Türkiye'nin tüm iyi niyetli çabalarına karşılık Ermeni diasporasının sürekli olarak Türkiye aleyhine çalışmasından ne yarar sağlayacaklarını düşünüp düşünmedikleri bir yana ilişkileri daha da çıkmaza soktuğu kesin. Denebilir ki diasporanın ilişkilerin düzelmesinden değil daha da bozulmasından, bir takım düşmanlık tohumları ekilerek iki ülkenin kesinlikle bir araya gelmesini engellemenin peşinde olduğunu söylemek yanlış olmaz. Buların aslında Ermenistan ile de fazla bir ilişkileri yok. Çünkü Ermenistan'da yaşamıyor, çeşitli ülkelere dağılmış buralarda kendilerince bir düzen kurmuşlar, diyebiliriz ki tuzları kuru. Onların faaliyetlerinin Ermenistan'da yaşayan Ermenilere ya da Türkiye'ye gelmiş ve burada kaçak olarak çalışan Ermenilere zarar veriyor olması da hiç umurlarında değil.
Başbakan'ın Ermeni tasarısını görüşen ve görüşmeye hazırlanan ülkelere gözdağı vermek için ülkemizde kaçak olarak çalışan Ermenileri sınır dışı edebilecekleri tepkisini ayrıca değerlendireceğim. Ancak öncelikli olarak Başbakan'ın zikrettiği 70 bin Ermeni vatandaşımız ile Ermenistan vatandaşı olup da ülkemizde kaçak olarak çalışan 100 bin Ermeni rakamının nereden çıktığını merak ediyorum. Eğer Ermeni asıllı vatandaşlarımız nüfus sayımlarında kendilerini Ermeni olarak belirterek kayıt yaptırmışlarda 70 bin rakamı buradan çıkmış ise rakam elbette doğrudur ve üzerinde tartışmanın anlamı yoktur. Ancak, bununda ülkemizdeki Ermeni asıllı vatandaşlarımızın sayısını tam olarak verdiğini söylemek mümkün olmaz. Çünkü biliyoruz ki bazı Ermeniler birkaç nesil önce Türk isimleri almışlar, hatta dinlerini bile ya gizlemişler ya da değiştirmişlerdir. Elbette bu değiştirme bir baskı sonucu değil gönüllü olarak gerçekleşmiştir. Yaşanan bazı olaylar karşısında bazı Ermeniler bu yolu da seçmiş olabilirler. Bu hususları tarihçiler araştırmalıdır. Son zamanlarda yapılan bazı çalışmalar ve yazılan kitaplar bu tip bir dönüşüme temas etmektedir. Buna rağmen yani Türk ve Müslüman bir görüntü vermelerine rağmen iç dünyalarında asli kimliklerini koruyanların bulunduğu da bir vakıa. Böyle bir davranış sergileyenlerin elbette tespiti nüfus sayımları ile mümkün olmaz. Bu birinci husus. İkinci husus ise ülkemizde kaçak olarak çalışan sayısı nasıl belirlenmiştir? Eğer Ermenistan'dan ülkemize giriş yapıp da çıkmayan Ermenistan vatandaşlarının sayısı tespit edilmiş ve böylece 100 bin rakamına ulaşılmış ise bu rakama da kimsenin itirazı olamaz.
Üzerinde esas durmak istediğim husus açıkladığı rakamların doğruluk derecesini araştırmak değildir. Zaten rakamlarda önemli değildir. Elinde elbette devlet kaynaklarında ulaştırılmış bilgiler vardır ve buna göre söz konusu açıklama yapılmış, rakamlar verilmiştir. Cevabını esas bulmak istediğim soru; "Başbakan'ın yaklaşımı doğru mudur?"
Ülkemize sığınmış, yıllardan beri burada çalışarak geçimlerini sağlayan insanların bir takım ülkelere karşı koz olarak kullanılmasının ne gibi yararı olacağının düşünülmesi gerekiyor. Çünkü, ülkemizde yıllardan beri kaçak olarak çalışan bu insanlara şimdiye kadar ses çıkartılmamış ise bugün suçlu gibi kapı önüne bırakılması - bırakılacağını sanmıyorum- kolay uygulanabilecek bir karar değildir. Gerçi Başbakan daha sonra yaptığı açıklamada vurgulamak istediği hususa açıklık getirmiştir. O zaman da yapılmayacak bir işin yapılacakmış gibi konuşulması doğru mudur?
Bu arada Başbakan'ın açıklaması akla 'ülkemizde bu kadar işsiz varken niçin bu yol açıldı?. Şimdiye kadar Ermenistan'dan gelenlerin kalış sürelerinin geçirilmesine neden göz yumuldu? sorularını getiriyor.
Kısacası daha pek çok soru akla geliyor. Bu soruların cevabını bir yana bırakarak iki ülke arasındaki bazı problemlerde ülkemizdeki Ermenilerin kullanılmaması gerekir. Çünkü, bizim de dünyanın pek çok ülkesinde benzer durumda çalışan insanımız var. Bunların hepsi de bir zaruret neticesinde değişik ülkelerde kaçak işçi konumundadırlar. Kaldı ki ülkemizdeki Ermeniler iki ülke arasındaki gerginliğin yumuşamasında etkili bile olabilirler. Meseleye bu açıdan bakıldığında eğer gücümüz yetiyorsa gelenlerin sayısının artırılması bile düşünülmelidir.