Recep Tayyip Erdoğan açıklamaları ile aklımızı karıştırıyor!
Mesela bir gün "NATO'nun Libya'da ne işi var?" diye sorarken ertesi gün "NATO'nun Libya'da Libyalıların hakkını koruyacağı" gibi lafları pek rahat edebiliyor!
Bu ikilemi ile de aklımızı bir güzel karıştırıyor!
Mesela bir gün "Böyle saçmalık olur mu ya?" diye meydan okurken, ertesi gün "Komutayı Fransa'nın elinden aldık" diye sevinebiliyor!
Ve akıllarımız yine allak bullak oluyor!
Bir gün "Tam bizim istediğimiz gibi konuştu, milletin hissiyatına tercüman oldu" diyoruz!
Ertesi gün "Yahu dünkü Erdoğan'a ne oldu, bunlar nasıl laf?" diye şaşkınlığımızı dile getiriyoruz!
Tamam, bizim aklımız karışıyor, kafalarımız alt üst oluyor da kendisi bu durum karşısında ne yapıyor acaba?
Değişik zamanlarda yaptığı konuşmaları alt alta koyup okuduğu zaman "Hangisi benim?" diye kendi kendisine soruyor mu dersiniz?
Bize öyle geliyor ki, bir içinden geldiği gibi konuşan Recep Tayyip Erdoğan var!
Yapılan haksızlıklara isyan eden ve işlenmek istenen cinayetlere karşı çıkan bir Recep Tayyip Erdoğan var!
Bir de "Devlet adamı" olarak önüne konulan resmi belgelere göre konuşan Recep Tayyip Erdoğan var!
Böyle iki Recep Tayyip Erdoğan tiplemesi olunca da doğal olarak aklımız karışıyor, kafalarımız allak-bullak oluyor!
Sanıyoruz bu durum kendisini de rahatsız ediyordur!
İnsanın "Hangisi benim?" diye kendi kendisini hesaba çekme durumunda kalması elbette hoş bir şey değil! İnsanın Önce söylediklerinin tam aksini yapıyor olmasının güzel bir yanı olabilir mi?
Basın günlerdir Recep Tayyip Erdoğan'ın önce söyledikleri ile sonra yaptıklarını kıyaslıyor ve "Bu ne iş?" diye soruyor!
Bize kalırsa Recep Tayyip Erdoğan artık bir karar vermeli hangisi hoşuna gidiyorsa hep öyle davranmalı!
Yani önceden yaptığı açıklamaları doğru buluyorsa yaptıklarını da bu konuşmalarına uygun yapmalı!
Yok, önceden yaptığı konuşmaların aksine sergilediği davranışları beğeniyorsa; bunlar doğru, konuşmalarımda ölçü kaçmış diyorsa o zaman dilini tutmayı denemeli!
Karşı karşıya kaldığı meselelerde önce heyecanına yenik düşüp sonradan kendisini zorda bırakacak açıklamalarda bulunmamalı!
Kamuoyunun karşısına bir öyle, bir böyle çıkmamalı!
Bütün bunları Recep Tayyip Erdoğan'ın da bizim gibi düşündüğünü varsayarak yazıyoruz! Yani "Hangisi benim?" diye kendi kendisine nefs muhasebesi yapma ihtiyacını duyan bir Erdoğan olabileceğine inanarak yazıyoruz!
Şayet böyle bir ihtiyaç duymuyorsa, yani söyledikleri ile yaptıkları arasında bir çelişki görmüyorsa zaten söylenecek bir şey yok demektir!