İnsanın dünyalıkla imtihanı

Recep KOÇAK

Bir arkadaşımın işlerinin bozulduğunu, iflas ettiğini duymuş üzülmüştüm. Birkaç gün önce o arkadaş ziyaretime geldi. Yaralarını kanatıp onu yeniden üzmek niyetinde değildim. Sadece söyleyeceklerinden bir ibret dersi çıkar ümidiyle, “Ne oldu ki bu noktaya geldiniz?” dedim.

Arkadaşım bütün suçu, sorumluğu başkalarının üzerine atma kolaycılığına kaçmadan konuyu şöyle özetledi: ”Benim de hatalarım olmuştur elbette. Ama en büyük zararı kardeş bildiğim, dahası benim grubumdan insanlara güvenmekle gördüm.”

Arkadaş, bir tek örnek anlattı yaşadıklarına. İnsanların dünyalıklarını artırmak, üç beş kuruş daha fazla biriktirmek için bu kadar acımasız, bu kadar zalim olabileceklerine ihtimal veremezsiniz. Ne acı ki, anlatan ve onca haksızlığa maruz kalmış kişi daha önce yalan söylediğine hiç şahit olmadığınız bir kişi. Oturup zalim kardeşlerimiz adına üzüldüm. Öylelerini karşıma çıkarmaması için de Allah’a dua ettim.

Müslüman ömür boyunca sınanır. Bir imtihandan diğerine sevdikleriyle, malıyla imtihan edilir. İnsanın en büyük imtihanı mal, para, dünyalık ve menfaat karşısındaki tutumuyla ilgili olmalı.

Hz. Peygamber s.a.s bizi yüzyıllar öncesinden şöyle uyarmış;

“Kişinin namazına, orucuna bakmayın; konuştuğunda, doğru konuşup konuşmadığına, kendisine emniyet edildiğinde, güvenilirliğini ortaya koyup koymadığına; dünya kendisine güldüğünde, takvayı elden bırakıp bırakmadığına (menfaat anındaki tavrına) bakıp öyle değerlendirin.” (Kenzu’l-Ummal, h. No: 8435)

Başka bir hadiste ise şöyle buyurmuş Efendimiz s.a.s; “Kişinin namazı, orucu sizi aldatmasın. Dileyen oruç tutar, dileyen namaz kılar. Fakat güvenilir olmayanın dini de olmaz.” (a.g.e. h. No: 8436)

Dünyaya fazla rağbet nasıl bir tehlikedir? İşte Efendimiz s.a.s’in dilinden cevabı: “Kimin derdi ve gayreti dünya için olursa (kimin en büyük kaygısı dünyâsı ise), Allah onun işini aleyhine darmadağın eder, meşguliyetini çoğaltır, fakirliği gözlerinin önüne koyar, dünyadan eline geçen miktar ise kaderinde yazılandan fazla olmaz. Kimin de derdi ve gayreti ahiret için olursa (kimin en büyük kaygısı da âhiret ise), Allah, onun (dağınık) işini lehinde toplayıp düzeltir, kalbini zenginleştirir, kendisi yüz çevirdiği halde dünya nimetleri ona koşarak (kendiliğinden) gelir." (Tirmizi, Kıyamet 30; İbn Mace, Zühd 2)

Ashab-ı kiram, Efendimiz s.a.s’in terbiyesi ile öylesine dünyaya rağbetten ve insanlardan bir istemekten uzaklaştı ki, bakınız iş hangi hassasiyete kadar varmış;

Avf bin Mâlik anlatıyor: “Biz yedi sekiz kişilik bir grup Resûlullâh -sallallâhu aleyhi ve sellem-`in yanında oturuyorduk. Bize: “Allâh`ın Resûlü`ne bîat etmeyecek misiniz?» buyurdu. Oysa biz, yeni bîat etmiştik. Bu sebeple: “Ey Allâh`ın Resûlü! Biz sana bîat ettik ya, dedik. Sonra tekrar: “Allâh`ın Resûlü`ne bîat etmeyecek misiniz?” buyurdu. Biz yine: “Ey Allâh`ın Resûlü! Biz sana bîat ettik ya, dedik. Efendimiz tekrar: “Allâh`ın elçisine bîat etmeyecek misiniz?” buyurdu. Bu defa bîat için ellerimizi uzatarak: “Ey Allâh`ın Resûlü! Biz sana daha önce bîat etmiştik. Şimdi ne üzere bîat edeceğiz” dedik. Sevgili Peygamberimiz: “Allâh`a kulluk edip O`na hiçbir şeyi ortak koşmamak, beş vakit namazı kılmak, itaat etmek ve -sesini alçaltarak- kimseden bir şey istememek üzere bîat edeceksiniz!” buyurdu. Yemin ederim ki bu gruptan bazılarını görürdüm; (at üzerindeyken) kamçısı yere düşerdi de onu kimseden kendisine vermesini istemezdi.” (Müslim, Zekât 108)

İnsanın onurla yaşaması ve güzel bir kul olarak hayatını sürdürmesinin için kısa formülü Allah Resulü s.a.s’in tarifinden alalım:

Sehl b. Sa’d es-Sâidî’nin (ra) rivayetine göre, birisi, “Ey Allah’ın Resulü! Bana öyle bir amel göster ki onu işlediğim zaman beni Allah da sevsin insanlar da” diye sorunca, Peygamberimiz (s.a.s), “Dünyada zühd sahibi ol (dünyaya rağbet etme) ki Allah seni sevsin; insanların ellerindekinde zühd sahibi ol (mallarına rağbet etme) ki seni sevsinler.” 
(İbn Mace, Zühd 1,)

Allah hepimizi düşmanlarımızın, kâfir, fasık ve münafıkların şerlerinden korusun. Dost ve kardeş bildiklerimizin şerrinden de.

 

https://twitter.com/recebkocak 

recep.kocakk@gmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.