ABD’de yaşadığım süre içerisinde birçok enteresan, komik, düşündürücü ve/veya takdir edilesi olaylara ya bizzat şahit oldum ya da yakın dostlarımdan işittim. Bunlardan bazılarını sizlerin de okumaktan keyif alacağınızı düşünerek köşeme taşımaya karar verdim. Takdimi daha fazla uzatmadan başlayayım.
- Türk Tabancaları: Geçenlerde ofise gittim. 20 küsür senedir beraber çalıştığım Amerikalı bir mimar arkadaşım benimle bir konuda konuşmak istediğini söyledi. Meraklandım tabii ki. Meğerse yeni bir tabanca almış, tabanca Sarsılmaz markaymış ve onu konuşmak istemiş. Arkadaşımın bir silah meraklısı olduğunu bilmiyordum. İlk önce Karadeniz üretimi olan Canik marka tabanca almış. Çok memnun kalınca şimdi de Sarsılmaz SAR 9 almış. Bir sonraki hedefi de Girsan marka bir tabancaymış. Bana Türk tabancalarının hem çok kaliteli hem de makul fiyatlı olduğu için Amerikan silah piyasasını nasıl altüst ettiğini anlattı. Hatta bu konudaki endişesini paylaştı. ABD politikası icabı eğer yabancı bir silah firması başarılı olunca onlara ABD’de üretim yapmayı şart koşuyor. Bu da ürünün otomatik olarak pahalılaşmasına sebep oluyor.
- Market Adaleti: Yaşadığım eyalette Publix adında bir süpermarket var. Migros’a benziyor. Geçen akşam bir şeyler almak için uğradım. Çok beğendiğim glutensiz ve ince hamurlu peynirli donmuş pizzalarda “bir alana bir de bedava” kampanyası olduğunu farkettim. Amcamın “bir malı alırken kazanırsın” öğüdü icabınca tipik bir Türk olarak 10 tane koydum alışveriş sepetime. Kasaya geldim. Farkettim ki kasiyer bayan pizzaları normal fiyatından geçiriyor. Kadıncağızı uyarmaya çalıştım ama İngilizcesi az olduğu için anlamadı ve market müdürünü çağırdı. Müdireye durumu anlattım. Beraber donmuş gıdaların bulunduğu dolaba gittik. Kampanya etiketini gösterdim. Haklı olduğumu anladı. Bana o kampanyanın geçen hafta olduğunu ama fiyat etiketinin sökülmesinin unutulduğunu söyledi. Mamafih hatanın kendilerinde olduğunu ve o yüzden ürünleri bana kampanya fiyatından satacaklarını söyledi. Ardından kasiyere İspanyolca talimat verdi ve gitti. Gelin görün ki bu sefer de kasiyer sadece 4 pizza parası aldı benden. Halbuki 5 pizza parası alması gerekiyordu 10 pizza için. İçime sinmedi. Müdürü tekrar çağırdım ve benden bir pizza parası eksik aldınız dedim. Müdür bana şu cevabı verdi: “Kasiyer doğru yapmış. Biz size hatalı satış yaptık. O yüzden aldığınız ürünlerden bir tanesi bedava.”
- Berber Komedyası: 1996 yılında biri ABD’ye yeni gelmiş diğeri daha tecrübeli iki Türk öğrenci saç traşı için berbere gidiyorlar. Çaylak olanın başında kep var ve İngilizcesi çok az. Berber ondan kibarca başındaki kepi çıkarmasını istiyor. Berber nazikçe sorduğu için “yes” cevabı veriyor fakat aslında anlamıyor soruyu ve kepi çıkarmıyor. Berber tekrar rica ediyor kepi çıkarmasını. Bizimki yine “yes” diyor ama kepi yine çıkarmıyor. Berber üçüncü kez soruyor aynı soruyu ama bu sefer sinirli bir tonda. Bizimki negatif ses tonunu farkediyor ve psikolojik bir reaksiyon ile “no” diyor. Bu komik hadiseyi diğer berber koltuğunda oturan arkadaşı nihayet farkediyor ve “çıkar lan kepini” diyerek arkadaşını uyarıyor ve olay huzura kavuşuyor.
- Dünya Küçük: 1998 yılı sanırım. Kadıköy Anadolu Lisesi’nden arkadaşım Cengiz, Baltimore şehrinde yaya geçidinde karşıdan karşıya geçmek için bekliyor. Yeşil ışık yanınca yürümeye başlıyor. Karşısından gelmekte olan bir hanımı gözü bir yerden ısırıyor. Yakınlaşınca fark ediyor ki o kadın bizim ortaokuldaki İngilizce öğretmenimiz İncila Hanım. Arkadaşım o sırada mastır yapmak için Baltimore’da yaşıyor. Eski öğretmenimiz ise doğum yapan kızını ziyarete gelmiş bu şehre. Dünya küçük vesselam!
Eğer bu anıları beğendiyseniz yorum yazmayı unutmayın çünkü alaka görür ise devamını yazmayı düşünüyorum. Ben de anı çok!