Sonbaharda ülkenin okullar ve spor müsabakaları üzerinden provokatif bir iklime çekilmeye çalışılacağı istihbaratının ilk belirtileri ortaya çıkmaya başladı. Kötü niyetli bir güruhun taşeron olarak kullandığı örgütler öğrencileri çatıştırmak için provokasyonlarını devreye soktu.
Birkaç gün önce ODTÜ’deyaşanan ve büyük tepki çeken provokasyonun arkasından terör örgütü DHKP-C çıktı. Örgüt kabaca eğitim hakkının engellenmesi olarak adlandırılabilecek bu çirkin müdahaleyi kendi internet sitesinde üstlendi. Şükür ki 28 şubat zihniyetiyle yaşayan birkaç marjinal kesim hariç ülkenin büyük bir kısmı olayı dolaylı yollara başvurmayıp doğrudan kınadılar. Bu olay 10 yıl önce olsa neler olabileceğini tahmin edersiniz.
Peki tam ismi Devrimci Halk Kurtuluş Partisi Cephesi olan ve sadece 2013’te AKP Genel Merkezi’ne ve Adalet Bakanlığı’na silahlı saldırıda bulunan, ABD büyükelçiliğinin önünde bir canlı bombaya kendini patlattıran bu marjinal örgütün amacı nedir? Önümüzdeki zaman diliminde bizi hangi tehlikeler bekliyor?
Bir çok ülkenin terörist saydığı örgütün hedefi mevcutanayasaldüzeni silah zoruyla yıkarak yerine Marksist - Leninist ilkelere dayalı bir sistem getirmek. 70’li yıllarda oldukça aktif olan Dev-Genç’in devamı sayılıyor. Örgüt hakkında derin devletin desteğini alıyor, PKK sempatizanı, dış güçlerin uzantısı gibi çeşitli söylentiler var. Ancak son yıllarda faaliyetlerini artırdığı bir gerçek. Artık medyada ismi daha fazla duyuluyor. Bir nevi marjinal sol örgütlerin amiral gemisi haline gelmiş durumda. 1 Mayıs ve Gezi olaylarında baş rol oynadığı iddia ediliyor. Tabi adli makamlar da boş durmuyor. Son 2 yılda içinde onlarca avukatın da bulunduğu yaklaşık 300 kişi gözaltına alındı ve soruşturma başladı. Örgütle ilgili dillendirilen iddiaların bir kısmı da şöyle:
Suriye:DHKP-C ve Suriye arasında son yıllarda artan bir ilişkiden söz ediliyor. Reyhanlıda meydana gelen elim patlama da bunlardan biri. Suriye'ye muhtemel bir askeri operasyon halinde, buna karşı çıkan grupların ülkemizde şiddet eylemleri düzenleme tehlikesi artacaktır.
Fişleme: Örgütün üniversitelerde ülkücü-milliyetçi siyasi görüşe mensup öğrencileri fişlediği iddia ediliyor. Gizli bir tanığın ifadesine göre örgüte adam çekmek için de bu fişlenenler hariç diğer öğrencilerle iletişim kurulmaya çalışılıyor. Örgüt üyesi olan kişi ilk başlarda kendini DHKP-C’li değil de Dev-SOL’cu, halkçı cephe gibi isimlerle tanıtıyor.
Kaos timleri:Timlerin amacı Alevi-Sünni, Türk-Kürt, sağcı-solcu, dindar-laik çatışması çıkarmak. Kaos timleri, yaptığı eylemleri üstlenmek yerine emniyetin ya da başka sağ grupların üzerine yıkmayı hedefliyor. Kendisinin de bu timlerden birinin lideri olduğunu söyleyen bir gizli tanık ifadesinde, tim görevlilerinin dikkat çekmemesi için, örgütün bilgisi dahilinde hain ilan edildiklerini söylüyor. Bu sayede polis takibinden kurtulan terörist eylemini daha rahat gerçekleştiriyor. Bu amaç doğrultusunda çeşitli yerlere casus sokmuşlar. Hedefler arasında ise CHP’li bir ilçe başkanı ile bir imam var.
Maske: Kritik konumlarda bulunan belirli devlet görevlilerinin fotoğrafını kullanıp maske yapmak. Bilgisayarda ele geçirilmiş belgeyi aynen aktarıyorum:
“Belki biraz fantastik ama şöyle bir şey teknik olarak mümkün mü diye size soracağız, bilgisayar teknolojisi yardımıyla mask yapmak mümkün diye duymuştuk. Yani fotoğrafı bilgisayara veriyorsunuz ve bilgisayar bu fotoğraftan mask imal ediyor. Biz bunu geçmiş dönemde araştırdık. Ülkede bir tek yerde vardı, belki yurtdışında daha avantajlı olabilir. Dediğimiz gibi biraz hayalci ancak eğer böyle bir olay mümkünse biz buradaki personelin müdürlerin vs. uygun olanlarının fotoğraflarını temin ederiz ve onlar yerine rahatlıkla çıkabiliriz. Ayrıca böyle bir yöntem mevcutsa dışarıda da değişik amaçlarla kullanılabilir”
Yaz kampları: Terör örgütü DHKP-C, düzenlediği yaz kamplarıyla gençleri tuzağına düşürüyor. Kızlı erkekli 30 öğrenciye belirli süreyle kamp adı altında terör eğitimi veriliyor. Programın cazip olması için kamp deniz kıyısında yapılıyor. Yöneticiler, kendilerini dernek başkanı olarak tanıtıp çocuklara burs vereceğini söyleyerek de aileleri ikna edebiliyorlar.