Kanaat-Tevekkül-2

Prof.Dr. Kamil GÜNGÖR

Zenginlik sahip olduklarınızı nasıl yönettiğinizle ilgili bir konudur. Öncelikle siz onu yöneteceksiniz, o sizi değil… Bu açıdan bakarsanız da zenginlik mes’uliyyettir. Nitekim mülk Allah’ın değil mi… Size emanet bir başka deyişle…

Burada kasdettiğimiz yazının konusu gereği, mal varlığı, servet anlamında mülktür ama, mülk kelimesinin pek bilinmeyen üst bir anlamı olduğunu da hatırlatalım. Nitekim; 'Mülk' diye bir Sûre vardır surenin birinci ayeti konuya işaret eder: “mülk (hükümranlık) elinde olan (Allah) yücedir ve O, her şeye kâdirdir.” Burada mülk kavramının siyasal otoriteyi elinde bulunduran, bürokratik çeşitli yetkileri kullanan, hatta aile düzeyinde tasarrufta bulunan kimselerin, yetkinin asıl sahibi olan Allah’a karşı sorumlu olduklarını, O’nun (cc) verdiği yetkiyi, onun çizdiği sınırlar içerisinde kullanma zorunluluğunu ifade ettiğini ara bilgi olarak paylaşmış olalım. Aksi emanete ihanetle eş anlamlıdır çünkü…

İslam dininin öngördüğü insan modeli kanaatkârdır, sabırlıdır. Aksi israftır ve haram olduğu için de tüketime sınır koyar. Bunun anlamı Allah’ın dininin tüketim değil insan merkezli olmasıdır. Tüketim merkezli olmak bedene, insan merkezli olmak ruha odaklıdır. Böyle bir anlayış cimrilik anlamına da gelmez. Zira cimrilik ‘haram’ kategorisinde bir başka sınırdır. İslam'ın öngördüğü insan orta yola taliptir. Çünkü ‘harcadıkları zaman israf etmezler, cimrilik de yapmazlar, (harcamaları hususunda) bu (ikisi) arasında bir denge tuttururlar.’ (25:67).

Buna karşın, bir kapitalist fırsat bulsa dünyadaki bütün kaynakları bir gün içerisinde uhdesine alır ve aynı gün içerisinde tamamını tüketir-bitirir. Çünkü kapitalizmde biriktirmek de tüketmek de makbuldür. Oysa İslam insana biriktirmeyi değil paylaşmayı, tüketmeyi değil kanaati tavsiye eder-emreder. Tabii, doğal olarak bu durum üretmek için de söz konusudur. (Üreten Allah'ın dostudur-H. Şerif).

Böyle olunca güçlü olunamayacağı yönünde iddialar ileri sürülebilir. Bu, gücü nasıl tanımladığınıza göre değişir. Eğer merkeze misyonu alırsanız, geleceğe güçlü bir nesil bırakırsınız. Yok eğer gücü kendi uhdenizde toplamak isteseniz, sizden sonrası tufan olur. Kapitalizm bu ikincisini esas alır.

İslam dışı toplumlarda böyle sorunların yaşanmıyor olmasının reel ama haklı olmayan nedenleri vardır. Zira geçmiş yüz yıllarda oluşturulan sömürge düzeni şekil değiştirmiş biçimde devam etmektedir. Batıdaki zenginliği iyi anlayabilmek için Afrika’nın derinliklerindeki açlığa ve fakirliğe bakmak gerekir. Bu da konunun haksız tarafıdır.

Reel tarafı devlete verilen rol ile alakalıdır. Devlet, vergiler ve güçlü kurumsal altyapı ile bugün bu soruna çözüm üretmiş gözüküyor. Ama zora dayalı olduğunu, sistemin zorda-darda kaldığında çökeceğini de gözardı etmemek gerekir.

Batı medeniyeti bir yandan da belli aralıklarla kendisini tüketmektedir. İkinci Dünya Savaşı bunun en son kapsamlı örneğidir. Şimdilerde Rusya ile aralarında yaşanan nükleer restleşme ise bir gün karşılık bulursa sadece taraflar değil insanlığın tarihi yeniden yazılmak zorunda kalabilir.

İslam, sistemi insana dayalı modelle güçlendirmiştir. Yani sadece zora dayalı değil, bünyesinde içsel sorumluluğa dair müesseseler de barındırmaktadır. ‘Paylaşma’nın gücü vardır çünkü… Nitekim Avrupa bile Avrupa Birliğini ‘paylaşmanın gücü’ne dayandırarak kurmuştur. Çünkü Avrupa Birliği ‘dayanışma’ ve ‘ortak yönetim’ modeli ile geçmişte yaşadıklarının tekrarını engellemeye çalışmaktadır.

Cevabın-çözümün ne olduğu hususu ise öylesine açıktır ki… Zira çözüm kimi zaman önemsizmiş gibi gözüken detaylarda gizlidir. Bugün yaşadığımız sorun bunu keşfetme noktasındaki isteksizlik ve durumu düzene koyacak kurumsal yapı eksikliğidir. Tabi en önemlisi yukarıda işaret edildiği üzere işleyen sistemin ‘mülk’ü sahibi adına kullanma düşüncesine dayandırılmamış olmasıdır. Vesselam...

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.