Hayatımızda bazı kelimeler, kimi kavramlar vardır ki, onları çok telaffuz ederiz. Onların birden çok anlam ifade ettiklerini biliriz.
İhsan kelimesi onlardan biridir. Meşhur Cibril a.s hadisinde geçtiği anlamıyla, “İhsan, Allah’ı görüyormuş gibi kulluk yapmaktır, sen O’nu görmüyorsan da O seni görür”.
İhsan iyilik, lütuf, bağışlamak, güzel düşünüp güzel davranmak, Allah ile her an beraber olma bilinci ile yaşamaktır.
İhsan sahibi kişilere muhsin denir. Kur’an-ı Kerim’de çeşitli anlamlarına örnek gösterebileceğimiz çok sayıda ayeti kerime ile Allahu Teâlâ Hazretleri “ihsan sahipleri”ni övmüş, müjdelemiştir.
İhsanı farklı anlamlarda anlatan ayet-i kerimelere birkaç örnek:
“Hayır, öyle değil; kim muhsin olarak (iyilik ederek, işini güzel yaparak) özünü Allah’a teslim edip (şirk karıştırmadan O’na iman ve itaat eder)se onun mükâfatı Rabbi katındadır, onlara korku yoktur, onlar üzülecek de değillerdir.” (Bakara, 2/112)
“…Zira biz ihsan edenlere (iyilik ve itaatte bulunanlara) karşılığını artıracağız, demiştik.” (Bakara, 2/58)
“…Aranızda iyilik ve ihsanı (birbirinize iyi davranmayı) unutmayın. Allah şüphesiz yaptıklarınızı görür.” (Bakara, 237)
“Rabbin, kendisinden başkasına kulluk etmemenizi ve anaya babaya ihsanı (iyiliği ve güzel davranmayı) emretti. Eğer onlardan biri veya her ikisi senin yanında ihtiyarlığa erişirlerse, onlara ‘öf’ (bile) deme! Onları azarlama ve onlara çok nazik (ve tatlı) söz söyle.” (İsra, 17/23)
Hz. Peygamber s.a.s de “İşlerimizi, Allah’ı görüyormuşçasına yapmamızı, ihsan üzre olmamızı” teşvik eder:
“Allah güzeldir, güzelliği sever.” (Müslim, “Îmân”, 147)
"Kul bir iş yaptığı zaman, Allah kulun, işini iyi ve sağlam yapmasını sever."(Keşfü'l-Hafâ, II. 245-246)
"Allah, sizden birinizin yaptığı işi, ameli ve görevi sağlam ve iyi yapmasını sever." (Münâvî, Feyzü'l-Kadir, II,286-287)
Milyarlarca lira harcayarak yaptığımız camilerimizin çoğunda ses düzeni bozuktur. Kalitesiz bir cihaz alınmıştır belki, ya da çok para verilerek alınan cihaz ehil olmayan birisi tarafından kurulmuştur. Bu ihtimallerin dışında küçük bir sebep daha olabilir; cihazı sürekli kullanacak kişilere kullanımla ilgili doğru dürüst bir tarif yapılmamış, eğitim verilmemiştir.
Ömründe belki de ilk defa camiye gelen bir kişinin hafızasına böylesi kulağa hoş gelmeyen sesler öyle bir kazınır ki, sil silebilirsen.
Devasa eserler için milyarları harcayan hayırseverlerimizin, o mekânın amacına uygun ve en güzel şekilde kullanımı konusuna da hem kafa yormaları, hem de kaynak ayırmaları gerekiyor.
…
Deniz Feneri Derneği’nin tüm yöneticileri ve genel merkez, şubeler ve temsilciliklerde görev yapan bütün personel geçtiğimiz hafta sonunu Afyonkarahisar’ın Gazlıgöl bölgesinde nezih bir mekânda geçirdi. Deniz Feneri ailesi, ihtiyaç sahiplerine hizmet ulaştırmaya çalışırken hem kendi aralarında hem de bağışçı ve gönüllüleriyle, yardım alanlarla iletişimlerinde kaza yaşamamak için işin uzmanlarına kulak verdi.
Aktif İnsan Gelişim Akademisi’nden, Eğitim Strateji ve Yönetim Uzmanı Abdüllatif Erdoğan’ın açılış konuşmasında anlattığı hikmetli “nar hikayesi”nin ardından Betül Erdoğan ve Mustafa Baran Gül sunumlarında hem yepyeni konulardan bahsettiler hem de başarılı bir iletişim için gerekli olan çok önemli bilgiler verip önemli hatırlatmalarda bulundular.
İşini daha güzel yapma çabasındaki Deniz Feneri ailesinin bir araya gelmesinde katkı ve emeği olan herkesi yürekten tebrik ederim.
…
İyi insan, iyi Müslüman yaptığı işi güzel yapandır.
recep.kocakk@gmail.com