Nerden başlayacağımı bilemediğimden olsa gerek şimdi anlatacaklarım bu zaman dilimini buldu diyebilirim. İlk çarpıcı bir o kadar yüksek sesli açıklamalar Sağlık Bakanımızdan geldi. Kendisini izlediğimde açıkçası bu bizim Bakanımız olamaz dedim. Hani yalandan ses değiştirmeler falan yapılıyor onun gibi düzmece video hazırlamışlar dedim. Araştırdığım da işin aslı gerçek videoymuş. Oysa biz Bakanımızı sinemanın usta oyuncularından sevecen tatlı siması ile tanınan Hulisi Kentmen üstada benzetiyorduk.
Tehdit vaki tavırlarını açıkçası kendisine uygun göremedim. Ülkemizin içinde bulunduğu durum göz önüne alındığında diyebiliriz ki az bile yapıyor ama söylenen cümleler asla konu ile bütünleşmiyor. Aşılamanın öneminden çok aşılanmayan insanları kötü duruma düşürmek, onları sosyal çevreden alı koymak adını atılacak adımlar şeklinde sıralamalar yapılıyor.
Öyle bir durum oldu ki evde veya sokakta bulunan kedi köpeklere yapılan muamele aynı duruma düşürüldü. Bu durum aşı olmayan insanlar adına tehlike arz ediyor. İnsanların korkularını hafifletmek yerine korkularına korku katmak tehdit vaki tavırla olayları aksetmek olayları çıkmaza sokar.
Çevremde bulunan kişilerle görüştüğümde birçok insanın gönülden aşılama yaptırmadığını ekmek parası yüzünden aşılama yaptırdıklarını şahsıma iletmişlerdir. Çalıştıkları kurum yöneticileri tarafından psikolojik olarak baskı yaptıklarını tabiri caiz ise işlerinden atılmakla tehdit edildiklerini ilettiler.
Bu yaşanan hadiselere baktığım vakit kişilerin hürriyetlerine yapılan tecavüz olarak adlandırmaktan çekinmiyorum. İnsan vücuduna zorla müdahalede bulunma değildir de nedir adı yapılanların?
Bilim kurgu filminden alınmış kesitler gibi tüm yaşanılan hadiseler. Alman, Çin, İngiliz ve Rus yapım izleyicilere iyi seyirler dileriz.
Aşılar bu kadar güvenli ise neden aşılama öncesi kişiler kağıda imza atıyor. Attığımız kâğıtlar da muamma cümleler neden var? Biz insanlar şirketlerin kobayı değilsek neyiz? Evet, size aşı olurken imza attığımız kâğıtta ki cümlelerin bir kısmını tek tek yazacağım.
“Bu aşının uzun süreli etkilerinin ve verimliliğinin şu an bilinmediği yine aşının henüz bilinmeyen olumsuz etkilerinin de olabileceği, ürünün salgın koşulları altında tamamen kişinin kendi istemesi halinde kişiye uygulanacağı bilinmelidir. Bu sebeple üretime ait hataların haricinde oluşabilecek maddi ve manevi zararlar konusunda üretici firma sorumlu olmayacağını beyan etmektedir.”
Nasıl buldunuz? Acaba kaçımız okuduk bu cümleleri? Merak ettiğim üretim hatalarını bizler nasıl ayırt edeceğiz? Diğer sebeplerden kastları neler?
Her zaman olduğu gibi herkes sorumluluklarından bir imza karşılığı kurtuluyor.
İnsanlar hani kendi istekleri ile aşı olacaklardı noldu?
Daha hangi aşı ne kadar alınması gerek, hangi aşının koruyuculuğu yüksek konularına tam bir sonuç alınamazken insanları hatta çocuklarımızı aşılamak ne kadar doğru?
İnaktif aşıdan iki doz alın daha sonra Mrna aşısından bir doz alın dediler şimdi inaktif aşı en koruyucu aşı ilan edildi. Şuna seviniyorum halkımızın dilince dedikodu azaldı diyebilirim.
2 saatlik sohbetin çoğu aşılama ile geçiyor.
Gelelim bir diğer konuya acaba ülkemize giriş yapan turistlerden aşınız var mı yok mu diye bir belge istendi mi? 2021 Ocak- Haziran döneminde ülkemizi toplam 7 558 027 kişi ziyaret etmiş. Bu şahıslardan ne tür önlem alındı. Aşıları var mıydı? Karantina altına alındı mı? Geldikleri günden itibaren 14 gün bir karantina yaptılar mı? Nasıldı Umreden gelen hacılara neler yapmamıştık. Oysa şimdi durum daha vahim değil mi?
Aşı sonrası kişilerde vuku bulan rahatsızlıklar:
- Karın ağırısı
- Mide bulantısı
- Kusma
- Titreme nöbeti
- Kalp sıkışması
- Eklem ağrısı
- Aşırı yorgunluk ve bitkinlik durumları
- İshal
- Aşı bölgesinde kızarıklık
- Şişme gibi yan etkiler doğaldır, denilmekte.
Bu yan etkiler neden doğal bir yan etki olarak algılanıyor. Hani ilaçların üstünde bu yan etkiler olduğu vakit ilaç kullanmayı bırakın, doktorunuza başvurun denilmiyor muydu?
Neden farklı alternatiflere kapımızı açmıyoruz. Daha öncede yazdığım üzere Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Doç. Dr. Eren Çetin iyot tedavisi ile korana virüsü(corana virüs) slagısının bitireceğini özel bir kanalda açıklamıştı. Hatta bu projeyi Türk Bilim Kuruluna sunduklarını aradan 1 sene geçtiğini hala cevap gelmediğini söylemişti.
Neden bu gibi doktorların projelerine dönülmüyor?
İnsanlar aşılamadan korkamaz mı?
Siz aşılanmış mı, yoksa aşılanmamış olanlardan mısınız?