“Biz burada olduğumuz için bu yüzük yok, bu yüzük olduğu için biz varız.” Everything İs Illuminated ‘2005
Psikolojik kitle, aynı düşüncelere, hedeflere, duygulara ve/veya davranışlara sahip olarak bir araya gelmiş bir insan topluluğunu ifade eder. Bu kavram toplumsal algıları, olayları ve davranışları anlamlandırmak için çok mühim bir yere sahiptir. Psikolojik kitle, birbiriyle yoğun etkileşim içinde olan insan grubudur ve bunlar küresel ana akım medya, propaganda araçları, sosyal medya gibi kanallarla bilgi ve duygusal içeriklere maruz kalarak etkilenirler. Tarih boyunca “güruh” örneklerine çokça rastlanır ama teknolojik gelişmeler sonucu kolayca manipüle edilebilir ve kontrol altına alınabilir hale gelmesi dijital medya sayesinde olabilmiştir. Bugünkü imkanlarla bilgiye erişimleri çok basit hale gelen kitleler, artık masa başında hazırlanan bir metin ve/veya görsel materyal ile kolayca yönlendirilebilecek bir kıvamda tutuluyor. Haberler, kurgular, komplo tezleri, duygusal içerikler; videolar, resimler, animasyonlar ve diğer medya biçimlerinin birkaç tıklama ile milyonlarca insanın erişimine sunulmasıyla duygu ve düşüncelerin hızla yayılması sağlanır. Hatta bu yolla kitlelerin davranışları kontrol altına alınır yada yönlendirilir.
“Bir psikolojik kitlenin en çok göze çarpan özelliği şudur: Kitleyi meydana getiren bireyler kimler olursa olsun; yaşama tarzları, iş-güçleri, karakterleri yahut zekâları ister benzer, ister ayrı olsun, kalabalık haline gelmiş olmaları onlara bir tür kolektif ruh aşılar. Bu ruh onları her birini tek başlarına bulunduklarında duyacaklarından, düşüneceklerinden ve yapacaklarından tamamıyla başka hissettirir, düşündürür ve yaptırır. Bazı düşünceler, bazı duygular ancak kitle halinde bulunan bireylerde ortaya çıkabilir veya eyleme dönüşebilir. Psikolojik kitle, bir an için birbirleriyle kaynaşmış, türdeş olmayan (heterojen) unsurlardan toplama geçici bir yaratık gibidir.”
Psikolojik topluluklar duygudaş olduklarından, birbirlerinin düşünce ve eylemleri üzerinde tesir oluşturmaları kaçınılmazdır. Bu sosyal gerçeği çok iyi tespit etmiş olan dijital medya platformları, kullanıcıların ilgi alanlarına göre içerikleri tasnif eder ve kişiselleştirir. Bilhassa dijital medya araçlarının insanları belirli düşüncelere veya duygusal tepkilere yönlendirebilecek kışkırtıcı bir gücü vardır. Bunu sağlayan şey, belirli amaçlar için yazılmış algoritmalardır! Algoritmalar, kullanıcıların ilgi alanlarına ve etkileşimlerine dayanarak onlara içerikler önerir ve bu süreçte psikolojik kitle oluşumu hızlıca gerçekleşir. Öte yandan son yıllarda gündeme hızla giriş yapan yapay zekâ çalışmaları ile, çeşitli amaçlara hizmet edebilecek psikolojik kitlelerin oluşumunun daha da hızlanıp ürkütücü bir potansiyel kazanmış olduğunu tespit edebiliyoruz.
Dijital platformlarda algoritmaların etkisiyle bilhassa insanların farklı fikirlere ve bakış açılarına akıllarını kapamalarının sebeplerinden biri “yankı odası” denilen olgudur. Yankı odası, benzer görüş ve inanç sahiplerinin fikir paylaştığı, görüş ve inançların sürekli tekrarlandığı ve karşıt görüşlerin yer almadığı tek taraflı iletişim biçimini ifade eder. Yankı odaları; kullanıcıları sınırlayan algoritmaların yardımı ile düşüncelerimizi destekleyen, kanaat ve inançlarımızı tekrar ederek pekiştiren “müstebit bir dijital ortam” oluşturur. İletişimini bu kapalı ortamlarda sürdürenler çoğu kez sağlıklı ve çok yönlü tartışmalardan mahrum olurlar. Bunlar, kendi duygu ve düşüncelerine internet ortamında destek bularak doğru kabul etmeğe mahkûm edilmiş en zavallı kitledir.
