Hayrın Hatırlatıcıları

Recep KOÇAK

Bazı insanların yüzüne bakmanız bile hayrı, iyiliği hatırlamaya yeter. Bazıları ise girdiği odaya karanlık taşır, çevrelerindeki herkese negatif elektrik yayar.

Birinci grup insanla hep aynı mecliste bulunmak ister, tanıdığı tanımadığı herkes. Onlarla saatlerce sohbet etseniz sıkılmazsınız, yorulmazsınız, kalkıp gitmeyi aklınızdan geçirmezsiniz.

İkinci gruptan bir insanla aynı mecliste olmak bir insana verilebilecek cezaların en büyüğü olsa gerek. Çünkü kelimelerinde yalan, tavırlarında iğretilik, beden dilinde ise riya vardır öylelerinin. Onlarla aynı atmosferde bulunmak insana zulüm olduğundan bir an önce kurtulmak ister, ilk yakaladığı fırsatta kendinizi dışarı atarsınız.

Hayrın ve iyiliğin hatırlatıcısı kişiler gibi kurumlar da vardır. Onların adını duyduğunuzda aklınıza ilk gelen şey “iyilik”tir.

Son yıllarca ülke genelinde ilgi gören ve önemli bir hayır hatırlatıcısı faaliyet olarak üzerinde durulması gereken hayır çarşıları ya da kermesler önemli hizmetlere kaynak oluşturmak için güzel birer vesile, iyi bir fırsat.

Kermese bağış yapanlar bir taraftan hayırlı bir niyetin gerçekleşmesine destek verdikleri için, diğer yandan aldıkları ürünle de bir ihtiyaçlarını karşılama fırsatı bulduklarından kazançlıdırlar.

Geçtiğimiz Çarşamba günü açılışı yapılan ve 21 Ekim Perşembe akşamına kadar da ziyaretçilerin hizmetinde olacak Deniz Feneri Derneği kermesi göz yaşartıcı hayır adımlarına örneklik ediyor.

Deniz Feneri Kermesi İstanbul’da, Eyüp’te, Feshane içerisinde devam ediyor. Türkiye - Pakistan yararına başlatılan kermes için mekânı İstanbul Büyükşehir Belediyesi ücretsiz olarak tahsis etmiş.

73 yaşındaki Erzurumlu Şerafettin dede parmağındaki akika taşlı gümüş yüzüğü Pakistan için bağışlamış.

65 yaşlarındaki bir hayırsever amcamız ise, Deniz Feneri’nin Ramazan Ağabey’i İbrahim Uğurlu’nun kulağına eğilerek, “Ben buradan bir şey almayacağım. Ben Pakistan’daki kardeşlerimizin temiz içme suyu ihtiyacının karşılanmasında kullanılmak üzere 7 000 dolar bağışlamak istiyorum” demiş, sonra da bağışını yapmış.

Gaziantep’ten Deniz Feneri gönüllüsü Fatih Tamer, “Kermes haberlerini okuyunca İstanbul’a gelmeyi çok canım çekti. Gelemedim. Oradan bir arkadaşı yönlendirdim. Ben bağışımı derneğe buradan yapacağım. Gelecek arkadaş ise gıda bölümünden gönlünce seçeceği yiyecekleri alıp sokak çocuklarına götürecek” diyordu.

Düzce’den bir fırıncı, “Ben iflas etmişken Deniz Feneri bana destek verdi, ‘ekmek teknemi” yeniden işler hale getirdi. Şimdi sıra bende!” diyerek ekmek göndermiş kermese. Satılan köy ekmeklerinin geliri Deniz Feneri aracılığı ile Pakistan’a ulaştırılacak.

Ev hanımları, kendi elleriyle yapıp getirdikleri dolma, börek, çörek ve tatlılarla kermes salonunun en dikkat çeken köşesini oluşturmuşlar.

Derneğin Şanlıurfa gönüllüleri ise gönderdikleri temsilcileri vasıtasıyla çiğ köfte yoğurup acı severlerin gönlünü fethediyorlar.

Bursa’nın İnegöl ilçesine giderek mobilya bağışçılarını ziyaret eden ve kermesi haber veren Ramazan Ağabey ve dernek yetkileri elleri boş dönmemiş. Bir tır dolusu mobilya arkalarından derneğe ulaştırılmış.

Dün Feshane’de kermes salonunda Deniz Feneri programının sunucusu Yusuf Özkan Özburun kitaplarını imzalıyordu.

Biz de Deniz Feneri’ne karşı yürütülen linç kampanyası sırasında verilen cevapları ve iyilik hikâyelerini ihtiva eden Gülyarası kitabımızı hayırseverlere imzaladık.

Hayır, çarşıları, hayrın en güzel hatırlatıcılarından. Oralara sadece kendimiz gitmekle kalmayıp çoluk çocuğumuzu da götürmeliyiz. Gençler o kadar “iyi insan”ı bir arada görmeli ve ileriki yaşlarda yapacakları güzel işler için şimdiden zihin hazırlılığına başlamalı.

Ne mutlu hayra lokomotif olanlara.

gumuslale@gmail.com

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.