Dünyada var olan ve insanlığın binlerce yıllık birikimleriyle değerlerini kemirip bitiren 'vahşi/vampir kapitalist faizli ekonomik sistem çöküyor' dedik; ya da insanlığa hiç de saadet ve refah vermeyen 'bu zalim sistem/düzen çöktü' de bizim yani dünyanın, insanlığın, ülkelerin haberi mi yok dedik. Bundan önceki yazılarımızda bu gerçeği yazdık.
Şöyle de diyebiliriz: Tamam, dünyanın ekonomik sistemi çöktü; peki, yerine ne koyacağız, alternatifini biliyor muyuz; biliyorsak uygulanacak hâle getirdik mi, insanları ikna etmek üzere gösterecek örneklerini kurabildik mi?
Bu konudaki görüş ve kanaatimiz nedir?
'Sünnetullah' veya 'sosyal kanunlar' ya da her ne dersek diyelim, işte ona istinaden diyoruz ki; tabiat boşluk kabul etmediğinden, o boşluk doluncaya kadar eskisi yerinde duracaktır veya asıl olması gereken değil de başka bir şey o boşluğu dolduracaktır.
Nitekim, bugünkü var olan duruma baktığımızda, görünen bu değil midir?
Başka bir deyişle söyleyelim/yazalım: Yenisi gelmeden eskisi gitmez.
Kitabımız Kur'an ne diyor: "Hak geldi bâtıl zâil oldu."
Demek ki: Hak gelmeden bâtıl gitmezmiş.
Daha Türkçesi: 'Adalet' gelmeden 'zulüm' gitmez, gidemez; 'Adil Düzen' gelmeden, getirilmeden, kurulmadan 'zalim düzen' gitmez, sona ermez, bitmez.
***
Bu zalim eski düzen, bu ekonomik sistem, bu zalim dünya düzeni nerden geldi, nasıl oluştu, kim tarafından nasıl kuruldu, ona bakalım.
Eskiden beri 'büyük sermaye' vardı ve bu sermaye son beşyüz yılda oluştu. Burada detaylarına girmeyeceğim 'sermaye terakümü' yani 'sermaye birikimi' oluştuktan ve iyice güçlendikten sonra, 'büyük sermaye' ne yapıyordu?
Büyük sermaye dünyadan 'ham maddeleri' alıyor, dünyanın sanayileşen ilk bölgesi olan Avrupa'daki fabrikalarda işletiyor, sonra dünyaya 'mamul madde' olarak satıyordu...
Bunu gerçekleştirmek, bu büyük birikimi sağlamak için başlangıçta dünyada 'para' olarak var olan 'altın ve gümüşleri' kendi tekelinde topladı. Para tek elde toplanınca piyasada para kalmadı, 'kriz' doğdu.
Böylece dünya 'ilk ekonomik kriz' ile tanıştı.
Büyük sermaye eline geçirdiği altınları halka geri verip ekonomiyi tekrar canlandırmak için ne yaptı? Halkın elindeki her türlü gayrimenkulleri, şehirlerde binaları, köylerde arazileri elindeki 'altın' yani 'para' karşılığında satın aldı. Halkın eline para geçince piyasa yine canlandı, kriz sona erdi. Bir müddet sonra halkın elindeki para yine sermayenin eline geçti ve dünya 'yeni bir kriz' ile karşılaştı.
Krizler dönemi işte böyle başladı, günümüze kadar ulaştı, hâlâ devam ediyor...
***
Büyük sermaye zamanla sistem olarak 'KAPİTALİZM' dediğimiz şekle dönüştü, halkı sömürmeye başladı; hâlâ sömürüyor... İnsanlık, başta da yazdığım üzere; zamanla 'vahşi/vampir kapitalist faizli ekonomik sistem'e dönüşen ve sürekli olarak 'KRİZLER'e sebebiyet veren bu 'ZALİM DÜZEN'e karşı çare ve çözüm arıyor...