Israrla sabrettim

Aslan DEĞİRMENCİ

degirmenciaslan@gmail.com

 

Bir Çamurcu var başımızda sanıyorduk.

Meğer çok kişi Çamurcu’nun peşindeymiş (!) ama haberimiz yokmuş.

Bunlar farklı gözükme hastalığına yakalanmışlar.

Ama bizim de özeleştiri yapmamız lazım.

Bunların ele başısı ile 5-6 yıl önce tanışmıştım.

Birkaç haber çalışmam da olmuştu.

Mütevazı ve net konuşuyordu.

Tespitlerinden çok tutumu dikkatimi çekiyor ve kendisine saygı duyuyordum.

Ama ilerleyen süreçte bir değişim gözlemledim.

Hırs, öfke ve kızgınlık vardı kendisinde.

Daha önce yaptığım görüşmelerdeki Çamurcu, bazı soruları geçiştiriyor, işine geldiği sözleri üretiyordu.

Ama Allah için kaprisi yoktu.

Kendisi de bazı yazılarımı “Fikritakip.com” internet dergisine taşıyarak bana destek veriyordu.

Belki de kendisini bir gazetenin manşetine Ortadoğu Uzmanı olarak taşıyan ilk kişiyim…

Yerel seçimler de ise ‘Erdoğan'ın bir dönem çalışma ekibinde yer alan’ kişi olarak sunarak değerlendirmelerini kamuoyuna taşımıştım.

Bu tanıtımın ardından birçok gazete hatta TV, ‘Başbakanın eski danışmanı’ diyerek kendisinden demeç almıştı.

Eee bizlerde gazeteci olarak özeleştiri yapmak zorundayız.

İşte özeleştirim; Çamurcu’yu ‘Siyasilere entellektüel muhalefeti ile tanınan Ortadoğu uzmanı ve Erdoğan'ın bir dönem çalışma ekibinde yer alan kişi’ diye tanıttım kamuoyuna…

Ama yazık etmişim! Taşıyamadı ve kısa süre içerisinde eline yüzüne bulaştırdı.

Sırf farklı gözükmek uğruna bir dönem içinde bulunduğu hareketlere sövenlerle kol kola girdi.

Hatta içinde bulunduğu hareketi 28 Şubat döneminde yerden yere vurarak, operasyonel haberler ile yok etmek isteyenlerin en sıcak ekran yüzü haline geldi. Kendisini ‘ezber bozan’ diye tanıtmaya başlayanların psikolojik harekât maşası oldu!

Elbette eleştiri özgürlüğü var, muhalefet etme hakkı olduğu gibi…

Birçok muhalif tutumuna verdiğim desteği de bilir.

Ama kendini kaybetmişçesine hemen her konu da konuşur oldu.

Farklı olduğu için değerli olacağı yanılgısıyla, hiç susmayı düşünmedi.

Artık içinden çıktığı mahallenin de değeri yoktu.

Hatta insan hayatının bile..!

Bunu Adem ve Hamit için çırpındığımız günlerde iyice anladım.

Her güne yeni bir senaryo ile başlayarak söylemediği söz kalmadı.

Attığı bir twitte,  ‘Benim tanıdığım Kenan Çamurcu bu değil. Bu ne şiddet ne celal! En ufak bir uyarıya bile tahammül kalmamış. Hep suçlama!’ karşılığını verdiğimde retweet ederek aslında beni de haklı çıkardı. Ama durmadı.

Hatta arkadaşlarımızın aileleriyle bile dalga geçerek, vicdanları ağır yaraladı.

Sabır, Sırat köprüsüne benzese de, 'Kurtuluş, sabırdan doğar ' anlayışıyla evlatlarını bekleyenleri diline doladı.

Çok önem verdiği hayır kurumları ve sivil oluşumları hedef göstererek, bir yerlere selam çaktı.

Israrla sabrettim…

Kendisine bir yakıştırma yapmayı, kendime yakıştıramadım. Hatta kendisine de yakıştıramadım.

Ama bugün onun hedef aldığı insanları, kurumları ve sivil oluşumları; kendisinin de karşı olduğunu iddia ettiği çevrelerce, aynı dil ile eleştirildiğini görünce bunları yazmak istedim. Hatta senaryolarının bile kesiştiğini görünce irkildim. Komplo teorisinde Çamurcu ile yarışa girmeleri ise beni dehşete düşürdü. Ama üzmedi! Üzülecek biri varsa o da Çamurcudur!

Küresel bir oyuna farkına varmadan ya da bilinçli bir şekilde alet olduğunu görünce üzülmediyse sözün bittiği yerdeyiz.

Kurguladığı senaryolardan Adem ve Hamit döndüğünde, kimlerin reyting uğruna ve birilerine şirin gözükmek adına faydalandığını fark etmediyse de kendisi bilir.

Dahası suçlamalar yaptığı aktivistleri İran’a dahi hedef gösterirken, o ülkenin yetkililerinin suçlamalar yönelttiği kişilere teşekkür ederek, kendisini nasıl ortada bıraktığını görmediyse bize söz söylemek düşmez.

Gerçeği sorgulamak yerine körü körüne bir ideolojiye sığınarak, kamplaşmanın aracı olmak, en fazla statükoya hizmet ediyor. Oysa Çamurcu buna da dikkat etmedi. Muhalif Suriye halkına destek olmayı mezhep ayrışmasına kadar götürdü. “Olayı etnik köken, din ve mezhebe göre değerlendirme bizi doğru sonuca ulaştırmaz. Katliam ve istilaya hepimiz karşı durmalıyız” diye kendisine twit attığım dönemde de yine suçlamalarıyla karşı karşıya kalmıştım. Ayrımcılığı körükleyen herkese tepki gösterirken, bir tek ondan tepki almıştım. Birkaç kişiyi Şiafobiaya üretmekle suçlarken, Adem ve Hamit konusunda aylar sonra adres vererek suçladığı kesimle aynı maskeli baloda bir araya geldi. Hayatın her anlamını rant kapısı olarak görenlerin yazılarındaki iftiralara ilham kaynağı oldu! Mesut musun Çamurcu?

Dalgalar sürerken

NOT: 28 Şubat soruşturmasında 5. dalgada gerçekleştirildi. Soruşturmada sıra Balyozculara geliyor. BÇG Kriz Masası Kurulu üyeleri ve BÇG şemasında ismi olan Balyozcular da sorgulanacak. Hatta BÇG’nin 2 numarası da Balyoz’dan çıkacak. Balyoz eylem planının ayrıntılarında yer alan hükümet taslağında 28 Şubat post-modern darbesinin sivil kanadında aktif rol alan isimlerin de gündeme gelmesi an meselesi.

MİLAT GAZETESİ

  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.