Günün önemine binaen yazacağım satırlara neleri sığdıracağımın planına oturmadan. Güne bir kadının eski eşi İbrahim Zarap diye tabir etmekten utandığım şahıs tarafından dayak yemesini izledim. Adeta kadınım dondu bu olay ve bunun gibi nice olayları ört pas edemezdim. Sayısız satırlara sığdırdım kadınların haklarını ve yine bir kadın sokak ortasında yere uzanmış yatıyor.
Her yazımda aile, kadın ve çocuk temalı konuları işledim çünkü bunlardan oluşur hayat üçgeni. Dün yine bir kadın daha cinayete teşebbüs edilirken komalık oldu. Yarım kalan cinayet diye bilirim. Olay Samsuna Sokak ortasında gerçekleşir. İnsan nasıl yaşar böyle bir psikolojik bir ruh ile.. Bunun gibi nice insanlar var evlerinde sinsice yaşayan. Onlara baba diyen evlatları var. Türkiye öncelikle psikolojik bir tedavi sürecinden geçmeli. Arzu Edilen Hayat İçin adlı yazımı daha önce siz değerli okurlarıma sunmuştum. Orada bir projeden bahsetmiştim. Eğitim konferans ve her ailenin birer psikoloğunun olması gerektiğini söylemiştim.
Tekrar tazeliyorum isteklerimi. Her ailenin birer tane aile danışmanı olmalı. İçimizden biri gibi her sorunumuzu onunla paylaşabileceğimiz hekimlerimiz olmalı. Sağlıklı bireyler evlat sahibi olmalı. Onun dışındaki insanlar engellenmeli ki toplumun ferahı korunsun. Din, ahlak ve kültür olarak eğitilmemiş bireyler toplumun temelini çürütmektedir.
Kadın sizce ne için yaratılmıştır? Kadın olmasa ne olurdu hayatta? Merhamet anne şefkati ile yoğurulmaz mı? Anneler sizlere satırlarım. Bu cani evlatları büyüten siz değerli kayınvalide ve kayınvalide adaylarına sesleniyorum. Merhametli evlatlar yetiştirmek sizin elinizde, elinde ki sapana taş koyup masum kuşlara acımasızca savurtturan evlatlarınız varsa şu an yanınızda. İlerde cani, katil bir evladın annesi olacağının korkusu sarsın etrafınızı. Merhametli evlatlar sahip olmadığı bir kuşa gökyüzünde hayran hayran bakarken. Yaradan’a sonsuz şükranlar sunarlar.
Türkiye de kadın olmak her geçen gün daha zorlaşıyor. Her kız çocuğu dünyaya geldiğinde bir umut yükselirken olur ya evladına annelik yapar, merhametli evlatlar büyütür duası tutuşurken dudaklarımda. Umudum da düşüyor yanıma, üzülüyorum. Acaba hangi vahşi insanın elinde hakaretlere maruz kalıp sessiz çığlıklar arasında kalacak.
8 Martta kimi nasıl tebrik edeyim bilemiyorum. Kadın olmak birçok güzellikleri yaşamakken şimdiler de kadın olmak kadına kadınlığı eziklik olarak lanse eden insanlara selam vermek istiyorum. Onlara göre kadın olmak eşlerinin emrinde yaşayan ikinci sınıf vatandaşlar. Özellikle bu duyguları evlatlarına yansıtan insanlar kayınvalideler. Erkek evlatlarına duydukları saygıyı kendi kız çocuklarına yaşatmayan sevgili anneler sizlerin Kadınlar gününüzü tebrik ediyorum. “Cennet annelerin ayakları altındadır.” müjdesine nail olan anneler şunu iyi bilin ki bu anneler zulüm yapana destek veren, züllüme teşvik eden anneler için değildir!
Türkiye de meçhul kadın cinayetlerinin sayısına göz atalım: Bu veriler de cesetlerin bulunması ve milyon tanede cesetti dahi bulunmayan kadınlar ve erkeklerin olduğuna eminiz. Burada sadece kadınlardan bahsetmek elbette ki yanlış olur kadın haklarına neden daha çok üstünde durduğumuz bariz açıktır. Kadın karşı cinse göre savunması olmayacak kimselerdir.
2008- 66 kadın.
2009- 125
2010- 203
2011- 129
2012- 145
2013- 231
2014- 290
2015- 293
2016- 289
2017- 350
2018- 405
2019- 421
2020- 408
2021- 67 kadın birileri tarafından hayatlarından olmuştur. Kiminin faali belli kiminin de meçhul cinayetler dizisine isimleri geçirilmiştir.
KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN TÜRKİYEM!
Daha kaç kadının ismi bu listelerin içine girecek. Kimler buna dur diyecek! Adalet ne zaman yerini bulacak bende bu soruların cevabını en az sizin kadar bekliyorum.
Minicik bebeklerin annesiz çığlıklarını duymak istemiyorum. Açılan kapanmayacak yaralarına melhem olacak bizler değiliz hiçbir zaman. Yarım kalan hikâyelerine ortak olmak istemiyorum daha fazla canilerin en ağır cezalara çarptırılması için dua ediyorum.