Kefalet, kefaret!

xxx65

Bir "Devlet lisesi"nde, yani devletin finanse ettiği, tabii özellikleri de olan yatılı okuldan dört yıllık "öğrenci maliyeti":
Yiyecek: 6 bin 832.86 YTL; Giyecek: 2 bin 412.75 YTL; Barındırma: 3 bin 752.74 YTL; Harçlıklar: 843.65 YTL; Atış: 19.45 YTL; Ulaştırma: 1049.96 YTL;Yabancı dil: 189.55 YTL.
Buraya kadar böyle. Ancak iki "maliyet" daha.
"Devlet lisesi" öğrencisine, vergiyle finanse edilen devlet diyor ki, "Senin için şu da harcandı": Personel: 17 bin 090 YTL 13 Yeni Kuruş.
Amortisman: 1878 YTL 98 Yeni Kuruş.
Toplam 35 milyar lira kadar.
Burası Askeri Lise. (Çok iyi bir devlet lisesinde, Galatasaray'da, yatılı öğrencinin barınma, yemek ve diğer masraf yükümlülüğü yıllık 2 bin 500 YTL kadar.)
Başarısız bulunan, derste başarılı olsa da bir nedenle atılan, şartlara dayanamayan bir genç "askeri okul" dan ayrıldığında, maliyet, faizle birlikte, zaten mütevazı geçim koşulları olan aileden isteniyor.
Belki beş yılda ödenmek üzere, ama asgari 50 bin YTL kadar. Mesela kamyon şoförlüğüyle ailesini geçindiren bir babadan 68 bin YTL...
Çocukların neden ayrılmak zorunda kaldığı, ailenin hali önemsiz!

Personel parası
Aile, 14 yaşında askeri liseye verdiği çocuk için "Yüklenme Senedi" imzalıyor.
Okuldan her tür ay(ı)rılma ihtimali var. Kendi hatası veya başka nedenle. Hepsi kayıtta. Hatta, subay çıkana kadar, "evlenmeyeceği, karı koca gibi yaşamayacağı, sara, işeme, uykuda gezme, bayılma, histeri, marazi çarpıntı gibi hastalık ve illetlere müptela bulunmadığı" da senede bağlı.
Hangi yaşta, ne sebeple giderse gitsin, isteyerek veya ister hiç istemeyerek; "zimmetine tahakkuk ettirilecek tazminatı, kanuni faiziyle birlikte, ayrıca hükme gerek kalmaksızın Hazine emrine ödeyeceğimi şimdiden kabul ederim" diye velisi imza atıyor. Bir de kefalet senedi:
Kefil de, "Öğrenci adına tahakkuk edecek okul masrafını ve masrafların sarf tarihinden tahsil tarihine kadar geçen süre içinde hesap edilecek kanuni faizi ile birlikte 4 yıllık 26 bin 807.454 lirayı geçmemek üzere ödeyeceğini" beyan ediyor.
Bu gençler bu okullara sınavla girmiş gençler.
Elbet onlar için özel harcama yapılıyor ama buralar "özel okul" değil. Siz devlette öğrenci başına yıllık 5 bin YTL'yi bulabilen, dört yılda 17 bin YTL'yi geçen bir "personel harcaması" ile 2 bin YTL'lik "bina kullanım parası" talebi gördünüz mü?

Senet, adalet
İşin tuhafı:
Personel, amortisman harcamaları, 2004'e kadar yok. 2004'te senede yazılıyor ama yönetmelik ancak 2006'da çıkmış.
Aşağıdaki maddeler, bir "Komutanlık" belgesinden. Yılbaşında hazırlanmış.
* Atış, personel, amortisman vb. giderler askeri öğrencilere 2006'ya kadar düzenlenen yüklenme senetlerinde yer almamaktadır. Bu nedenle bu giderlerin ödenmemesi konusundaki davalar Milli Savunma Bakanlığı aleyhine sonuçlanmıştır.
* Bunun üzerine ilgi yönetmelik değiştirilerek yüklenme senedine atış, personel, amortisman giderleri de dahil edilmiş, 14 Şubat 2006 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. 2006'dan itibaren yüklenme senetleriyle ilgili davalarda benzer problem yaşanmayacağı tahmin edilmektedir.
Oysa, 2006'dan önce, 2004 senetlerine de o kalemler sokulmuş, yönetmeliksiz senet imzalatılmış ve 2006'dan sonra ayrılana yönetmeliksiz senetten normalin misli tazminat talep edilmiş hep.
Öğrenci başına; sadece personel ve amortisman 20 bin YTL'yi aşıyor.
"Sosyal"i bırakın, normal "Hukuk devleti" bunu izahta zorlanırdı belki!
Masraftan ziyade bir ceza, adeta devlet misillemesi; ayrılmamış her çocuk ve ailesine bile gözdağı. 14 yaşındaki çocuğa rehinlik belgesi!
Kefalet değil, adeta kefaret! Kafiye isterseniz, belki esaret!
Tabii ki, askeri okulun özel harcamaları, özel koşulları, taahhüt gerekleri vardır; ama 50 milyarlık tazminat talebinin adaletle ilgisi şüpheli!
O yüzden geçmişte çok sayıda dava kazanılmış; ama şimdi eller daha da bağlı.

Mecburiyet
Elimde böyle çok sayıda bilgi, belge, mektup, mesaj var. Subaylık yolunda kazaya uğramışların kimi astsubay çocuğu. Albay çocuğu da var.
Bu insanlar tazminat ödemek istiyor; sadece personel, amortisman gibi ek ceza yükünü adaletsiz buluyor.
Çocukların hepsi başarısız da değil; 22 yaşında, Harp Okulu son sınıftan, 120 üstünden 116 disiplin notu, 4 üstünden 3.27 ortalama ile, 88 milyar lira tazminat yüküyle "lise mezunu" olarak atılıp en iyi makine mühendisliği fakültesini kazanan var.
Bu yıl bu duruma düşenlerin sayısı 170.
Aileler onca yıllık emeklerinin tek birikimi, oturdukları evi satıyor, icralar dayanıyor. Avukat, mahkeme masrafı zaten 10 bin YTL'yi buluyor.
2 bine yakın kişi aynı sorunu yaşıyor. Hepsinin bir hikâyesi var. En acısı, devre büyükleri yahut üstleri tarafından sadece manevi değil, maddi yıkıma da sürüklenenler.
Bir de subay, astsubay, uzmanın "mecburi hizmet" süresi var ki, o da ayrı bir zincirli hikâye!
Bunlar özel olarak sizi ilgilendirmiyor olabilir; ama kritik bir meslektekilerin daha çocuk yaştan hangi şartlarda yetiştiği, elendiği veya engel aştığı "memleket meselesi" sayılır!