İçinde bulunduğumuz yüzyıl içerisinde pek çok şeyin değiştiğini ve pek çok şeyin de değişmekte olduğuna hep beraber şehit oluyoruz. Yaşadığımız bu değişim ve dönüşümü her bireyin ve her toplumun aynı hızda algıladığını söylememiz sanırım pek doğru olmaz. Bu değişimi çok hızlı algılayanların değişime öncülük ederek önder oldukları, geç algılayanların ise zaman içerisinde kaybedip yok olduklarını görüyoruz.
Toplumlardaki değişim ve dönüşümde pek çok yeni kavram ve yeni uygulamayı da beraberinde getirmektedir. bunlardan bir tanesi de kent konseyleri uygulaması olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ülkemizde kent konseyleri 5393 sayılı Belediye Kanunun 76. Maddesi gereği 2000 li yılların ilk çeyreğinde uygulanmaya başlamıştır.
İl ve ilçelerimizde bu kanuna göre hızla kurulan kent konseyleri yerel düzeyde katılımın teşvik edilmesi ve örgütlenmesi, kent sorunlarının demokratik bir platformda tartışılması amacıyla, kentteki tüm toplumsal kesimlerin ( kent halkının) paydaş olarak bir araya getirilmesi sonucu kentte ortak aklın oluşturulması çabalarının bir ürünü olarak görülmektedir.
Kent konseylerinde; belediye meclisinde yer bulamayan çeşitli toplumsal kesimlerin, belediye ve kaymakamlık temsilcilerinin yer aldığını görüyoruz. Gerek 5393 sayılı Kanun ve gerekse bu kanunun uygulanması için çıkarılan yönetmelik incelendiğinde özel sektör temsilcilerinin bu konseylerde yer almadığını görüyoruz. Bu durum kent konseylerinin en büyük eksikliği olarak karşımıza çıkmaktadır. Yani toplumun her kesiminin bu platformlarda yeterince yer bulamadığını görüyoruz.
Kent konseyleri mahalle platformları kurarak, gençlik, kadın, çocuk, engelli ve kıdemli hemşeri meclisleri oluşturarak, değişik konularda kurulan çalışma gruplarını faaliyete geçirerek, kentle ilgili her platformda kentin sorunlarını tartışır, bu sorunlara çeşitli çözüm yolları arar. Projeler üretir. Alınan kararlara halkın gönüllü katılımını ve katkısını sağlar.
Görüldüğü gibi kent konseyleri bu şekliyle kentte katılımı, şeffaflığı, kent yöneticilerinin hesap verebilirliğini, kent yönetimlerinin halkın denetimine açık hale gelmesini sağlamaktadır. Değişik bir ifadeyle söylemek gerekirse kentte demokrasinin işlerliği sağlanmakta ve demokrasinin ilerlemesine büyük katkısı olduğu görülmektedir.
Yukarıda anlattıklarım iyice çözümlenecek olursa görülecek ki kent konseyleri; zamanla kentte idari, ekonomik, kültürel, politik kararların kent yöneticilerinin, halkın ve özel sektörün katılımıyla alınacağı bir platforma dönüşme yolunda hızla ilerlemektedir. Başka bir ifade ile kentte idari, ekonomik ve politik otoritenin ortak kullanımını sağlayan platform olarak karşımıza çıktığı izlenimi doğurmaktadır.
Bu izlenim yeni bir kavramı da beraberinde getirmektedir. Yönetişim.
Kısmetse gelecek yazıda…
Esen kalın.