Son gün!
Türkiye’nin kaderinin belirlenmesine sadece saatler kaldı. Herkes şapkasını önüne koyup kime oy vermesi gerektiğini çok iyi seçmeli. Neye göre oy verilmeli? Kısaca söylemek gerekirse, geçmişe yani mevcut hükümetten önceki yıllara bakıp yaşanan değişimleri, ülkemizin nereden? Nereye? Geldiğinin farkına vararak, verilen sözler de kimin ne kadar istikrarlı olduğunu görerek karar verilmelidir. Parti liderlerinin seçmene bulunduğu vaatler kulağa ne kadar da hoş geliyor öyle değil mi? Peki ne kadar inandırıcılar? Dilin kemiği yok sen neyi söylemek istersen o, onu söyler elbet, önemli olan gerçekten yapabileceklerini söylemek ve söylediklerinin arkasında durmaktır.
Confucius’un dediği gibi; ‘Olgun insan güzel söz söyleyen değil, söylediklerini yapan ve yapabileceklerini söyleyen insandır’. Ne yazık ki söylediklerini yapan çok az, tabi yapabileceklerini söyleyende…
Sırf seçmenin oyunu kazanmak adına, gittiği yere göre konuşan parti liderlerini görüyoruz. Bir söz söyleyip değişik kesimlere gidince ağız değişen, ‘ben öyle demedim’ diyerek söylediklerini inkar eden siyasi liderlerin iktidar olduktan sonraki durumlarını tahmin etmek hiçte zor değil. Bir de son günlerde çok duyduğum bir kelime var hangisi mi? ‘temiz’ kelimesi. Temiz toplum, temiz gelecek, temiz siyaset, vs… Bize (halka) temiz, güzel bir gelecek vaat edenlerin önce dönüp kendi temiz! Geçmişlerine bakması gerek diye düşünüyorum.
Temiz bir geçmişi olmayanlar temiz bir gelecek vaat edemezler ettiklerinde bunlara hangimiz ne kadar inanıyoruz? Tabi inananlar da yok mu? Var bu da ayrı bir konu. Böyle siyasilerin söylediklerine inanıp hala onlara oy veren seçmenlere şaşıyorum doğrusu…
Bence seçmen artık daha bilinçli, boşa nutuk atanlar ile hakikaten halka hizmeti kendine ilke edinmiş olanı ayırt edebiliyor. Her ne kadar yapılanları birileri yok saymaya çalışsa da, hizmet eden ülkesini daha da güzel yerlere taşımak için çalışan lideri karalamaya çalışsalar da çamur at izi kalsın siyasetinde de başarı oranları sıfır. Bunlara hiçbirimiz inanmıyoruz. Görüyoruz ki; Çamur atmaya çalışanlar gün geliyor kendi çamurlarında boğuluyorlar bu da İlahi adalet olsa gerek…
Bir yanda ülkesini daha çok özgürleştirmek adına adımlar atıp mağduriyetleri ortadan kaldırmaya çalışan bir siyasi lider var. Diğer yanda ise, iktidar olunca tüm imam hatip liselerini kapatacağı (tercihini imam hatip liselerinden yana yapanları mağdur edeceğinin) sözünü veren bir zihniyet! Bu zihniyetteki birinin demokrasiden yana olduğunu söylemesi ve iktidar olduğunda başörtüye özgürlük getireceğini söylemesi ne kadar da inandırıcı!
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin herkesi kucaklayan, ‘Yaratılanı Yaradan’dan Ötürü Sevmek’ sözünü kendine ilke edinmiş sağcıyı, solcuyu, türkü, kürdü, lazı, dadaşı, çerkezi, boşnağı, gürcüyü, vs,vs… hiç birimizi diğerimizden ayırmayan ülkemizin her yerine aynı hizmeti sunan bir Başbakanı var. Yapılanlar yapılacakların teminatıdır diye düşünüyorum. Bazı kesimler de özellikle doğu da yaşayan halkımızın büyük tehdit ve dayatma içinde seçim yapmak zorunda olduklarını benim gibi sizler de biliyorsunuz. Diyorum ki, Lütfen kimsenin sizin düşüncelerinize ve seçiminize ambargo koymasına izin vermeyin…
Bu seçimden sonra ülkemizin daha da güzel yerlere hızla geleceğinden eminim. Dilerim Milletimiz ve Ülkemiz için hayırlı olan neyse o olur.