Kimimizin savcı Abdurrahman Bey"in, kimimizin ise savcı Zekeriya Bey"in safında mücadeleye giriştiği...
"Kapatmacılar" ile "Ergenekoncular" diye karpuz gibi bölündüğümüz...
Şu tuhaf ortamda...
Bir bölünme konumuz da Hilmi Özkök Paşa oldu...
Kimimize göre...
"Gelmiş geçmiş en demokrat genelkurmay başkanı"dır o...
Kimimize göre ise "Rüştü Erdelhun"un Menderes"in emrine girmesi gibi Tayyip"in emrine girmiş bir genelkurmay başkanı"dır...
Hangisi doğru?
Bence ikisi de yanlış.
Hele Hilmi Paşa"nın "demokrasi kahramanlığı" çok su kaldırır...
Şöyle ki:
Çıkınından "Kasaptaki ete soğan doğranmaz" vecizesini çıkaran Paşamız, bundan bir süre önce de "Yangını yangınla söndürmek" diye bir vecize buyurmuştu.
28 Şubat"ın haklılığını ve meşruiyetini anlatmak için "Bazen sivil iktidarların yol açtığı yangınları, askeri balans ayarı yangınlarıyla söndürmek gerekir" demeye getiriyordu...
Eğer bu söze rağmen Özkök Paşa"yı "demokrasi kahramanı" ilan ediyorsak...
AKP iktidarının bir yangına yol açtığını düşünen ve bu yüzden yangını yangınla söndürmek için girişimde bulunan Hurşit Paşa ile Eruygur Paşa"yı neden içeri tıkıyoruz...
Rica etsem, "demokrat kalemler" bu konuda bir yanıt geliştirebilir mi?
Rahat bırakın adamı
SEVGİLİ "Kırık kalplerin Oya Ablası"...
Sevgili "Hercai gönüllerin minik Ayşe"si"...
Babanız, evinizin direği, yiğidiniz, biricik Neco"nuz, bunca yılın ardından evi terk edince, tıpkı Atatürk devrimlerinin aziz milletimizde yarattığı travmaya benzer bir travmaya maruz kaldınız...
Aman Allah kimseye yaşatmasın!
Ancak gelgelelim, Sevgili Oya Hanım, Sevgili Ayşe Kardeş, bir travmanın tadı bu kadar da çıkarılmaz ki canım...
Sizin yüzünüzden 42 yıllık ömrüm boyunca kayıtsız kaldığım Neco Bey"e karşı empati hissiyle dolup taşmaktan helak oldum...
Sizin yüzünüzden "Neco" dendiğinde aklıma "mazlum milletler" konsepti gelmekte...
Lütfen adamcağızın yakasını bırakır mısınız?
Ahir ömründe bir deli rüzgara kapılarak alıp başını giden adama, her Allah"ın günü gazete sayfalarından, televizyon ekranlarından laf sokarak, mahremini ifşa ederek kabus yaşatmak reva mıdır?
Lütfen, elinizi vicdanınıza koyar mısınız?
"Latif Abi"de olmayan şeyler
BİR: Kısa adımlarla ve ürkerek yürüyor... Yani şöyle "Yürüyüşüne hastayım senin" diye selamlanacak, bir omuz aşağıda "kostak" yürüyüşü yok...
İKİ: Üniversiteden aldığı görece yüklü maaşından biriktirdikleri ve Sivas"ta pek para etmeyen birkaç mülkü dışında bir gelire sahip değil... Yani "Bir milyar doları" falan yok...
ÜÇ: Kendi zenginini yaratmaya meyilli gözükmüyor... Yani geleceklerini kendisine bağlamış "ihaleci" yandaşları yok...
DÖRT: "Düşmanımın düşmanı dostumdur" diyen bazı medyacıların verdikleri kayıtlı şartlı desteği saymazsak, "Hakimiyet kayıtsız şartsız Latif Abi"nindir" diye bağıracak bir medyası yok...
BEŞ: "Kesilir fakat çekmeye gelmez boynum!" diye avazı çıktığı kadar bağırarak destansı şiirler okumak yerine, "Oy havar" diye gülümseyerek Ahmet Arif şiirleri okur... Yani öfkesi yok...