Hayatın devamı, sağlıklı olarak sürdürülebilmesi yemek ve içmek kuralına bağlanmıştır. Hayatiyetin devamı için insanlar dışarıdan gıda almak zorundadır. İnsan böyle yaratılmıştır. İmtihan ile mükellef kılınan insana sınırsız nimetler verilmiştir bazıları ise haram ile sınırlandırılmış ve kullanılması, kullanıma giden yolların da iptal edilmesi istenmiştir.
Hayatı veren, hayatı rızık vererek devam ettiren Rabbimiz bizden koyduğu kurallara uymamızı istemektedir.
Mülk onundur, hayat onundur, rızıklar onundur. O mülkünde istediği gibi tasarruf eder. Biz ise kullarız. Görevimiz kul olmanın şuuru ile hareket edip helalinden temiz tarafından yemek içmek ve kulluğun nişanı olarak dua ile şükretmektir.
Rabbimiz helal kıldığı gıdaları aynı zamanda temiz olarak tüketmemizi istemektedir. Bulaşık, karışık, sağlığa zararlı kullanımı yasaklamıştır. Bunu sadece Müslümanlara değiş tüm insanlar için istemiştir. Kur’an emrini alan Müslümanların üzerine bu bir vazifedir. Hem kendileri hem de İslam dininin esaslarını bilmeyenlere bizim elimiz ile helal ve temiz gıdaların ulaşmasını sağlamamız gerekmektedir. Müslüman olmayanlar bunu bilemeyeceklerine göre, tebliğ etmek ve helal ve temiz talepte bulunmak, üretmek, satmak vazifesi Müslümanlara düşmektedir.
Günümüz insanı doymak bilmeyen hırsı, tatmin edilemeyen nefsi ile helal sınırlarını çoktan aşmış haramların içinde kaybolup gitmiştir. Hem kendini hem dünyayı taaffün olmak durumu ile karşı karşıya bırakmıştır. İnsanların sağlığı bozulmuş, bozulan sağlıklarını geri kazanmak için ürettikleri ilaçların yan etkileri ile daha derin tehlikeler ile karşı karşıya kalmışlardır.
Onca hırsın helal sınırlarını aşıp haramlara dalmanın sebebi nedir? Hassasiyetlerimizi neden kaybettik?
“Domuzdan bir kıl kopartmak..! anlayışı nedir?”
“Devletin malı deniz yemeyen domuz…! anlayışı nedir?”
“Üzümünü ye bağını sorma..! anlayışı nedir?”
Neden gözümüz başkasının malında…?
Şükrümüz, kanaatimiz nerede? Bunlar olmayınca helal sınırlarını aşıp haram çukurlarına yuvarlanıyoruz maalesef.
Bu halden nasıl kurtulacağız. Helal gıda tüketim bilincini nasıl kazanacağız.?
Haramlar yüzünden temiz hasletlerimiz ve sağlığımız bozuldukça, Rabbimizin bize katıksız olarak; temiz ve helal tarafından sunduğu gıdaları tüketim çılgınlığının esiri olup israf bataklığında battıkça, türlü pazarlama teknikleri icat edip temiz gıdaları katışıklarla kirletip raf ömürlerini uzattıkça; hem ahlakımızı hem sağlığımızı kaybetmeye ve gelecek nesillere çürük bir gen yığını bırakmaya doğru gidiyoruz. Hem kendimizin, hem evlatlarımızın genetik kodlarını bozuyoruz, farkında değiliz. Hasta bir nesle doğru akıp gidiyoruz.
Rabbimiz haram kıldığı hiçbir şeyde fayda yaratmamıştır. Bu biline. Ayetlerle sabittir. İsteyen bakabilir.
Helal gıdalar tüketerek bedenimizi, zekatımız vererek malımızı temizlemeliyiz.
Bu bilince kavuştuğumuzda sağlıklı nesilleri tekrar kazanacağız. Genetiği değiştirilmiş gıdaları tüketmeyeceğiz. Üretilmesine ve tüketilmesine elimizden geldiği kadar müsaade etmeyeceğiz.
Genetiği değiştirilmiş ürünleri kullanmaz isek üretilemezler. Talep olmaz ise arz olamaz.
Helal tarafa dönerek kul olamazsak, haram tarafta kül oluruz bu biline.
Marketlerden yaptığımız alışverişlerde artık helal sertifikalı ürünleri sorgulama zamanı gelmiştir. Firmaları helal ürün üretmeye zorlama zamanı gelmiştir.
Hem helal hem kaliteli ve temiz ürünler tüketmek tüm insanlığın hakkıdır. Kazanma hırsı ile insan sağlığını hiçe sayan aç adamların oyununa gelmemeliyiz.
Yeni anayasamızda helal ve haram ürün tanımlarının da yer almasını sağlamalı ve bu hususta yapılan teklifleri desteklemeliyiz.
“YENİ ANAYASADA TÜKETİCİ HAKLARI VE İNANCA GÖRE ÜRÜN KULLANMA HAKKI” yer almalıdır.
Helal gıda ve helal yaşam bilincine bir adım daha yaklaşalım, haramlardan uzak duralım. Hem kendi sağlığımızı hem toplum sağlığını muhafaza edelim.
Ahmet TÜRKAN