Daha önceki bir yazımda Burkina Faso’da yağmur mevsiminin başladığını söylemiştim. Bu bölgede yağmur yağınca tedirginliğe kapılan, evi ve işiyle ilgili endişelenen insanlar elbette olacak. Ancak bunun yanında yağmuru bekleyenler de var.
Bölgede birkaç kez yağmur yağdı. Yağmur yağar yağmaz köylerde yaşayan insanlar tarlalarına koşup işe başladılar. Bir yıl boyunca karınlarını doyuracak ürünü şimdi ekip, hasat zamanında da kaldırmak zorundalar.
Bugünlerde ilk olarak pirinç ekimi yapılıyor. Çok fazla su alan yerlerde, neredeyse çamurun içine ekiliyor. Hiç toprağı sürmeden, herhangi bir alet veya elle işlemeden, toprağı çevirmeden, otların arasına küçük bir çapa ile bir kez vurup toprağı kaldırıyor ve altına da tohumu bırakıyorlar. Arkadan da birisi ilaçlıyor. Zannediyorum o da otlara ilaç atıyor. Çok uzun yıllar uğraşmasam da toprağın işlenmesini ve oraya tohumun ekilmesini biz de biliriz.
Tabi ki sadece pirinç tarlası değil. Diğer tarlalarda da çalışmalar başlamış durumda. Burada bir insanın tarlasını sürebileceği öküz veya eşekleri varsa bayağı da zengin(!) bir insandır. Zaten ülkedeki traktörler sayılacak kadar azdır. O da belirli bölgelerde bulunur. Eşek veya öküzü olmayanlar ise tamamen tarlalarını elleriyle kazarak toprağı işler ve ekerler. Ekim böyle olunca hasat zaten böyle olacaktır.
İşin daha da ilginç yanı, evdeki erkek ve kadınların ayrı ayrı tarlaları vardır. Erkekler kendi tarlasında, kadınlar da kendi tarlasında çalışır. Herkes kendi tarlasını eker ve ürününü kaldırır. Erkeğin kaldırdığı ürün, kendine aittir. Onu satar ve istiyorsa birazını da ailesine bırakır. Bu ürünün parasıyla da kendisine motor alabilir, evinin inşaatını yapabilir.
Kadınlarsa, kaldırdıkları ürünü satmazlar. Onlar tamamını mutfakta kullanır. Çünkü burada mutfakta yemeği hazır etme görevi tamamen hanımlarındır. Evde birden çok hanım varsa genelde sırayladır. Veya kalabalıksa her kadın kendi çocuklarını doyurur. Baba da her akşam birisinin sofrasına gelir. Burada erkekler genelde mutfak işlerine pek karışmazlar. Yani bazı okuyucularım hemen “ben de karışmam mutfağa, onu hanım bilir” diyebilir. Burası öyle değildir.
Mutfağın ihtiyaçlarını tamamlamak ve orasındaki tekeri döndürme görevi kadınlarındır. Şehre alışmış, şehrin modern hayatında orijinal Burkina adetlerini kaybetmiş olanlar hariç tabi ki... Onlar bizim gibi erkeklerin verdiği para ile ihtiyaçlarını satın alırlar. Zaten ülkede toptan veya perakende sebze meyve satım işleri tamamen kadınların elindedir. Bu işi erkeklerin yapması çok büyük bir ayıptır. Satmak ayıp olduğu gibi satın almak da ayıptır. Biz bu ayıbı epeyce işledik maalesef. Yabancı olduğumuz için bir şey söylemediler. Ama yüzümüze bir şey söylemediler de arkamızdan konuştularsa onu da bilemem.
Evin çocukları bu mevsimde çalışmak zorundadır. Devlet okulları normalde iki hafta önce tatil olmalıydı. Ancak geçen yıl corona nedeniyle yapılamayan dersler için bu hafta sonu kapanacak. Ancak burada okullarda devam mecburiyeti yoktur. Hâsılı, çoğu da okula gitmiyor. Sivil olarak devam eden mescit ve benzeri yerlerdeki eğitim faaliyetleri de büyük oranda kesintiye uğradı. Çünkü çocuklar anne babalarıyla beraber tarlaya çalışmaya gitmek zorunda.
Babaların ayrı, annelerin ayrı tarlası varsa çocuk hangisine çalışmaya gidecek? Böyle bir sorunun cevabını merak edenler olabilir. Bu sorunun cevabını tam olarak ben de bilemiyorum. Ancak ikisine de gidiyor olmalı. Ben her iki tarafta da çocuk gördüm.
Kadınların nasıl tarlası olur? Bunu da merak edenleriniz olacaktır. Zira mirastan genelde pay almazlar. Miras çoğunlukla evi çekip çevirecek büyük abiye kalır. Ancak bu sorunun cevabı çok kolay: orman da beğendiğiniz bir bölgenin ağaçlarını yakar, sonra orayı yavaş yavaş tarla haline getirebilirsiniz... Eğer köyün Kralı size izin vermişse hiçbir sorun yoktur.
Siz hemen ormanların yakılmasına kızmayınız. Zira bu hata sadece burada değildir. Bizdeki “orman vasfını kaybetmiş araziler” tartışması nereden çıktı? Niçin bu vasfı kaybetti? Nüfus artıyor, insanlar daha çok zengin olmak istiyor, ihtiyaçlar üretimin önünde gidiyorsa yeni alanlara ihtiyaç olacak.
Burkina Fasolu hemşerilerime kızmayın. İnsan her yerde aynıdır...