Bu düşünülen gün börekli, çörekli, kısırlı günden değil. 1800’lü yıllara dayanan bu tarihçe uzun işlevler sonucu biz Türklerin gündemine de oturdu.
Siz değerli okuyucularıma geçen sene kaleme aldığım yazımı bir daha sunmak istedim. Bir sene içerisin de değişen tek şey kadın cinayetlerinin sayısıdır.
8 mart dünya kadınlar günü çatısı altında bugün sayısız mesaj alacak tüm bayanlar. Biz daha bayan mı, kadın mı, karı mı ne denilmesi gerektiğini bile bilmiyoruz..
“Sizleri karı koca ilan ediyorum.” Al işte karı diyor neden konuşma esnasında eşine karı diye seslenen kimseler kabalıkla kınıyoruz öyle değil mi? Oysa karı diye hitap eden Belediye’nin nikâh memuru. Biz konumuza dönelim bugün kadınlarımıza özel bir gün tanımlanmış. Kimlerin bugünü çıkardığı malumunuz. Günümüz de kadınların konumu ortada güçlü kadınlar, güçsüz kadınlar. Güçlü, güçsüz kavramlarından neyi kastettiğimi anladınız. Madem bugün kadınlar günü bugün düşünme sırası hep sizde leb demeden leblebi dediğimi anlayacaksınız.
Kadın haklarıydı, kadınlar günüydü vs. hiçbiri de cazibeli gelmiyor artık. Sayısız kadın şiddetle mücadele ediyor. Sayısız kadında mücadeleyi bırakmış artık ölümü bekliyor, belki bugün belki yarından da yakın misali. Ve birileri çıkıyor hadi bugün kadın hakları günü, kadınlar günü vs..
Artık kadınlar kanmıyor bu boş günlere.
Kadının bugün çektiği çile varsa eğer yine kendi cinslerinin zulümleri sayesinde devam ediyor. Gündüz kuşağında kadınların çektikleri acılar gün yüzüne çıkıyor ve artık diyoruz ki yeter kapatın kapınızı içinizde yaşayın. İnsanların çektiği acıları dinlemek bile yoruyor insanı. Kendi cinsinden kastım kayınvalidesi, görümcesi veya komşu kadınlar tarafından çıkan sorunlar neticesinde kadınlar huzursuz, kadınlar eşlerinden ayrı gözü yaşlı.
Ey erkek anneleri siz bir kadınsınız bu çocuklar sizin evladınız olduğu gibi eşleri de sizlere Allah tarafından gönderilen emanetlerdir. Siz bu emanetlere zulüm ederseniz eğer karşılığını almanız uzak değildir.
Kadınlarımız hala giyim kuşam bakımından da özgür değiller, makinadan çıkan ürün gibi görmeyi bırakın artık. Yıllar yılı kapalı kadınlara yapılan davranışlar hangi kadın haklarında var. Soruyorum şimdi Avrupa ya bu kadınlar gününe hangi kadınlar giriyor açıklar mı kapalılar mı? Diri diri yakılan kadınlar, nice eziyetlere maruz kalan o kadınların haklarını alanlar bugün, bugünü bizlere sundular teşekkür ediyorum.
Kadının tek görevi yok kadının birçok görevi mevcutken kadını işe yaramaz varlık olarak gösteren kimselerin acziyetini görmemekte imkânsız. Kadın birçok şeyden sorumlu tutulması da ne kanunda, ne dinimizde mevcuttur. Bu yazısız kanunları toplum olarak bizler yazıyoruz. Erkekten alınıp kadının sırtına yüklenmek ne toplumu nede o aileyi feraha kavuşturur. Sadece günahlarınızın yükünü artırır o kadar.
Kan kusup kızılcık şerbeti içmek atasözleri ile yalan söylemeyi acılara karşı dirayetli olmayı öğrendik. Ailelerimiz tarafından ben neler neler çektim, seninki de ne ki diye pekiştirildik. Sonra da ahh yavrum kıydılar sana diye gözyaşları döktük. Aklı sıra evlatlarımıza kör öğütler yaptık.
Okumasına, çalışmasına engeller konuldu. Her sözün sonunda kadınları küçümsedik. Elinin hamuru ile erkek işine karışma!
Saçı uzun aklı kısa.
Erkek Sözü var. Kadının sözü yok, kadına güven yok mu?
Bilim adamı var bilim kadını neden yok.
Kadın kısmına sır verilmez! Erkeklere sır veriliyor demek.
Kadın gibi ile başlayan olumsuz tüm cümleler erkeklerin dilinde mevcut.
Sayısız kadınlar eşleri ve bir başkası tarafından acımasızca darp ediliyor veya katlediliyor. Kiminin faili meçhur kiminin de meçhul cinayetler bağımında dosyalanıp işi bitiyor.
Sonra birisi diyor bugün 8 Mart Kadınlar günün kutlu olsun. Kadınlar hala acı çekerken gerek savaşta canından, evladından, yârinden ayrı düşecek ve sonra diğer bayan gün kutlayacak. Kadınların gününü kutlamak bile erkekler tarafından eşit olmadığımızın göstergesidir vesselam.