İslam bir nimettir

xxx52

Hristiyanlık'tan ziyade kilisenin tahakkümü bir zamanlar ilmin ilerlemesine mani olmuştur. Ama İslam dini ve tarihinde kilisenin yerini alan bir kurum yoktur. Ulemanın tavır ve müdahalesine gelince bu da düz bir çizgi halinde dünya ilmini ve felsefeyi dışlamamış, aksine diğer şartların da uygun olduğu dönemlerde teşvik etmiş, bazı din alimleri aynı zamanda fen, matematik, tarih, coğrafya gibi ilim dallarında önemli eserler vermişlerdir. Gazzali de, bazı cahillerin iddia ettikleri gibi dünya ilmini ve felsefeyi yasaklamamış, kendisi felsefe ile bihakkın meşgul olmuş, felsefenin ilahiyat bölümüne ise reddiye yazmıştır.

İslam'ın kendine (Kur'an'a, Peygamberimiz'in söz ve davranışlarına, bunlardan çıkarılan öğretiye) bakıldığında din ilmi dışında kalan ilimleri engelleyen hiçbir ifade ve işaretin bulunmadığını, aksine her alanda, İslam'a ve Müslümanlara karşı kötü niyet besleyenleri caydıracak ve gerektiğinde İslam'ı ve Müslümanları savunacak, hakların çiğnenmesini engelleyecek kadar maddi güç sahibi olmanın Müslümanlara emredildiğini görürüz.

Teoriyi ve tarihi bir yana bırakıp ülkemize ve günümüze geldiğimizde gördüğümüz durum şudur:

1950 yılında ülkenin yönetimi CHP'nin elinden alındığından bu yana ülkede taş üstüne taş koyanlar, din ve düşünce özgürlüğü yanında maddi olarak da ülkenin kalkınması amacına hizmet edenler daha ziyade Menderes, Özal ve Erdoğan'ın liderliğindeki dönemler olmuştur. Bu üç şahıs ve kadrolarında hakim renk İslam imanı ve kısmen de olsa uygulamadır (bu manada dindarlıktır). Bu üç dönemin etkili muhalifleri ise irticayı bahane ederek ülkeyi karıştırmış, istikrarı bozmuş, lüzumsuz şeylerle meşgul olmuş, "Cumhuriyetin değerlerini" istismar etmiş, statükoyu korumayı birinci amaç edinmişlerdir. Olağanüstü hallerde kısa dönemli iktidarlarında da, ülkenin maddi kalkınması yönünde kayde değer bir icraatları olmamıştır.

Şu halde terakkiye mani olan (ilerlemeyi engelleyen) din ve dindarlık değil, din karşıtlığı, dindarlardan korkarak hak ve hürriyetleri kısıtlamak ve laikçiliktir. İslam bir nimettir; hem Müslümanlar, hem Müslümanların yönetiminde olan diğerleri, hem dünya hem de ahiret hayatında mutlu olmak için bulunmaz bir fırsattır.

Bu yazıyı kaleme almama sebep nedir?

Merak edenler için yazayım.

Konya İmam Hatip Okulu'ndan birinci, ikinci ve üçüncü dönem mezunlarının buluşmasına katılmak için Konya'ya gittim. Bir münasebet düştüğü için de takva derecesinde Müslüman, ömürlerinde faize bulaşmamış bir sanayici ailenin bir fabrikasını (Zâde yağ fabrikası) gördüm. 24 dört çeşit yağ üreten, büyük günlük kapasiteli fabrikayı en son makine ve teknoloji ile birkaç kişinin yönetebileceği hale getiren, temizlikte örnek, alanında dünyanın ilk üçüne girebilen bu fabrikayı işte bu Müslümanlar kurmuşlar ve işletiyorlar; onların dindarlıkları bu dünya işinde başarısızlığın değil, başarının âmili olmuş.

Bunu tek örnek zannedenler olursa daha nice örnekleri sıralayabilirim.