Olayı gereğinden fazla mı önemsiyor ve büyütüyorum diye kendime soruyor buna rağmen ülkemizdeki kaçak Ermenilerin sayısını sokaktaki vatandaştan öğrendiğimizi görmek karşısında şaşkınlığımı atamıyorum.
Bundan 15 gün kadar önce Başbakan Erdoğan İngiltere gezisi sırasında ülkemizde kaçak olarak çalışan 100 bin Ermeni'nin sınır dışı edilebileceğini söylemiş, bu açıklama üzerine yazdığım ve 19.03. 2010 tarihinde bu köşede yayınlanan, "Kaçak Ermenileri silaha dönüştürmek" başlıklı yazımda meseleyi ele alarak, "Ermenistan vatandaşı olup da ülkemize kaçak olarak çalışan 100 bin Ermeni rakamının nereden çıktığını merak ediyorum" demiştim. Yazımda ayrıca böyle bir rakamın sınır kapılarından giriş ve çıkışların takip edilerek tespit edilebileceğine dikkat çekmiştim. Ancak her şeye rağmen 100 bin rakamını çok yüksek bulmuştum. Aradan kısa bir süre geçince sorumun cevabı Başbakan Erdoğan'ı ziyaret eden Ermeni cemaati lideri Bedros Şirinoğlu'ndan geldi. Şirinoğlu, Başbakanı daha önceki ziyaretleri sırasında arkadaşının verdiği rakamın yanılttığını, bunun için de özür dilediklerini açıkladı.
Yani Başbakan Erdoğan kendisini ziyarete gelen bir Ermeni vatandaşımızın sözlerinden bu 100 bin rakamını öğrenmişti. Peki böylesine bir bilgilenmeye dayanarak dünyanın gözü önünde açıklama yapmak doğru olur mu? Söz konusu Ermeni vatandaşın rakamları abartması karşısında Başbakan'ın devletin ilgili kurumlarından gerçek rakamı öğrenme imkanı yok mu?
Bu soruların cevabının elbette araştırılması gerekiyor. Ancak, Başbakan'a ülkemizde kaçak olarak çalışan Ermenilerin sayısının 100 bin olduğunu söyleyen kişinin yanında Ermeni Cemaati Lideri Bedros Şirinoğlu da bulunuyor olmasına karşılık yanlış niçin o anda düzeltilmedi de düzeltmek için Başbakan'a ikinci bir ziyarete kadar beklemeye gerek duyuldu. Çünkü, ikinci ziyaret sırasında Şirinoğlu 100 bin rakamının yanlış, doğrusunun 20 bin kadar olduğunu açıklıyor.
Diyelim ki doğru rakam 20 bin civarında o gün niçin bu rakam abartılarak Başbakan'a 100 bin olarak söylendi? Bundan maksat neydi?
Bir başka soru daha; 20 bin rakamı ne kadar doğrudur? Bu rakam nasıl temin edilmiştir? Ülkemizdeki kaçakların sayısını devlet tespit etmek durumunda değil midir? Maksadım bu vesile ile bir takım suçlamalarda bulunmak değildir. Başbakan'ın sınır dışı etmekle ilgili sözlerinin de üzerinde durulmadan söylenmiş sözler olduğunu düşünüyorum. Ancak, Başbakan'ın sıradan bir vatandaş gibi kendisine ulaşan bilgileri kaynağından araştırmadan kullanmasının yanlış olduğunu düşünüyorum. Çünkü, kendisine bilgiyi verenlerin bir süre sonra "Başbakan'ı bizim arkadaş yanılttı. Özür dileriz" şeklinde yaptıkları açıklama olayın düzeltilmesi için yeterli değildir. Hatta Başbakan'ı açık düşüren bir oyun görüntüsü vermektedir.
Türkiye bir taraftan kaçak işçilerin çocuklarının eğitim yapmaları için imkan araştırır, hatta ihtiyaç halinde bazı ailelere süresiz ikamet izni verilmesi için Başbakan talimat verirken öbür yandan bir takım hayali rakamlarla Başbakan'ın yanıltılması iyi niyetle izah edilebilir mi? Başbakan'ın tüm iyi niyetine rağmen muhataplarının bazen ipin ucunu kaçırdıklarını göstermez mi?
Bu noktada Başbakan'ın iyi niyetini ortaya koyması bakımından Libya yolunda gazetecilerin sorusunu cevaplandırırken söylediği şu sözler çok önemlidir:
"Ermeni cemaati lideri Bedros Şirinoğlu ve arkadaşını kabul ettim. 4 ay önce de Dolmabahçe'de kabul etmiştim. Son gelişlerinde çocuğu hasta bir kaçak ailenin tedavi için uzun dönemli ikamet izni talebini getirdiler. Araştırılsın, doğru ise süresiz ikamet izni verelim dedim."
Bu arada kaçak işçi ailelerinin çocuklarının Türkiye'de azınlık okullarında okumalarına Lozan anlaşmasının izin vermediğini hatırlatan Başbakan, Milli Eğitim Bakanı'na bu konuda bir çalışma yapması talimatı verdiğini de sözlerine ekliyor. Kısacası Türkiye iyi niyetli bir yaklaşım sergilerken muhatapların tavrını sanıyorum gözden kaçırmamak gerekiyor. Tek taraflı iyi niyet ülkemize gelecekte zarar vermemelidir.