PKK sempatizanlarının eş zamanlı olarak değişik illerde başlattıkları eylemler karanlık planlara hizmet etmeye devam ederken, istihbarat raporları kaos eylemlerinde KCK’yı işaret ediyor. Güvenlik güçleri, zamanlamasıyla dikkat çeken Tokat’ta meydana gelen hain pusu ile KCK’nın ilişkisinin olup olmadığını da araştırmaya başlarken, karanlık mihrakların yeni projelerine karşı ne gibi önlemler alınacağı da merak ediliyor. İyi ama kim bu KCK?
İstihbarat raporlarında ‘KCK’, PKK’nın şehir gençlik kolu olarak tanımlanıyor.
ETÖ iddianamesinde KCK’nın kaos eylemleri de Ergenekon’un amaçlarına hizmet ettiği belirtiliyor. Güvenlik güçlerinin raporlarında ayrıca KCK’nın şehirlerde planlayıp hayata geçirdiği serhildan (başkaldırı) eylemlerine de dikkat çekiliyor. ETÖ savcılarının ve Diyarbakır Başsavcılığı’nın ulaştığı bilgiler arasındaki benzerlik de iki örgüt arasındaki inanılmaz benzerliği deşifre ediyor.
Diyarbakır Başsavcılığı’na göre KCK’nın yöntemleri şu şekilde sıralanıyor:
· Şehirlerde kaos oluşturmak için gençlik harekete geçirilecek
· Başkaldırı eylemleri gerçekleştirilecek
· Sivil itaatsizlik sağlanacak.
ETÖ Savcılarına göre Ergenekon’un yöntemleri ise şu şekilde:
· Halk’ın sokağa dökülmesine zemin hazırlanacak
· Ortaya koyulacak eylemler ile Türk-Kürt çatışması sağlanacak
· Sabotajlar düzenlenecek
Ayrıca örgütün, Ergenekon’un amaçlarına hizmet ettiğinin belirtildiği iddianamedeki faaliyetler ve stratejilerde bize yol gösteriyor. ETÖ iddianamesinde Ergenekon’un Türk- Kürt çatışması çıkarmak için hazırladığı stratejileri de şu şekilde sıralanıyor:
· Naylon terör örgütü kurma
· Ses getirecek eylemler yaptırma
· Bombalama, suikast ve sabotajlar gerçekleştirme
Görüldüğü gibi 2 iki örgütün ortak planı şehirlerde kaos çıkartmak. Öcalan’ın talimatıyla Türkiye, Irak, İran ve Suriye topraklarını esas alan konfederal bir sistem hedefi üzerine yapılandığı ortaya çıkan KCK, özellikle hükümeti zor durumda bırakmak için toplum içerisinde huzursuzluğa sebep olacak eylemler organize ediyor.
KCK’nın amacı ikinci Ergenekon iddianamesindeki ‘Panzehir’ isimli belgede de ayrıntılı bir şekilde anlatılıyor. Savcılar örgüt ile ilgili iddianamede şu değerlendirmede bulunuyor: “PKK terör örgütünün, gençliği ve kitlesini harekete geçirerek serhildan (başkaldırı-sivil itaatsizlik) tipi eylemler yaptırdığı, Kürt ve Türk halkını karşı karşıya getirmek suretiyle kaos ortamı oluşturmayı amaçladıkları, bu kaos ortamının da, PKK ve ondan medet uman Ergenekon terör örgütünün amaçlarına hizmet ettiği belirlenmiştir.”
Ergenekon’un PKK ile bağlantısının geniş yer bulduğu iddianamede, “Terör örgütü özellikle halkın yoğun olduğu yerlere, kamu binalarına ve askeri hedeflere bombalama, suikast ve sabotaj türü eylemler gerçekleştirerek bir Türk-Kürt çatışması oluşturmak suretiyle halkı sokağa dökmeyi hedeflemişlerdir” ifadeleri de yer alıyor.
Benzerlikleri isterseniz az daha açalım ve ETÖ iddianamesine bir daha göz atalım. ETÖ iddianamesinde Ergenekon’un Türk- Kürt çatışması çıkarmak için hazırladığı stratejilere geniş yer veriliyor. Stratejilerin başında ‘Naylon terör örgütü’ kurma geliyor. Soruşturma kapsamında ele geçirilen Lobi ve Panzehir adlı belgelerde yer alan bilgilere göre; naylon terör örgütleri kurulması ya da mevcutlarının kullanılması yöntem olarak belirlenmişti. Uyuşturucu, kara para trafiği ve mafya kontrol altına alınacaktı. Örgütün en önemli amaçlarından biri ülkede kaos oluşturmaktı. Kaostan oluşacak ortamda daha rahat hareket etmeyi ve amaçlarına ulaşmayı hedefleyen örgüt ses getirecek eylem ve suikastlar planlıyordu. Bu sayede hükümete karşı da elini güçlendirmeyi hedefliyordu. Şimdi son 10 günde yaşananları yeniden düşünün ve parçaları birleştirin bakalım. Ortaya çıkan sonuç karşısında sakın şaşırmayın!