Kalbimin bir köşesinde acısı dinmeyen, tıpkı diş ağrısı gibi aklıma geldiğinde müthiş ağrı yapan, aklıma geldiğinde vücuduma saplanan bir bıçağın birden çıkartılması gibi bir acı ve durmayan bir kan sızı var biliyor musunuz bu nedir? İsmet Paşa devrinde Türkiye halkının temel hak ve hürriyetleri müthiş çiğnenen çözülemeyen meseleler.
Bu ağrı sızı ve yanma ismet paşamızın aziz halkımıza ve şahsıma bıraktığı en belirgin unutulmayacak acı mirasıdır...
Neler mi bıraktı? Bir kısmını hatırlayalım bakalım...
1. Kendilerinin özel ürettiği hüküm ve maddeleri ile süslediği mahkemelerle, kanunsuz suç ve ceza olmaz temel prensibi çiğnenerek din âlimleri idam edildi, zindanlarda çürütüldü, sürüldü, terörist ilan edildi...
2. Tarikat şeyhlerine ve dervişlerine de çok zulüm edildi ki onlar müritleri ile kurtuluş savaşında oysa destan yazılmasına sebep kişilerdi. Nicesi asıldı, nicesi zindana atıldı, kimisi süründürüldü...
3. İslâm vakfı yağma edildi. Yurt çapında on binlerce hayrat ve akar vakfı yok edildi. Binlerce cami kapatıldı, satıldı, kiraya verildi, yıktırıldı. Türbelerdeki kıymetli eşya bile yağmalandı. Yüksek müsaadeleri ile..
4. Din ve Kur'ân eğitimi yasaklandı. Ezan Türkçeleştirildi...
5. Müslüman çoğunluğa, inançlarına, kimliklerine, millî kültürlerine uymayan yabancı bir ideoloji empoze edildi. Masonların yoğun ilgili katkıları ille proje güçlendirildi geçmişin acısı ile yabancı misyonlarda operasyonu finanse etti..
6. İslam medreseleri, imaretler, dinî dernekler kapatıldı.
7. Müslümanlara baskı yapılarak zekât ve fitrelerin, dinî prensip, hüküm ve kurallara aykırı olarak birtakım derneklere verdirildi.
10. Kitabına "Kahr olsun Şeriat" başlıklı bir bölüm koyan Moiz Kohen (nâm-ı diğer Tekin Alp)Yahudi’nin sapık ideolojisi benimsendi.
Yapılan zulümlerin, baskıların sadece birkaçıdır bu saydıklarım.
İsmet İnönü'nün partisi CHP bütün bu yapılanlardan dolayı Türkiye'nin Müslüman halkından özür dilemelidir. Bu yapılanlar doğruydu, biz yine aynı kafadayız derlerse sittin sene iktidar olamayacaklarını kafalarından çıkarmamalıdırlar.
Din, inanç, inandığı gibi yaşamak, din derneği kurmak, dinî ve tasavvufî faaliyette bulunmak, din adamı yetiştirmek, din eğitimi vermek insanların en temel hakkıdır. Bu hakların çiğnenmesi büyük zulümdür, büyük haksızlıktır. Oysa hiçbir demokratik bir ülkede bütün bu yasak ve komünist yaklaşımlar benimsenmemektedir.
İsmet Paşa rejimi lâikliği dine karşı yeni bir din veya anti-din haline getirmiştir. Bu göz ardı edilmeyecek bir ayrıntıdır.
İnsan haklarıyla ilgili bütün metinlerde din ve inanç hürriyeti vardır. Ama lâiklik diye bir değer yoktur. Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi'nde, Avrupa İnsan hakları Sözleşmesi'nde, diğer bütün metinlerde yoktur.
Lâiklik evrensel bir hak değildir, evrensel bir vazife değildir, evrensel bir değer değildir. marjinal olduğunu iddia eden, uluslararası normlardan bir haber, televizyon köşelerini işgal eden zavallılara sesleniyorum.
A canlarım benim. A benim Filozof görüntülü memurlarım, konuşmadan şu değerleri bir gözden geçirseniz A benim bilgili gözüken cehalet temsilcilerim.
Din ve inanç hürriyeti kısıtlanabilir mi? Elbette kısıtlanabilir. Bu hürriyet şiddete ve teröre âlet edilemez. Din istismarına (sömürüsüne) âlet edilemez. Din hürriyeti ancak âdil ve makul şekilde, istismar edildiği takdirde kısıtlanabilir. Din eğitimi vermek hiçbir şekilde din hürriyetinin kötüye âlet edilmesi şeklinde yorumlanamaz. Tasavvufî faaliyetlere de bu açıdan bakılamaz.
