Bugün sizlerle bir öğle namazı kılmak için Konya’da Meram ilçesi içinde Nasuh Bey Camiine davet edeceğim. Abdestiniz varsa buyurun. Yoksa orada alam imkânınız var. Hatta duş bile alabilirsiniz. Cami sadece namaz abdest için hazır değil. İhtiyaç hisseden ve zor durumda olan kardeşler düşünülerek gusül için bile dizayn edilmiş. Siz yeter ki gelin.
Bu camimiz çok değişik mekânların yer aldığı bir bölgede arka bir sokak. Aslında bu bölge zaten “darul huffaz” (hafızlık merkezleriyle) dolu.
Geçen günlerde yolum o bölgeye düşünce bir öğle namazı için girdiğim camide çok ilginç ve sıra dışı bir imam ve çalışmasıyla karşılaştım. Burada görev yapan kardeşimizi ve yaptıklarının sadece bir kısmını (devamını merak edenler ziyaret edebilir) sizlerle paylaşacağım. Ben paylaşayım ki İmam adaylarına, imamlık görevi yapanlara veya güzel örnek arayanlara örnek olsun.
İmam kardeşimiz, Ahmet SARDOĞU, Konya’nın Dere mahallesinde dünyaya gelmiş. 11 yaşında hafız olmuş, süreç içerisinde bir de hafızlık yarışmalarında Türkiye 5. Olmuş. Sadece bunlar değil tabi ki... Duvar ustalığı, karate hocalığı, iyi derecede İngilizce ve profesyonel turist rehberliği...
İmam kim?
Ona göre imamın tarifi daha farklı...
- Önce içinde büyük bir derdi olmalı. O görev mahallinde nitelikli ve geleceği sırtında taşıyacak nesli yetiştirmek için didinecek...
- Onun görevi sadece vakit namazlarını kıldırmak değildir.
- Burada sadece camiye gelecek gençleri veya yetişkinleri eğitmekle de mesul olmadığını bilecek. Yani eğitim bu işin sadece küçük bir parçası.
- Tüm mahallenin ona emanet edildiğini idrak edecek.
- Bu bölgedeki bütün esnafı ve evleri tanıyacak. Onları belirli aralıklarla ziyaret edecek. Onları camiye davet edecek.
- Okuduğu ezanın onları buraya çağırmak için yetmediğini bilecek. Bazı insanlar daha özel ilgi istiyor olabilir. Bu nedenle o da hepsini ziyaret edecek, uzun süre camiye gelmeyenleri özel olarak çağrı yapacak. Sonuç mu? Kesinlikle kazanacak...
- Caminin tuvaletlerinde duş alabilme imkânı oluşturacak. Kimler nasıl ve hangi hayat şartlarında yaşıyor... Onlara çok daha insani şartları başka kim oluşturacak?
- Fedakârlığı önce kendisi yapacak. Mesela her gün akşam caminin tuvaletlerini kendi çocuklarıyla beraber temizleyecek. Onlar da babalarının yaptığı bu hizmetin tadına varacak. İlk fedakârlık hep kendisinden olacak.
- Sadece hayatta kalanları değil ölenleri de düşünecek ve kefene ihtiyacı olan kardeşlerimiz için hazır olacak. Bir yakını vefat etti ama sıkıntıları var. Ne yapsın? Kime gidecek? Hemen camiye ve imama gelmeli...
- Acıkan ve gerçekten açlık sıkıntısı çekenler de camiye gelmeli. Allah’ın kulları için burada gönderilmiş bir emanet olmalı. Aç kardeşlerimizi de doyuracak imkânlarımız bulunmalı... Onu açlığın girdabına bırakamaz bir imam.
- Bazı kardeşlerimiz sabah namazına uyanmak istiyor. Ancak çalışma şartları veya özel durumları nedeniyle uyanamıyor. Ne yapmalı? Bu kardeşimizin bunun için de çözümü var. Bu konuda neler yaptığını biliyor musunuz? Arzu edenler telefon numarasını bırakıyor ve her sabah onları telefondan arayıp uyandırıyor...
- Burası nasıl bir cami mi? Burası gürültülü bir camidir. Toplamda 120 civarı öğrencisi var. Bahçeden içeri girerken sizi uyarıyor ve gürültüye katlanmaya davet ediyor. Kimse jandarmalık yapmayacak...
- Yılda 60 hafız yetiştiriyor. Nasıl mı? Ben ce bunu merak edenler daha yakından tanımalı ve bu projeleri bizzat kendisinden dinlemeli...
Ben yaptığım ziyaretlerden sonra şunu anladım. Derdiniz varsa derman bulmak hiç de zor değil. Yeter ki bunun için içinizde bir dert olsun.
Derdiniz yok mu? O zaman asıl dert sizsiniz. Önce kendinize dert olursunuz.
Sonra mı? Allah korusun başkalarına dert olursunuz...
Karşılığında ne olur? Allah sizleri çok farklı ve basit dertlerle uğraştırır. Bunlara hazır olunuz...
Derdine derman arayanlar için bir adres olsun.