Kime niyet kime kısmet değil mi? Bu başlığı taşıyan yazıyı 16 Ağustos 2018 de yazmışım: (http://www.hakimiyet.com/her-sey-daha-guzel-olacak-cunku-12397yy.htm) Bu başlığa benzer bir sloganı CHP adayı Sayın İmamoğlu son İstanbul seçimlerinde kullandı. Ve bu slogan kamuoyu tarafından pek benimsendi. Bendeniz o gün yazdığım yazıda “her şey daha güzel olacak” derken, Başkan Erdoğan’ın ve milletimizin Dünyaya örnek olan çalışmaları neticesinde Allah’ımızın milletimize yardım edeceğini ve bu nedenle bu gün sıkışsak bile yarınların bizler için çok daha güzel olacağını anlatmıştım. Buyurun:
"Her Şey Daha Güzel Olacak. Çünkü…”
“Meydana gelen her hadisenin, gelişen her olayın esas belirleyicisi, mutlak faili Allah’tır. Savaşlar, göçler, depremler… Tüm mekanlarda tekmil zamanlarda oluşan her şey ama her şey O (cc) mutlak galip, O (cc) mutlak belirleyici Rabbimizin izni ve iradesi altında olup gelişir… ” Bu düşüncede olan, bu inançla yaşayan biz Müslümanlar, üzerimize düşen vazifeleri yaptıktan sonra Allaha tevekkül eder ve bundan sonra her türlü gelişmenin lehimize olduğuna inanırız. Aleyhimize gibi görünen bazı hadiselerin ilerde (ya bu dünyada olmazsa öbür alemde) lehimize döneceğine, bu gün çok güzel gibi görünen bazı şeylerin de ilerde aleyhimize olabileceğine inanırız. Burada tek ölçü şudur; Bizler, rabbimizin vazettiği ölçüleri içinde üzerimize düşen vazifeyi yapmak. Cüzi irade sahibi olarak üzerimize tereddüp eden çalışmaları gerçekleştirmek.
ABD Ve Siyonistleri Zulümleri Bitirecek
Allahımız, imtihan için yarattığı bu dünyada, değişik ırklara, farklı din mensuplarına zaman zaman güç ve iktidar verir. Tabi bunları verirken de “Sünnetullah” kanunlarını işletir. Rahman sıfatı gereği rabbimiz bu imtihanlar dünyasında çalışan herkese, her millete (dini, imanı, ırkı coğrafyası ne olursa olsun) ayırt etmeksizin çalıştığının karşılığını verir. Çalışkan, adaletli, sünnetullaha uygun çalışan milletler, değişik zamanlarda, değişik coğrafyalarda güç ve kudret sahibi olurlar. Roma, Pers, Abbasi, Osmanlı… Tarihte, ABD, günümüzde dünyaya hükmeden, dünyaya sözünü dinleten devletler/imparatorluklardır.
Devletleri ayak tutan, İmparatorlukları hükümlerinde daim kılan en büyük ölçü adalettir. Dini, kavmi ne olursa olsun adaletini yitiren her devlet, zulmü irtikap etmeye başlayan her imparatorluk fazla yaşamaz yıkılır. Tarih bu hükmün belgeleri ile doludur.
ABD ve onu destekleyen tüm milletler, tüm devletler, tekmil güç kaynakları son yıllarda çok büyük zulümlere, pek azim haksızlıklara imza atmaya başladılar. ABD’nin başat rol oynadığı günümüzde, başta Filistin olmak üzere Irak’ta, Afganistan’da, Suriye’de, Libya’da, Arakan da, Afrika’nın değişik ülkelerinde meydana gelen zulümler ayyuka çıktı. Sema mazlumların ahü enleri ile dolup taşıyor.” Mazlumun duası ile Allah arasında perde yoktur” hükmü gereği bu zulümlerin sahibi devlet, güç sahibi millet kısa zamanda mahvü perişan olacaktır. Kıyımlar, bebek ölümleri, çocukların kadınların, yaşlıların gözyaşları güç sahiplerinin sonlarının geldiğinin en açık belgesidir.
BİZ DE ÇOK İYİ DEĞİLİZ AMA
Tarihin şaşmaz terazisinde tartıldığında milletimizin durumu da çok parlak değil doğrusu. Ahlaki açıdan bir çok zaafımız var( israf, sözünde durmama,, zina, içki, dedikodu, kumar…) lakin diğer devletlere, başka milletlere baktığımızda dünyanın en iyisi yine biziz. Bunu tüm dünya görüyor ve biliyor. Mesela milli gelirine göre Afrika’ya ve diğer muhtaç ülkelere en büyük yardımı biz yapıyoruz. Yine nüfusuna, milli gelirine göre en çok mülteciyi barındıran bizim ülkemiz bizim devletimiz. Gücümüze ve paramıza göre zulme, haksızlığa karşı milletimiz adına açıkça meydana okuyan bizim devletimiz, bizim başkanımızdır. “Dünya beşten büyüktür” diyerek dünya sisteminin zulüm üzere olduğunu, “One Minute” diyerek dünyaya zulmeden Siyonizm’in alçaklığını dünyaya haykıran bizim reisimizdir. Bu nedenlerden dolayı birçok eksiğimize, zaafımıza rağmen dünyanın en iyisi biz olduğumuz için, yarınlar bizim için daha güzel, (Rabbimizin yardımı ile) geleceğimiz daha güzel, daha bereketli olacak…”
Notları şimdi ekliyorum:
Not 1: Allahın izni ile gerçekten her şey daha güzel olacak. Çünkü Niyet hayr akıbet hayr. İmamoğlunun eylemini, niyetini, amacını sorgulayamayız.Sayın adayın camilere gitmesi, namaz kılıp yasin okumasını kast ediyorum. Çünkü bizim ebedi ve şaşmaz ölçümüz olan İslam, " ZAHİRE BAKAR." (bazıları oy için gitti diyor da) Sayın adayın camilere gitmesi, namaz kılıp yasin okuması CHP yi "dönülmez bir akşamın ufkuna" taşımıştır. Bundan sonra artık ,"Din istismarı yapılıyor, laiklik elden gidiyor, irtica dağları aştı geliyor, din ayrı siyaset ayrı..." söylemleri mevta olup, Türk siyasi hayatındaki ömürlerini tamamlamışlardır.
Not 2. Sayın Erdoğan'ın İstanbul ve Ankara başkanları için ,"Topal ördek" benzetmesi, her iki adayın da halen mahkemede olan davaları sonucunda başkanlıktan olabilecekleri ihtimalini hatırlatması bence hatalı oldu. Çünkü Sayın Başkanın siyasi hayatı hep sandıktan, hep halktan yana olmuştur. Böyle diyerek siyasi makas değiştirmiş gibi görünmesi başta kendisine, partisine ve ülkeye zarara verir. Neden? Çünkü şu anda hala Cumhurbaşkanımız Sayın Erdoğan'ın yerini doldurabilecek, onun gibi tecrübeye, dirayete sahip lider yok ortada. O'nun son 20 yılda her alanda yaptığı çok büyük ve eşsiz hizmetler elbette unutulmaz, elbette tarihe geçecek büyüklükte. Bu nedenle Sayın Erdoğan'ın öfkesine hakim olması ikitdar muhalefet farketmez BEKA MESELEMİZİN çok daha fazla büyüdüğü şu günlerde hepimizin lehine olacak.