Konuyla alakalı önemli bir kavram da algı yönetimidir; sosyal çevre ve medya aracılığı ile gerçekleşiyor olması en önemli dikkat noktasıdır. Algı yönetiminin ana amacı, kitleleri bilgi bombardımanına tutarak zihin ve davranış değişimi sağlamaktır. Kişilerin ve grupların belirli bir fikrin sâdık müritleri olarak kalmaları için sürekli sinyal yollama işlevini yürütmek de bu teknikle gerçekleşir. Son zamanlarda dijital medya üzerinden iş gören “telkin ve manipülasyonlarla algı yönetimi”ni başarılı kılan en önemli yardımcılar ünlü kişiler ve fenomenlerdir! Artık yapay zeka ile bunların ses ve yüzleri kolayca taklit edilebilir olduğundan işin geldiği noktayı ve vahametini tam olarak tahayyül edemiyoruz! Yakın gelecekte, bu teknikler kim bilir hangi kara buduna alan açacak?!
“Budun”, klasik Türkçede birbiriyle kan bağı bulunan obalar/boylar topluluğu anlamına gelir; bütün kelimesinin kökü de buradan kaynak almıştır. Türkçenin muazzam ifade gücü içinde yer alan “kara” terimi sadece bir rengi ifade etmez; daha derin manaları vardır. Bu anlamlardan biri, kavramlara olumsuzluk belirtmek için kullanıla gelmiştir. (Kara yazı, kara gün, kara gece, kara baht, kara toprak, kara leke, kara yazgı, kara ter, kara para, karalar bağlamak vs. gibi.) Önceleri “Ak budun” yöneten sınıfı, “kara budun” yönetilen halkı ifade için kullanılan tanımlamalar olsa da milletin özünü, çekirdeğini oluşturan ve devamlığı sağlayan esas önemli unsur kara budun olarak ifade bulmuştur.
Sonraki devirlerde “kara budun”, sürekli devlete isyan halinde olan yıkıcı güruh anlamında göçebe topluluklara yakıştırılan bir belirleme olmuştur… Şahsî çıkar, nefsî beklentiler ve bilhassa dış kışkırtmalar etkisiyle yüzyıllarca devam eden isyan ve ayaklanmalar neticesinde bin bir güçlükle oluşturulan birlik ve bütünlük bozulur, kurulan devlet yıpranır, güçten düşer ve nihayet yıkılırdı… Atalardan gelen tecrübe ile bunun farkına varan devlet, kara buduna karşı daima teyakkuzda olmuş; buna rağmen yine de gücünü, imkanlarını, kabiliyetlerini ve enerjisinin hatırlı bir kısmını hak isteme bahanesi ile ortaya çıkan ihanetlerin önlenmesine harcamak durumunda kalmıştır.
Günümüzde çeşitli amaçlara hizmet için bilhassa dijital ortamda çok sayıda kara budun oluşmuş durumda. Yerli ve milli olan asıl unsurun, “zihni işgal altında olan psikolojik kitleler” in kullanım amaçlarını sezmesi ve korunmak için “proaktif davranış modelleri” geliştirmesi önemlidir. Devlet-millet bütünlüğünü hedef alan “terör zihniyetli kara budun” ile “milletin değerlerini yıkmaya ayarlı kara budun “aynı kuklacının yönetimindedir. Bahusus önemli toplumsal dönüm noktalarında, aklın bloke edilmesi ve duygusal kararlar vermeyi sağlamak için aportta bekletilen çok sayıda psikolojik kitle (yığın) devreye sokulmakta ve işlevselliği test edilmektedir.
“Kara budun”, midesiyle düşünen ve kesinlikle soylu ideallerden beslenmeyen duygusal toplulukları, halk yığınlarını ifade eder… Kara budun, tefekkürden, estetikten, gerçek sanat ve edebiyattan uzaktır; bu sebepledir ki genellikle algı yönetimi, yalan, sövme, dedikodu, iftira, ağır hakaret gibi ucuz yöntemlerle yönlendirilir. Yalandan ve hayal dünyasında oluşturulan korku ve düşmanlık ile beslenen “kullanışlı psikolojik kitleler” belirli amaçların gerçekleşmesine hizmet için yüksek akıl ve sabırla oluşturulup yönetilmektedir. Bugün bunların en önemli etki ve savaş alanının dijital medya olduğunda kuşku yoktur. O halde tam da bu yüzden midesiyle düşünmeyen yüksek ideal sahibi olanların da en önemli etkinlik alanı olarak dijital dünyayı belirlemeleri “sağlam irade” lerinin ana göstergesi olacaktır. Gerçek dünya ve sanal dünya ayrımı yapmanın bir anlamı kalmadı; doğru bilginin ve iyiliğin ayakta kalması ve etkin paylaşımının ancak “iyilerle, birlikte, sevgiyle” mümkün olabildiğini idrak etmek “aklını kullanmak”tır.
“Fertlerin bilinçli faaliyetlerinin yerini, kitlelerin bilinçsiz eylemlerinin alması, içinde bulunduğumuz çağın en temel özelliklerinden biridir.” Gustave Le Bon
Bu yazıyı beğenip faydalı bulduysanız sosyal medya hesaplarınızda paylaşarak daha çok kişiye ulaşmasına destek olabilirsiniz… İlginize teşekkür ederim.