Helal kazançtan evvel, "helal harcama"nın da nasıl yapılacağını öğrenmeliyiz. Evet, israf haramdır ama acaba harcama yaparken israf nedir, neler israftır? Mesela, televizyon, araba, bilgisayar, cep telefonu vs israf mıdır? Bunların tesbiti de kafamıza estiği gibi değil, yine fıkıhla yapılmalıdır. Peki, bunun/bunların tesbitini kim ya da kimler yapacak?
Bunun tesbitini de ilgili kuruluşumuzun veya bizim önerdiğimiz kooperatif yapılanmamızın desteklediği fıkhı gerçekten bilen alimler/bilginler yapacaktır.
Bunun için önce birlikte oturacağımız bir apartman, bir ocak yapmalıyız veya var olanları buna göre organize etmeliyiz, yeniden yapılandırmalıyız. Ortalama veya asgari olarak on kadar "aile" oraya taşınmalıdır.
Orada, o binada, o mekanda beş vakit namazı birlikte kılıp her gün beş defa bir araya gelmemiz, helal ve haramları öğrenmemiz gerekir. Namaz bunun için farz kılınmıştır; her gün bir araya gelmek ve ilmî-amelî, teorik-pratik çalışmalar yapmak...
İslâmiyet Mekke'de namazlarla başladı...
İslâmiyet Medine Devleti döneminde namazlarla devam etti...
Yani...
İslâmiyet Medeniyeti namazlarla başlayıp devam etti ve günümüze kadar ulaştı...
Beş vakit namazı Hz. Peygamber ve ashabı gibi her gün bir arada kılmadıkça, yani emrolunduğumuz üzere her gün toplanmadıkça; okuyup öğrenmedikçe ve orada öğrendiklerimizi uygulayıp yaşamadıkça; "helal kazanç" ve olması gereken diğer şeyleri elde edemeyiz. Beş vakit namazı birlikte kılarken, beşikteki çocuklar da katılacak, yaşlı dede ve nineler de toplantıya katılacak. Yediden yetmişe, yani beşikten mezara kadar ilim ve amel, teori ve pratik budur. İlim talep etmek kadın-erkek her müslime farzdır.
Nasıl ve nerede?
İşte, yukarıda öz olarak ve özetle anlattığım şekilde, yerde ve düzende.
Mekan-imkan-insan ve hicret!
Böyle bir "mekan"a sahip olmak için "imkan"ı olanlar sermayelerini birleştirip böyle bir apartman yapmalılar veya var olanları bu şekilde yeniden yapılandırmalılar... Sonra o mekanı buna inanan "insan" unsuru ile değerlendirmeliler... Oraya taşınanlar hiç çekinmeden kendi evlerini satıp oradaki daireyi satın almalılar... Kirada olanların oraya taşınmaları zaten kolaydır, sadece yerlerini değiştirecekler. İşte, çağımızda yapmamız ve gerçekleştirmemiz gereken "hicret" budur. Bu evi/daireyi/apartmanı yapmak için helal para kazanın demiyoruz. Ama kazandığınız paraları harcarken helal yere harcayın diyoruz. İşte, asıl böyle bir aşirette/ocakta/apartmanda veya köy/kasabadaki mekanda helal hayat imkanı vardır.
Ama "helal kazanç" için ise daha büyük bir yere ihtiyacımız vardır. Bunu gerçekleştirmek için beş dönümlük bir yer bulmalıyız. Burada 13-15 katlı bir apartman yapmalıyız. Her katta on daire yani on aile bulanacak.
En alttaki iki-üç kat "iş yerleri" olacak...
En üstteki çatı katı ise "sosyal hizmetlere" ayrılacak...
Burada, bu binada iki şey yapacağız; hem "yaşayacak" hem de "çalışacağız"...
Böylece artık helal kazanca ve helal harcamaya hep beraber geçmeye başlarız...
MÜSİAD, ASKON, TUSKON, TOKİ, KİPTAŞ, İTO ile benzerleri ve diğerleri...
Başta Konya holdingleri (mesela İttifak Holding) ile nice benzerleri ve diğerleri...
- Bunları yapmak için daha ne bekliyorsunuz; "mekan" ve "imkan"ınız mı yok?!.
Ey HALK/IM! Onlar yapmıyorsa, gelin el ele verip "biz" yapalım; "BİZ" yapalım...
İstiklâl şairimiz, Kosovalı hemşerim, Mehmet Akif ERSOY diyor ki; "Allah'a dayan, sa'ye sarıl, hikmete râm ol, / Yol varsa budur! Bilmiyorum başka çıkar yol!" Ve's-selâm...