Bill Bryson, İngiltere’de yirmi yıl geçirdikten sonra, eski arkadaşlarından biriyle irtibata geçer. Bill 30 yıldır hiçbir uzun yürüyüşe çıkmamıştır. Ancak yolculuğa dair araştırma yaptıkça 5 ay sürecek ve binlerce kilometre yürümek zorunda olduğu bu yolculuğun yaşlı bir adam için tek başına cesaret edilemeyecek tehlikeli bir serüven olduğunun farkına varır. Kamp malzemeleri satın aldıktan sonra kendisine bir yol arkadaşı aramaya başlar. Ancak bu hiç de kolay olmayacaktır. Aradığı herkes Bill’in çılgın teklifini geri çevirir. Tam bir yol arkadaşı bulabilmek için ümidini kesmişken uzun yıllardan beri görüşmediği, gençliğinde birlikte birçok macera yaşadığı Stephen kendisini arar ve yol arkadaşı olmak istediğini söyler.
Robert Redford, Nick Nolte ve Emma Thompson gibi üç ünlü yıldızı bir araya getiren Hayatımın Yolculuğu büyük beklenti içinde seyredilmedikten sonra hoş bir seyirlik. Kısaca ifade etmek gerekirse sade bir film diye tanımlayabiliriz. 30 yıldır seyahate çıkmamış olan Bryson’ın gençlik yıllarını yâd ettiği kişisel yolculuğu anlatılıyor.
Filmde her şey Bryson’ın karısı Catherine ile birlikte bir cenaze törenine katılmasıyla başlıyor. Törenin ardından kısa bir yürüyüşe çıkan yaşlı adam, bu yürüyüşte Apalaş Yürüyüş Patikası’nın çok yakınında olduğu fark ediyor. Amerika Birleşik Devletleri’nin doğu yakasını boydan boya kesen 3500 kilometre uzunluktaki bu patikayı tek başına yürüyebileceğine ikna olan Bryson, bu yolla hayata sımsıkı tutunduğunu kendi kendine kanıtlamayı amaçlıyor. Gençlik yıllarından miras kalan yola koyulma güdüsünün bedenini ve zihnini hala harekete geçirebildiğini savunan yaşlı gezgin, bütün ısrarlarına rağmen karısı Catherine’den izin koparamayınca bir yol arkadaşı edinmek zorunda kalıyor. Böylelikle, Bryson, kendisine eşlik etmeyi umduğu en yakın arkadaşlarına çağrıda bulunuyor. Tek cevap (ki, ona çağrıda bulunmamıştır) lise arkadaşı Stephen Katz’dan geliyor.
Film, bu iki yaşlı kurdun farklı karakterleri üzerine kuruluyor. Bryson’ın düzenli aile hayatına, başarılı yazarlığına, disiplinli yapısına karşın tam tersi durumda olan, alkolik, hayata tutunamamış (ki filmin bir sahnesinde çok güzel itiraf ediyor bunu), sıra dışı Katz’le böyle bir maceraya atılmak işlerin daha da zorlaşmasına sebep olacaktır.
Bununla beraber, görsel ve öyküsel anlamda izleyenlere herhangi bir yenilik vaat etmeyen filmin sürükleyiciliğini ayakta tutan esas etmenin Robert Redford ve Nick Nolte beraberliği olduğu da aşikâr. Hayatımın Yolculuğu’nda başarılı, varlıklı ve düzenli bir hayatı olan Bryson rolünde izlediğimiz Redford, canlandırdığı karakterin yaşlılığıyla inatlaşmasını başarıyla sorunsallaştırıyor. Filmin senaryosu izin verdiği müddetçe gençlik yıllarına dair ufak ipuçları edindiğimiz Bryson, Redford’un oyunculuğu sayesinde hala aynı genç adamı içinde bir yerlerde saklayan eğlenceli bir karaktere dönüşüyor.
Öte yandan, Bryson’ın zıt karakterli lise arkadaşı Katz rolünde karşımıza çıkan Nick Nolte, belki biraz da canlandırdığı karakterin komikliğinden faydalanarak performansını Redford’dan bir adım öteye taşımayı başarıyor. Gerçek hayatta da zaman zaman alkol problemi yaşayan ve bu yüzden basının diline düşen Nolte, Katz rolünde neredeyse kendisiyle ve geçmişiyle hesaplaşırcasına bir performans ortaya koyuyor. Hayatımın Yolculuğu’nun izleyenlerin yüzlerini gülümseten bir film olmasında Nolte’un oyunculuğunun payı büyük.
Hayatımın Yolculuğu, özellikle Robert Redford ve Nick Nolte gibi iki usta oyuncuyu başrolde izlemek, her iki aktörün de yaşlılık süreciyle ilgili kendilerine dönük sohbetlerine kulak vermek ve hoşça vakit geçirmek için ideal bir film.
Görüntü yönetmenliği ile harika doğa manzaralarını seyrettiğimiz filmin çıkışında insan arabayla değil de yürüyerek evine varma duygusuna kapılıyor. Bu bile filmin bence başarılı olduğunu söylemeye yeter.
Film hakkında son bir not daha vererek yazıyı bitirelim: Bill Bryson’ı canlandıran Robert Redford, kitabın yapım haklarını satın aldıktan sonra Katz rolü için eski dostu ve ortağı Paul Newman’ı düşünmüş. Newman, 2008’de vefat edince bu hayali gerçekleşmemiş. Fakat işin ilginç yanı, Redford 79, Nolte ise 74 yaşında olmasına karşın fiziksel olarak Redford, tıpkı canlandırdığı karakter gibi daha zinde ve genç görünüyor. Filmin bir artısı da ciddi anlamda hayat dersleri ve (teşbihte hata olmaz) yaşlı eşekte yıllanmış akıl olur tecrübe aktarımları diyebiliriz.
Künye
Orijinal Adı: A Walk In The Woods
Senaryo: Michael Arndt, Bill Holderman, Bill Bryson
Tür: Dram, Komedi, Macera
Süre: 105 dak.
Ülke: ABD
Vizyon Tarihi: 25 Mart 2016
Yapım: Wildwood Enterprises
Uluslararası Dağıtım/Satış: Kinema Film
Türk Dağıtımcı: TME (The Moments Entertainment)
Yapımcı: Chip Diggins, Bill Holderman, Robert Redford
Besteci: Nathan Larson
Görüntü Yönetmeni: John Bailey
Sanat Yönetmeni: Rob Simons
Cast Direktörü: W. Mark Fincannon
Set Dekoratörü: Gae S. Buckley
Kurgu: Julie Garces, Carol Littleton
Basın Sorumlusu: Fronçois Frey
Oyuncular: Robert Redford (Bill Bryson), Nick Nolte (Stephen Katz), Emma Thompson (Catherine Bryson), Mary Steenburgen (Jeannie), Nick Offerman (Rei Dave), Kristen Schaal (Mary Ellen), R. Keith Harris (Sam Bryson)
Yönetmen: Ken Kwapis