Anayasa Mahkemesi Raportörü ve Demokrat Yargı Derneği Başkanı Osman Can'ın Stratejik Düşünce Enstitüsi tarafından düzenlenen bir panelde yaptığı "HSYK olmasaydı 17 bin faili meçhul işlenmezdi" tespitini ilk okuduğumuz anda "Yok artık" diye düşündük!
Ama değerlendirmenin tamamını okuduğumuz zaman kendi kendimize "Olayı bu boyutu ile hiç düşünmemiştik" itirafında bulunduk!
İlk etapta inanılır gibi görmediğimiz bu değerlendirmeyi okuduktan sonra basbayağı akla yatkın bir ihtimal olarak görmeye başladık!
Lafı fazla uzatmadan, önce Osman Can'ın tespitlerini birlikte okuyalım:
"HSYK olmasaydı, 17 bin faili meçhul olmazdı" diyen Can buna Doğan ve Öz cinayetlerinin yargı eliyle kapatılmasını örnek olarak vererek şöyle diyor:
"Birinci, ikinci, üçüncü faili meçhuller işlendiğinde adliye aktörleri harekete geçse bu sayı 17 bin olmaz 5 veya 6 da kalırdı!"
Ne yalan söyleyelim faili meçhul olayına bu gözle hiç bakmamıştık!
Bir şeylerin saklanıp gizlendiğini elbette biliyorduk ama böyle bir bağlantı kurmak aklımızın kenarından bile geçmemişti! Bundan sonra ki değerlendirmelerimizde Osman Can tarafından yapılan bu tespiti de elbette göz önünde bulundururuz!
Osman Can Anayasa değişikliği ile HSYK'nın yapısı değişince hakim ve savcıların artık kariyerlerinin engelleneceği korkusuyla hareket etmeyeceklerini de ileri sürüyor!
Bu tespiti de önemsiyoruz!
Osman Can'ın bir hukukçu olarak ortaya koyduğu bu görüşün üzerinde de dikkatle durulması gerektiğine inanıyoruz!
HSYK ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulunan Can "Militarizmin değil de adaletin önemli olduğunu düşünen bir HSYK olsaydı faili meçhuller hakkında daha net tavırlar konulacağını" belirterek "Hiçbir savcının ben bu işlere dokunmam" diyemeyeceğini savunuyor!
Anayasa Mahkemesi Raportörü ve Demokrat Yargı Derneği Eşbaşkanı Osman Can'ın bu tespitleri elbette kendisini bağlayan tespitlerdir!
Gerçekleri ne kadar yansıtıyor onu da bilemeyiz!
Ama Can'ın bu tespitleri sonucu konuya bakış açımızın önemli ölçüde değiştiğini ifade edebiliriz!
Can'ın tespitlerinden yola çıkarak faili meçhulleri işleyenlerin büyük bir rahatlık içinde ve "Ne yapsam yanıma kârdır" düşüncesi ile hareket ettikleri sonucunu çıkarıyoruz.
Eğer bu tespitler birebir gerçekleri dile getiren tespitlerse ve 17 bin faili meçhul bu nedenlerden ortaya çıkmışsa ülkeyi yönetenleri önemli bir görev bekliyor demektir!
Anayasa da yapılacak değişiklik ile bu görev bir ölçüde yerine getirilmiş kabul edilebilir! Ama yeterli midir denilirse yeterlidir demek mümkün değildir!
Atılacak başka adımlar yok mudur denilirse elbette vardır!
Evet, Osman Can'ın tespitleri ile faili meçhullere bakış açımız bir hayli değişmiş oldu!