İlker Başbuğ meselesi

Hakan ALBAYRAK

Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'a çok mu yükleniyoruz?

Haksızlık mı ediyoruz Başbuğ'a?

Kendi kalemize gol mü atıyoruz, demokratik hukuk devletine bağlılık bildiren ve hükümetle iyi geçinmeye çalışan Başbuğ'u eleştirirken?

Oyuna mı geliyoruz?

Hiç sanmıyorum.


* * *
Bir genelkurmay başkanının demokratik hukuk devletine bağlılık bildirmesi ve hükümetle iyi geçinmesi, sivil otoritenin bekası için yeterli garanti değildir.

Türk Silahlı Kuvvetleri bu konuda kurumsal olarak da itimat telkin etmelidir.

"Ordu bünyesinde artık darbe planları yapılamaz, yapılsa bile yapanların canına okunur" diyebiliyor muyuz?

Diyemiyoruz.

Peki, İlker Başbuğ bunu diyebilmemiz için gayret sarf ediyor mu?

Etmiyor.

Tam tersine, orduda "cadı avı" yapmayacaklarını bildirerek, "bu kafayla gidilirse o işler yine yapanların yanına kâr kalacak" diye düşünmeye sevk ediyor bizi.

Öyleyse, askerî vesayet düzeniyle hesaplaşırken İlker Başbuğ'a da 'yüklenmeye' mecburuz.


* * *
İlker Başbuğ'a da 'yüklenmeye' mecburuz, çünkü İlker Başbuğ, "bazı çevreler"in orduya karşı olduğunu ve hatta orduya karşı "asimetrik bir savaş" yürüttüğünü söylerken, orduyu değil, ordunun siyaset ve toplumsal hayata müdahale geleneğini savunuyor.

"Ne alâka?" diye soran olursa, asıl ben sorarım:

Ne demek "orduya karşı"?

Ne alâka?

"Türk Silahlı Kuvvetleri dağıtılsın; kara, hava, deniz kuvvetleri ve jandarma lağvedilsin; Türkiye'nin ordusu olmasın!" diyen mi var?

Başbuğ'un Başbakan Erdoğan'a şikâyet ettiği ve darbe planlarıyla ilgili Emniyet soruşturmalarından el çektirilmesi için ricada bulunduğu ileri sürülen "cemaat" öyle mi diyor mesela?

Taraf, Yeni Şafak öyle mi diyor?

Mehmet Altan öyle mi diyor?

27 Mayıs, 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan'ların bir daha yaşanmaması için cuntaların (veya cunta ihtimallerinin) üzerine gidenleri "ordu karşıtı" diye yaftalayan Başbuğ, "ordu eşittir darbeci" demiş olduğunun farkında mı acaba?


* * *
Biliyorum, biliyorum; ordu içindeki hassas dengeler, değişimin zorluğu, "Başbuğ'u da anlamak lazım", falan filan…

Ama ne yapayım, Başbuğ'un söylem ve üslubundan rahatsız oluyorum işte.

Bu söylem ve üslup, değişime değil, düpedüz statükoya hizmet ediyor.




İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.