İki bin dört yüz elli beş sayfalık Ergenekon İddianamesi'ni İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin açıkladı.
Üç savcı tarafından hazırlanan iddianame İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunuldu.
Aylardır "İddianame ortada yok. Ergenekon Soruşturması hikaye!" diyerek sanki iddianame hiç açıklanmayacakmış gibi bir atmosfer oluşturmaya çabalayanlar, dünkü aşamadan sonra acaba nereye kaçacaklar, çok merak ediyorum!
* * *Son operasyonun dışında kalan 48'i tutuklu, 38'i tutuksuz toplam 86 zanlı hakkında açılan kamu davasında yöneltilen suçlamaları, "terör örgütü kurmak ve yönetmek" ile "iktidara karşı silahlı isyan" bağlamında 'Darbe Girişimi' diye özetlemek mümkün
1 Temmuz'daki operasyonun ardından tutuklanan isimler içinse savcılık 'ek iddianame' hazırlayacak.
13. Ağır Ceza Mahkemesi on beş günlük yasal süre içinde yapacağı inceleme sonucunda "kabul" yönünde karar verirse, iddianamenin içeriğini ayrıntılı olarak öğrenebileceğiz.
Şu an itibarıyla, "Danıştay Saldırısı ve Cumhuriyet'in bombalanması hadisesinin Ergenekon örgütüyle bağlantısı ve Ümraniye Cephaneliği ile adı geçen iki saldırı arasındaki ilişki"nin iddianamede yer aldığı biliniyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Engin, iddianamede "darbe günlükleri"nin yer almadığını vurguladı.
Günlüklerin bugün için iddianamede yer almıyor olması, dava sürecinin ilerleyen aşamalarında "almayacağı" anlamına gelmiyor.
Her şeyden önce, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı iddianamede "darbe girişimi" suçlamasında bulunuyor: 'Darbe günlükleri' hadisesi, doğası gereği "darbe hesabı"na dahil bir konu
Günlüklerin Örnek Paşa'nın bilgisayarına ait olduğu Mart ayında İstanbul Emniyeti'nce yapılan kriminal inceleme sonucunda ispatlanmıştı. Sadece bu kanıt bile, darbe günlükleri dosyasının Ergenekon davasına eklenmesini sağlayabilir.
Ayrıca, dava sürecinde yargılanacak iki dört yıldızlı emekli orgeneralin muhtıra günlüğünde anlatılan hadiselerde başı çekmiş olması, kısa bir süre sonra açılması beklenen Ergenekon Davası'nın genişleyebileceğini gösteriyor.
Dünkü bir başka gelişme, günlükler konusunun şu aşamada iddianameye dahil edilmemesinin "askeri mahkemeler"le ilgili bir yönünün de bulunduğunu ortaya koydu.
Genelkurmay Askeri Başsavcısı'nın Ergenekon Soruşturması'nı yürüten savcı Zekeriya Öz'ü arayarak Şener Eruygur ve Hurşit Tolon'la ilgili belgeleri istediği ortaya çıktı.
"Genelkurmay Askeri Başsavcılığı'nın darbe günlükleri ile ilgili soruşturma başlattığı öğrenildi."
Askerlerin muvazzaf dönemlerindeki suçları askeri savcılık tarafından soruşturulabiliyor.
* * *Ergenekon Örgütü'ne Toz Kondurmayanlar Cephesi, Başsavcı Engin tarafından açıklanmasını müteakip -iddianame hakkında yoğun tezvirata başladılar.
Özellikle CHP Genel Saymanı Mustafa Özyürek'in "Dağ fare doğurdu" şeklindeki uçuşu görülmeye değerdi!
İddianamenin içeriği henüz ortada yokken Özyürek'in böyle konfeksiyon bir yorum yapması, CHP'nin Ergenekon örgütünün avukatlığına soyunma hususunda ne denli kararlı ve hevesli olduğunu gösterdi.
'Darbeci Ergenekon' hakkındaki kaçışı olmayan gerçekleri hasıraltı etmeye çabalayanlar "Bize ortada yeterince delil yok gibi geldi" şeklindeki kara mizahı bile pes ettiren akla ziyan açıklamalarla Ergenekon taraftarlıklarını ispatlamış oldular.
Bu tür 'İddianame Karşıtı-Ergenekon Destekçisi' demeçler "İddianameyi Sulandırma Planı" çerçevesinde mi verildi acaba?
"Ergenekon iddianamesinin kamuoyunda doğuracağı etkiyi azaltabilmek için kimi Ulusalcı çevrelerin 22 maddelik bir plan hazırlayıp kendilerine yakın akademisyen ve yazarlara gönderdiği" dün basında çıktı ya; ondan dolayı soruyorum!
Kullanılması istenen cümleler arasında "Fasa fiso/Her yere kon/Ucu açık soruşturma/Savcı AKP'nin güdümündedir vs." gibi replikler göze çarpıyor
İçlerinde öyle bir replik daha var ki, inanamayacaksınız:
"Dağ fare doğurdu!"