Harvard'tan yeni anayasaya giden yol

xxx78

BOSTON / İSTANBUL

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ilk kez geldiği Boston kentinde dolaşırken karşısına çok sayıda Türk çıkmış... Bir kitapçıda Prof. Murat Belge ve kızıyla da karşılaşmış... Cumhurbaşkanı Gül, Harvard ve MİT gibi dünyanın en ünlü üniversitelerinin bulunduğu kentin entellektüel havasının kendisini çok etkilediğini gizlemedi.

Yıllar önce aylarımı ve yıllarımı koridorlarında geçirdiğim için biliyorum: Harvard Üniversitesi'nin zengin kütüphanesinde her dilden kitap bulunuyor; benim zamanımda Türkiye'de çıkan yayınlar da bir-iki ay geriden takip edilirdi. Dostlarla bu defa uğradığımızda, kapısındaki görevli, "Biraz önce Cumhurbaşkanı Abdullah Gül de buradaydı" bilgisini verdi.

Harvard Üniversitesi'ni Cumhurbaşkanı Gül'e üniversitenin genç anayasa profesörü Noah Feldman gezdirmiş... Hayırsever bir kadının bir deniz kazasında kaybettiği oğlu Harry Widener adına, "Buraya yüzme bilmeyeni sokmayacaksınız" şartıyla bağışladığı şimdilerde 18 milyon kitabı raflarında barındıran kütüphaneyi çok beğenmiş Cumhurbaşkanı.

Rehberi olan Prof. Feldman Türkiye'yi ve bölgeyi iyi bilen bir bilimadamı; işgalin iyice sarpa sardığı dönemde George W. Bush'a Irak konusunda hukuk danışmanlığı yaptı ve ülkenin ilk anayasasının kaleme alınmasında görev üstlendi. Cumhurbaşkanı Gül, bir süredir ısrarla vurguladığı, vakit kaybetmeden yepyeni bir anayasa hazırlanması konusundaki fikirlerini, konunun uzmanı Prof. Feldman'la paylaşmış olabilir.

Dönüş yolunda uçakta kendisiyle görüşürken Türkiye'deki gelişmelerden en fazla 'yeni anayasa' konusuna odaklandığını belli etti Cumhurbaşkanı Gül. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun uzattığı eli anlamlı buluyor. CHP'nin de yeni anayasa için kendini bağlamasıyla, arada sadece birkaç ay gibi kısa bir süre kalmasına rağmen, seçimden önce bile sonuca ulaşılabileceği umudunu besliyor.

Anayasa değişikliklerinin tek başına sorunları çözmeye yetmediğini biliyoruz. Cumhurbaşkanını halkın seçmesini öngören anayasa değişikliğini gerçekleştirdi Türkiye; ama Abdullah Gül'ün yeni maddeye göre iki dönem beş yıllık mı, yoksa eski maddede yer aldığı üzere yedi yıllık tek dönem mi cumhurbaşkanlığı yapacağı o gün bugündür tartışılıyor.

Bu tartışmadan hiç mutlu değil Cumhurbaşkanı Gül; şık bulmadığını daha önce de söylemişti, rahatsızlığını dönüş yolunda da tekrarladı. Halkoylamasıyla gerçekleştirilen yeni değişikliğe göre Anayasa Mahkemesi üyelerine görev süresi sınırlaması getirildi, ama mevcut üyeler emeklilik yaşına kadar koltuklarını koruyacaklar. İyi de, Meclis tarafından seçilmiş cumhurbaşkanı hangi akılla halkın seçeceği cumhurbaşkanının süresiyle sınırlandırılacak?

Özel yetkili mahkemelerin durumu da öyle. Vaktiyle Devlet Güvenlik Mahkemeleri (DGM'ler) ve yargıçları vardı. Anayasa değiştirilerek önce DGM'lerde askeri üyelerin bulunması uygulaması sonlandırıldı, ardından da DGM'ler bütünüyle kaldırıldı. Kaldırıldı da ne oldu? Onların yerine kurulan 'özel yetkili mahkemeler' o gün bugündür tartışılıyor. Cumhurbaşkanının bize dediği şu: "O dönem ben başbakandım ve danışmanlarım DGM'lerin yerini özel mahkemelere terk etmesine karşı çıkmıştı; ama devletin kurumları itiraz ettiği için düzenleme öyle yapıldı."

Cumhurbaşkanı Gül'ün bölük pörçük düzenlemeler yerine anayasanın bütüncül bir bakışla ve hukuki dengeler gözetilerek yeniden yazılmasından yana olduğu biliniyor. Demokratik, özgürlükçü, hukukun üstünlüğünü pekiştiren yeni bir anayasa...