Masonlar ne kadar hürse, kendi localarında serbestçe Mason ayinleri yapıyorsa, Müslümanların da kendi kurumlarında toplanıp tasavvufî faaliyet yapmaya hakları vardır.
Bu size niye din istismarcılığı olarak veya irtica-i faaliyet olarak geliyor ki? Peki ya nüfusu %99 olan bir ülkede dini eğitimini tasavvufu bir ahlakla alınması size niye bu kadar ilginç geliyor?
Peki ya siz niye çoğunluğu Müslüman olan bir ülkede itica-i faaliyet yapan Siyonist,mason rejime konuşamıyorsunuz irtica-i faaliyet dini çoğunlu Müslüman bir ülkede başka bir din veya inanışın misyonerliğini gizlice yapmak değil mi?
Bunun manasını halen öğrenemediniz mi? Zavallıcıklar sizi yoksa siz bu misyonerlerin mi temsilcilerisiniz de ondan konuşamıyormuşsunuz.?
Peki ya lâik Fransa'da Katoliklerin hür ve bağımsız okulları ve liseleri varsa Türkiye Müslümanlarının da böyle özel hür okulları olması niye ilginç? Lâik Fransa'da İslâm derneği kurmak, tarikat tekkesi açmak nasıl serbestse, Türkiye'de serbest olması niye ilginç?
Lâik Fransa'da Müslüman kızlar başörtüsüyle üniversitelerde okuyabiliyorlarsa, Türkiye'de niye ilginç.?
Türkiye'de hiçbir devirde gerçek lâiklik olmamıştır. Bizdeki lâiklik değil, lâikçilik vardır, bir onların seremonicileri...
Bunlar ara sıra çığırtkanlık yapar. Devletin resmî bir Diyanet başkanının, resmî memur statüsünde yüz binden fazla imam, müezzin, vaiz ve müftüsünün bulunduğu bir sisteme lâik denilebilir mi? Allah aşkına!
Nerdeyse Avrupa Birliği sorumluları bir ara camilerde hutbelerde "Allah katında (hak) din İslâm'dır" âyeti okunmasın diyecek kadar küstahlaşmıştır. Seremoniciler size bu laflar size..
Yakın tarihimizde çeşit çeşit dinî, etnik, kültürel gruplar, azınlıklar ezilmiştir, zulme uğramıştır ama en fazla ezilenler Sünnî Müslümanlar olmuştur. Dikkatle tarihi incelediğimizde her şey açıktır...
Bozuk düzen veya sistem dinî açıdan Sünnîleri ezerken, sosyolojik kimlik açısından onlara dayanır görünmüştür.
İktidarımız Sumela Rum-Pontus manastırında, Van gölündeki Ahtamar Ermeni kilisesinde Nasranî dinine göre ayin ve ibadet yapılmasına izin vermiştir. Müslümanlara da aynı hakları tanırlarsa, Müslümanların da dergahlarda toplanıp zikrullah yapmalarına imkân tanırlarsa eyvallah Tabii...
Lakin Müslümanlarla ilgili bu konuda açılım yapmazlar, açılımı sadece Hıristiyanlara yaparlarsa itiraz ve feryat etmemiyiz ki buna biz...
Temel haklar ve hürriyetler önce çoğunluğa tanınmalıdır. Ebetteki azınlıklara da aynı ölçüde Fatih sultan han bu işi en iyi yapmamışmıydı örnek istenirse proje ile alakalı mevcut çok yani...
Çoğunluk baskı altında, azınlıklara haklar hürriyetler tanınıyor. Olur, mu böyle eşitsizlik? Halen ismet paşa sultanımızın yok edici, asimile edici, adaletsiz rejiminden halen kurtulamıyorsak... Olmaz böyle iş...
Kardeşim Sumela'da, Ahtamar'da Teslis ayini yapılacak, Ayasofya'da ezan okunamayacak, namaz kılınamayacak... Olur, mu böyle şey!
Allah aşkına...
Hey! sizi gidi ismet sultan paşamızın miras yedileri sizi seremoniciler sizi şimdi söyleyin bakalım baskıcı, aşırıcı, irtica-i faaliyetçiler kimler.?
Ves Selam...
İbrahim DANACILAR