Fıtratın bozulması galiba en çok kadınlara zarar verdi. Fıtrattan kastım, Allahın yarattığı şekilde yaşamak, O’nun ve yüce Resulünün (sav) emirlerine uygun hayat sürmek. O’nun ak dediğine ak, kara dediğine kara demek. Allahın emirlerinden, Peygamberin tavsiyelerinden bazıları hanımların hoşlarına gitmemeye, işlerine gelmemeye, başlamışsa; bilsinler ki işler çok fenaya, pek kötüye gidiyor demektir. Ailenize, komşularınıza akrabalarınıza yakından dikkatle bir bakın söylediklerimi doğrulayan binlerce kanıt göreceksiniz. TÜİK’in verilerine göre boşanmalar her yıl artarken evlenme oranları düşüyor. Evlilik yaşı yükseliyor, doğurganlık azalıyor. Aldatma, aile içi şiddet, aile içi münakaşalar, kavgalar, yaralamalar ve Allah korusun öldürmeler gittikçe artıyor.
Bu Toplumda Kadın Öldürülüyor
Bir kadının öldürülmesi, hele de bir kadının düşmanları tarafından değil, bir yastığa baş koyduğu, bütün sırlarını paylaştığı, hayatta en yakını olmuş eşi tarafından öldürülmesi… Bir kadının; “yol bulunur yoldaş bulunmaz, el bulunur kardaş bulunmaz” sözüne muhatap, aynı karnı paylaştığı, aynı sofraya oturduğu öz kardeşi tarafından öldürülmesi… Bir hanım kızın Dünyada en çok güvendiği, sırtını dayadığı çınarı olan öz babası tarafından katledilmesi… İnanılmaz, kabul edilemez bir vahamet , eşi görülmemiş bir şenaat, kürtajla öldürülen bebeklerin durumuna denk bir denaettir. Bu, akla, izana, mantığa, vicdana, insanlığa, hele hele de Müslümanlığa asla sığmayan; meşum, batıl, çirkef fiil maalesef bu toplumda işleniyor. Bu zulmün sonucu dökülen kanlar da ülkemizden bereketi, huzuru, selamaeti kaldırıyor. Baksanıza bolluk içinde olanlarımız dahil herkes huzursuz herkes stresli.
Bu adiler adisi vakanın sorumlusu, Türkiyede yaşayan herkestir: kadın erkek, laik anti laik, ilerici gerici, zengin fakir, alevi sunni, doğulu batılı, kuzeyli güneyli, sağcı solcu… hepimiziz. Hepimiziz ama bence en büyük sorumluluk kadınlarındır. Nasıl ki “toplumu kadın doğuruyorsa” nasıl ki “toplumun ilk öğretmeni kadınsa”, doğurduğu ve eğittiği çocuklarının her şeyinden başta o sorumludur. Kadınlar, toplumdaki iyiliklerde, güzelliklerde kendi mühürlerinin olduğunu övünçle söylüyorlarsa (ki bu konuda haklıdırlar) yapılan yanlışlıklarda da onların hatalarının izini aramak normal bir mantık gereğidir.
İnsanlık Meslek Liseleri
Bu çıkmazdan, tarihe geçecek bu yüz kızartıcı halden kurtulmak için ne yapılmalı? Bu sorunun cevabı birkaç makaleye sığacak kadar kısa değildir. Ancak işi kökten halletmek için ilk önce toplumu etkileyen, cemiyeti yönlendiren tüm kurum ve kuruluşların, akıl, vicdan, sorumluluk sahibi herkesin bu kötü gidişatın farkına varması ve bu meseleyi en öncelikli mesele haline getirmesi gerekir. Bu kötü durumun sorumluluğunu, Laikler dindarlara, dindarlar laiklere, zenginler fakirlere , fakirler zenginlere yükleyerek bir yere varılamaz. Çünkü Katillerin, tecavüzcülerin, kimliğine baktığınızda, her sosyal sınıftan, her ekonomik katmandan, her mezhepten, her bölgeden insanlara rastlayabilirsiniz. Savaşta bile düşmanlarının kadınlarını öldürmeyi yasaklayan bir dinin mensuplarına ne oluyor ki kendi kızını, kendi ablasını, kendi eşini öldürüyor! Aklı ve mantığı kendine rehber edinen ve kendini aydın, batılı, okumuş diye vasıflandıran insanlara ne oluyor ki bu meşum fiillerin failleri haline gelebiliyorlar!
Bu karanlık döneme son verecek ilk adım herhalde ilkokuldan başlamak üzere verdiğimiz eğitimi, verdiğimizin eğitimin amaçlarını gözden geçirip değiştirmek, yenilemek olmalı. İyi yetişmiş bir ev hanımının, cemiyetin temeline ilk harcı koyan kişinin en güzel şekilde yetişmesi için yepyeni bir eğitim sistem geliştirmek zorundayız. Tüm anneler, birkaç yaşındaki kızlarını, oğullarını sadece; “Aman kızım, aman oğlum, oku, doktor ol, öğretmen ol, kendi ayaklarının üzerinde dur, başkasına muhtaç olma…” gibi nasihatlerle büyütmeyi bir yana bırakarak onlara, “iyi bir eş, donanımlı ve çalışkan bir anne- baba, aranan bir arkadaş, vefalı bir komşu, sır saklayan ve yol gösteren bir akraba, ahreti kazanan bir kul olmasını” tavsiye etseler çok daha hayırlı bir iş yapmış olacaklar…
Bu düşünceyi temel alan eğitim anlayışının müfredatları en kısa sürede oluşturulup kitapları en kısa zamanda yazılmalı. Bu eğitimi verecek yepyeni okullar açılmalı. Nasıl ki, biçki, dikiş, ev ekonomisini öğreten Kız Meslek Liseleri; elektrik, motor, torna öğreten erkek teknik liseleri varsa, insan ruhunu eğitecek, ona güzeli iyiyi vicdanı ahlakı belletecek Ev Hanımlığı Meslek Liseleri; ve adı, Ev Erkekliği lisesi mi olur, Kocalık meslek Lisesi mi olur, “iyi bir baba, vefalı bir evlat, dirayetli bir koca, çalışkan bir vatandaş” yetiştiren okullarda açılmalı.
Bisiklete binmek için bile ehliyet isteyen bir devletin baba ve anne adaylarından EVLENME EHLİYETİ istememesi ne kadar büyük bir eksiklik değil mi?