Katolik Cenazesine Katıldım
Çalıştığım işyerinin İrlanda asıllı yönetim kurulu üyesinin vefat etmesinden dolayı; işyeri 3.5 saat kapatıldı. Toprağı bol olsun bu İrlanda asıllı Amerikalı’nın bendenize çok emeği geçmişti. Hatta bana Türkiyeyi her zeminde tanıtmamdan dolayı ‘Turkish Ambassador’ Türk Büyükelçisi ünvanını vermişti.
Daha öncede bir kaç hristiyan cenazesine kısa süre katılmış ve öylece izlemiştim. Bu seferkini baştan sona takip ettim.
Türkiye’nin yerinden oynatılamayan, şarapsever (kendi ifadesidir)genel yayın yönetmeni Ertuğrul Özkök ile aynı kanaatte olduğumuz sadece bir konu var sevgili dostlar. O da itiraf ediyorum, Hristiyanların cenaze törenleri bizden kat be kat düzenli ve de katılanlar bilgili.
Senelerdir cenaze namazı kılarım. Her seferinde cemaat tekbirlerde eller kalkacak mı?, selam verirken mi eller bırakılacak, yoksa selam verdikten sonra mı? Cenaze duasını bilmiyorsak yerine ne okuyacağız? Fatiha mı, kunut duası mı, yoksa bildiğimiz herhangi bir dua mı? tartışmasını yapar durur.
Oysa izlediğim bu Katolik cenazeseinde neredeyse herkes bütün duaları biliyordu. Sanki bu konuda özel eğitim almış gibiydiler.
Sakın bana sadece bir cenazeye katıldın nasıl kıyas yapıyorsun demeyin. Başta da dediğim gibi bir kaç tane daha hristiyan cenazesine katıldım. Gerçekten insan düşünmeden edemiyor. Niçin biz müslümanlar bu işte de organize olamıyoruz.
2 saat süren cenaze merasiminde öyle bir düzen vardiki; hiçbir şey aksamadı. Kilisedeki tek Müslüman bendim. Törenin sonuna doğru katılan herkese vefat edenin ruhu için olduğunu öğrendiğim küçük ekmek dağıttılar. Ben almadım tabii. Ayrıca papaz değişik şarapları karıştırarak içti ve mevtanın üzerine de döktü. Sonradan öğrendimki bazı Katolik cenazelerinde bütün katılanlarada şarap ikram edilirmiş.
Tören boyunca aklıma merhum Mehmet Akif geldi. Dinleri var bizim yaşayışımız gibi, yaşayışları var bizim dinimiz gibi der ya merhum, aynen öyle. Batıl dinleri ve batıl adetlerini o kadar düzenli bir şekilde yapıyorlarki gıpta etmemek mümkün değil.
Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Belediye Başkanı iken yapmış olduğu en hoşuma giden icraatlarından birisi de; belediyeye ait cenaze şirketini kurması ve cenaze arabalarını lüks mersedeslerle donatmasıydı. Hayatında hiç mersedese binmeyenler böylece vefatlarında ya da cenaze sahibi olarak binebileceklerdi.
Sevgili Dostlar,
Sadece cenaze merasimleri değil, mezarlıklada farklı burada. Gözümün önüne İstanbul’daki birçok mezarlıklar geliyor. Çoğu bayır, sığ, daracık mekanlar...
ABD’deki mezarlıklar ise şehirlerin en düz ve en merkezi yerlerinde yapılmış. Bakımları ise tek kelimeyle şahane. (Tabii birçok mezarlıkların özel olduğunu da unutmamak lazım)
Buradan özellikle ABD’ye iş!! gezisine gelecek olan belediye başkanlarına seslenmek istiyorum. Bu önemli!! gezilerinizde lütfen cenaze merasimlerine katılın ve mezarlıkları inceleyin. Unutmayın sizin göreviniz sadece yaşayanlara değil ölmüşlere de hizmet etmektir.
Karşı kıyıdan hepinize selamlarımla.