkaç parça tozu pislikten saymak zaten çok saçmadır' (yazarın hangi görüşü benimsediği burada önemsizdir). Sonuç olarak herkes bulunduğu yerde patron kimse onun temizlik anlayışına boyun eğmek zorunda kalır ... taki kendi kurallarını koyabileceği ve başkalarına empoze edebileceği bir pozisyona ulaşana kadar.
Bu durumda nasıl bir kalbin 'temiz' olarak kabul göreceğini, kalbimizi sunacağımız Allah'tan başka kim tanımlayabilir? 'Benim kalbim temiz' derken kimin temizlik anlayışına göre temiz dediğimizin farkında mıyızdır?
Hesap gününde kabul görecek, insanı kurtaracak olan sağlıklı ve temiz kalp, manevi hastalıklardan ve karakter bozukluklarından arındırılmış olan kalptir. Kalp zaten yaratılışı gereği huzur ister ve bu huzuru ancak Allah'ı hatırlamakla bulur (Kuran 13:28). Kötülüklere karşı hassastır ve Suç ve Ceza kitabında olduğu gibi, suçun kendisi aslında cezanın bir parçasıdır çünkü kalbi rahatsız eder ve böylelikle her insan işlediği suçu öncelikle kendi kalbine karşı işlemiş olur.
Bugün görünen dünyaya bakıp olan biten bütün olayların sebebini bulmaya çalıştığımızda fark ederiz ki aslında hepsi kaynağını görünmeyen dünyadan, insanların kalplerinden alır. Saldırma ve sömürme isteği, aşırı derecede mal ve mevki isteği, ve daha birçok belirti aslında kalplerdeki hastalıkların belirtileridir. Her suçlu, her sömürgen (Türk Dil Kurumu'na göre bu geçerli bir sıfat), her katil, her cimri, her nefret dolu insan bütün yaptıklarını hastalıklı bir kalbe sahip olduğundan dolayı yapar. Kalbin rahatsızlığını bastırmak için alkol, uyuşturucu, kibir, dünya malı gibi şeylere dalabilir ama sonunda kalbini öldürür.
İşte bu yazı dizisinin devamında tedavi edilmediği takdirde kalbin ölümüne sebebiyet verebilecek olan manevi hastalıkları, belirtilerini ve kalbi onlardan arındırma yöntemlerini ele alacağız. Kendimizi muayene edelim, kalbimiz yolun sonuna varıp da durmadan önce temizliğine başlayalım diye ...
İlk olarak ele alacağımız manevi hastalık kıskançlık.